CHP Genel Merkezi'nde hareketli saatler yaşanmaya devam ediyor. Her ne kadar araya TBMM'deki yemin töreni ve meclis yönetimi seçimleri girse de, gözler ve kulaklar, imza hareketini yapacaklarda. Son Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) alınan ve kamuoyuna açıklanan; "Olağanüstü Kurultay gündemimizde yoktur" ifadesinin sonrası Kurultay talep edenlerin hamlesi merak konusu. Her ne kadar Muharrem İnce'nin; "CHP bu değişimi gerçekleştiremezse yerel yönetimlerde sıfır çeker" cevabı gelse, bu söze Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ın, "İmza toplansa Kurultaya gidilir" sözünü ifade etmesi sonrası CHP'de gözler bu değişimin şekli nasıl olacağa çevrildi.
Emin olun ki; Söğütözü'nde bulunan Anadolu Bulvarı No:12'deki binada gündem Kurultay değil. Bakmayın yapılan açıklamalara hele ki Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'ın imza restine. Onlarda biliyor ki, kişiler siyasi ikballeri için çıktıkları bu yolda hep gücün yanında yer almışlardır. Ve şu an güç, Genel Merkez'de...
Zaten ardı ardına gelen destek açıklamaları nedeniyle Genel Merkez daha da güçleniyor. Düşünün Muharrem İnce'nin İstanbul'daki dev mitinginin en büyük maddi manevi destekçisi olan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ve ekibi bugün CHP Genel Merkezi'nin yanında. 39 ilçeye sahip olan İstanbul'da İnce'ye destek veren 4 ilçe var. Onlarda saf değiştirmek üzere. Her ne kadar güç önemli olgu olsa da bu kayıpta en önemli nedenlerden biri de Muharrem İnce'deki söylem ve eylem tutarsızlığı.
İzmir'de ise İnce'ye açık destek veren bu çerçevede delegeler ile birebir görüşüp fikir alan(veren) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na karşı, milletvekili olan ya da parti ve belediyelerde önemli görevlerde bulunan parti içinde de "manevi evlatları" olarak ifade edilen isimler Genel Başkan'a bağlılık bildiriyor. Hatta son günlerde Kocaoğlu sayesinde makam ve mevki bulan bu evlatlarından (aralarında bürokratlar, yeni vekil, eski ilçe başkanı olan bir yapının) yine Kocaoğlu tarafından Belediye Başkanlığı'na getirdiği bir ismi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na hazırlıyor iddiaları var.
Muharrem İnce kendi oylarının yüzde 67.74 fazlasını alan ve Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ile siyasi âşık atacağına olayı iç mücadeleye indirgeyince CHP'de siyaset yapamaz hale gelmiştir. Oysaki son 1 haftada ardı ardına çıkan KHK'lar ile hem yönetim anlamında çok önemli değişimler olmuş hem de birçok kişi işinden olmaya devam etmiştir. İşte bu duruma İnce tarafından iki kelam edilmemesi ve bir dediğini bir başka dediğinde inkâr eder şekilde sözler etmesi etrafında oluşan desteğin azalmasına hatta ve hatta CHP'ye güvensizliği de yaratmaktadır. Yarın sandıklara müşahit bulunmaz ya da insanlar tatilini bölüp oy vermeye gelmezse, bu yazılanları hatırlayın lütfen.
İmza sürecine dönersek, bu harekatın ilk hamlesi olan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na özetle, "Kurultay yap, yoksa noter tasdikli imza toplarız haaa" şeklinde gönderilen dilekçeler MYK kararına bakılırsa ciddiye alınmadı. Şimdi sıra noter onaylı imza toplanmasında. Olağanüstü Kurultay'a gitmek için Bin 266 kurultay delegesinin yarısının bir fazlası olan 634 imza toplanmak zorunda. Görünen o ki, bıçak sırtı bir durum var. Burada işi zor olan kesim imzacılar. İşin içinde olan eski tüfekler de gövdesini taşın altına koymaya başladı. "Dededen torunlarına" kadar herkes el altından hummalı çalışıyor. Hatta 12. katın koridorlarında konuşulanlara göre "Dede, Muharrem’i sakin ve tutarlı söylem" konusunda uyardı. Hoş dedeler ne getirir ne götürür iyi hesaplamak ta lazım. Kimi dede vardır çok sevilir, tek lafı ile ordu toplanır. Kimi dede vardır, geçmiş yaptıkları dolayısıyla herkesin heybesinde kendisine yönelik kin biriktirmiştir.
Ez Cümle;
CHP'de Osmanlı döneminde olduğu gibi şehzadelerin taht kavgasını kendilerinin baht kavgasına döndürmeye çalışan paşaların kavgası sahneleniyor. Bu duruma yönelik Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan'ın, "Kendi baht kavgaları için oğullarımı taht kavgasına düşüren paşalar, tarihe hesap verecek" sözü gibi CHP içinde de kendilerinin siyasi ikballeri uğruna İnce ve Kılıçdaroğlu'nu taht kavgasına sevk edenleri, tarih ve Cumhuriyete inananların vicdanı mutlaka yargılayacaktır.