Başlık bazılarına göre ağır gelebilir ama yazının tamamını okuyunca haklısın Adem Nakçı diyeceğinizden eminim.
Hepimizin malumu 15 gündür Türk Siyasi tarihinin en önemli çıkışlarından birinin ardından ortaya konan “Adalet Yürüyüşü” devam ediyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yıllardır kendine yakıştırılan “Gandi” ismine yakışır ilk(!) “Pasif Direniş” eylemini ortaya koyduğu Adalet Yürüyüşü bence beklenenden daha çok kamuoyu oluşturdu. 16 Nisan’da yapılan ve sonuçlarının halen tartışıldığı Cumhurbaşkanlığı Sistemi Anayasa Değişikliği Referandumu sonrası oluşan “Hayır Bloku”nu konsolide eden bu yürüyüş etkili olsa gerek Ak Parti Hükümeti’ndeki bakanlardan yada Ak Parti üst yönetiminden birileri çıkıp bu etkinlikle ilgili haddinden fazla sert açıklamalarda bulunuyor. Hatta güzergahta bulunan Ak Partili belediyelerin bazıları parti üst kadrolarına şirin görünmek adına bazı uygulamalarda (konaklanan tesisin suyunu kesmek, baskın zabıta denetimi yapmak) bulunuyor. Bazı parti yandaşları tarafından güzergahlarına hayvan gübresi dökülüyor.
Hatta TV ekranlarında yeterince yer bulamayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve üst kadrosu yürüyüş güzergahı boyunca sık sık ekrana gelir oldu. Her yürüyüş günü sonu yapılan açıklamalardan canlı yayın yapmak için TV’ler adeta sıraya girdi. Bu hareket o kadar büyüdü ki ilk gün onlarca kişi ile başlayan yürüyüş bugün binler ce insanın katılımı ile yürüyor.
Bu tür etkinlikler katılım sayısının artması ile güçlenir daha çok kitleye ulaşır ve anlamı artar. İlk zamanlarda “Adalet Yürüyüşü”ne bu yönde yapılan katılımlar son dönemlerde bazıları tarafından adeta şova dönüştürülüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından başlatılan bu önemli süreçte başından beri yanında olması gerekenler dostlar alışverişte görsün misali sosyal medya hesaplarından bir iki kare fotoğraf ile ya da 10-15 saniyelik görüntüler paylaşım yapmaya başladı. 18-20 kilometrelik günlük parkurun çok kısa bir kısmında yürüyen sonrada gruptan ayrılan bu isimlerin paylaşımları bu özel eylemi sulandırmaktan öteye gitmiyor. Önümüzdeki seçim süreci için “bende ordaydım” diyecek reklamları yapmak adına ortaya konulan bu tavır olsa olsa ülkede en çok tartışılan konu olan “Yargının Bağımsızlığı” için yapılan bu etkinliği sabote etmektir.
Kendini Kahramanlaştıranlar!
Bu selficilerin dışında hele de bazı isimler var ki onların tavırları akla zarar. Grup içinde ilk günden beri Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında olanlardan edindiğimiz bilgilere göre “part-time eylemcilik” yapan bu isimler her günün sonunda sosyal medya hesaplarından “akil adam, bilirkişi yada hareket lideri” havasında paylaşımlar da bulunarak etkinliğin öznesi hatta bu işte gizli kahraman olduğunu ifade etmeye başladı. Görüştüğüm parti tabanından birçok kişi, meşhur olmak adına ya da önümüzdeki seçimlerde kendine koltuk elde etmek ya da siyasi figür olmak adına yapılan bu hareketleri “komik, zavallılık ve acziyet” olarak karşılıyor. Bu şahsiyetlere buradan iletmek isterim.
Son cümle olarak; Türkiye’nin en az yüzde 50’si tarafından ülkede adalet, insan hakları, kişi hak ve özgürlükler anlamında bir kaos yaşanıyor. Ekonomik anlamında, dış politika alanında ülke çıkmaz içinde. Bu etkinlikte ana tema adalet olsa da mevcut iktidara gidişatın kötülüğü hatırlatılıp çözüm üretilmesi konusunda bir uyarı anlamı var. İşi sulandıranlar için reklam alanı olarak görülen bu hareket ülkemizin geleceğinde önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu nedenle işi daha fazla sulandırmayıp haklı mücadelelerindeki insanların çabasına gölge düşürmekten vazgeçin!..
Değindiğin konulara ve tesbitlerine yürekten katılıyorum....