Referandumdan birkaç ay önce başlatılan ve bazı kesimler tarafından “Özgür”lükçü Sol olarak değerlendirilen ve kapalı kapılar ardından tartışılmaya başlayan hareket gündeme gelmesiyle birlikte saman alevi gibi parlayıp yok oldu gibi. TBMM CHP Grup Başkanvekili olan Manisa Milletvekili Özgür Özel diğeri ise partinin sözcülüğünü yapan Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ile umutlanan bazı partililer adeta ters köşe oldu.
Büyük umutla ortaya atılan isim kapalı grup toplantısında gördükleri tepki sonrası karar aşamasına gelmişti, bu süreçte Parti Sözcüsü olan Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke’nin her iki görevden istifa etmesi ve adeta bir manifesto gibi yazılı açıklama yapması söz konusu kesimin umudunu arttırırken önce Özgür Özel ardından da Selin Sayek Böke’nin parti içinde Olağanüstü Kongre için hareketlenen kesime adeta ters köşe gol oldu. İşte bu sürecin ardından geçen kongrenin kaybedeni Yalova Milletvekili Muharrem İnce devreye girdi ve ardı ardına sert açıklamalar yaparak Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenmeye başladı. Hararetli konuşması ve sert üslubuyla her ne kadar bazı kesimleri heyecanlandırsa büyük çoğunluk tarafından CHP içindeki Brütüs olarak görülmeye başladı.
İnce'yi Brütüs olarak nitelendiren kesim bu suçlamayı; "Daha referandumla ilgili girişimler sürerken başka şeyi tartışmak parti içi kavga yaratarak dışa dönük mücadele gücünü kırmaktan öte bir çaba değil" sözleri ile savunuyor. Haksız da değiller hani. Referandum sonuçları 15 senedir tek başına iktidar olan Ak Parti'yi ülke içi dengeleri gözeterek yeni bir yol haritası çizmesi uyarısı vermişken böylesi çıkış bu değişim şansını adeta ortadan kaldırdı. Ve Ak Parti'nin söylemleri eski halinde devam eder oldu. Parti içindeki bu zamansız muhalefet hareket bir çok partilinin gözünde seçimleri ve başkanlığı tartışma ortamından düşürerek meşrulaştırmaya çalışmak olarak algılanıyor.
Parti kulislerine bakarsanız partililer sert muhalefetten yana. Çekinmeden doğruları her platformda seslendirebilen ve yanlışa net, açık, cesurca ve yüksek sesle dile getiren bir yapı istiyor. Özgürlükçü, gerçek, uç, milliyetçi diye boşuna solu isimlendirmeyin. Partinin istediği "Cesur Sol". Kendi içinde bir birine saldıran ve birbirini yıpratmak için en ağırından laflar sayan bir yapı yerine dosta güven rakibe korku salan bir muhalefet anlayışı isteniyor.
Örnek isterseniz; Başbakan Süleyman Demirel ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın siyaset rekabetini hatırlayın derim. Sırf Özal'ı meşrulaştırmamak için uluslararası psikolojik merkezlerin kullandığı derin stratejiler ve taktikleri kullanırdı. Bu stratejide önce hedef kişiyi arkadaşlarından ve yol arkadaşlarından ayırıyor ve onu yanılzlaştırarak bir nevi tecrit ediyorsunuz. Demirel bu çerçevede Özal'a, “Çankaya’nın Şişmanı”, “Diktatör”, “Karısından Başka Kimseyi Dinlemeyen Adam” gibi ifadelerle, bu sistemi hayata geçirmişti. Hem Özal'ı yalnızlaştırmış bu süreçte halk üzerinde de etkisini azaltmıştı.
Eminim ki CHP içinde beklenen bir "Cesur Solcu" vardır.
GönderMe1: Ak Parti İzmir'de 21 Mayıs'ta yapılacak tarihi kurultay öncesi değişim bekleyenlerin kulisleri dedikodular ile hareketlendirmesinin gözler il başkanlıklarına çevrildi. Uzun zamandır sık sık göreden alınacak denen İzmir İl Başkanlığı koltuğu da en çok merak edilen başkanlıklardan biri. Görevden alınacağına o kadar garanti bakıyorlar olsa gerek aralarında 3 eski il başkanı başta olmak üzere 10 civarı isim kulis çalışmalarını hızlandırmış durumda. Bazıları ise referandum sonucunun belli olduğu 17 Nisan sabahı Ankara'yı mesken etti bile.
GönderMe2: Bu isimlerden bazıları kendini o kadar garanti görüyor ki yakın çevresi onun adına paye dağıtmaya başlamış durumda. Hatta, bu payeler için de yapacakları bağışları dillendirdikleri bilgisi kulağıma geldi. Eskilerin dediği gibi Allah feraset versin!
GönderMe3: Ak Parti İzmir'de maşllah herkes koltuk savaşına gierken sessiz ve derinden Ankara'nın gözdesi olan bir isim var. Mali İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hasan Ali Karaman Bestepe Küllüyesi'nin yeni gözdesi olarak öne çıkıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrika Gezisi'ne katılan İzmirli tek isim olan Karaman, Çin Gezisi'nin de tek İzmirliydi. Bu iki gezide de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özel görüşme fırsatı bulan Hasan Ali Karaman'ın bence parti içinde koltuk için savaşanlara anlatması gereken dersler var. Mesela "Kavga etmeden sadece çalışarak nasıl başarılır?" dersini mutlaka vermeli!