CHP'de başlatılan imza süreci bugün 9'uncu gün. İmzacılar ve CHP Genel Merkezi arasında karşılıklı atışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Tartışmaların dozajı her geçen gün artıyor. Dozaj arttıkça üslup ve söylemlerdeki kalitede “dibin dibi” denen seviyeye iniyor. Özellikle sosyal medyada, imza süreci ile ilgili paylaşımların ya da haberlerin altına yazılanlar ve orada yaşanan kavgaları gördükçe, imza sürecinin CHP'ye ne kadar büyük zarar vereceğini göreceksiniz.
Başta sürecin aktif isimlerinin olmak üzere tartışmalarda kullanılan dil ve üslup değişim talebinin sorgulanmasını elzem kılıyor. “Neden değişim isteniyor?”, “Değişim talebi ideolojik mi, kişisel hesap mı?” işte bu iki sorunun cevabı sonrası kesin sonuç elde edilecektir.
“Neden değişim isteniyor?”
Bunlardan ilki olan “Neden değişim isteniyor?” sorusunu imzacılara sorduğunuz da size verilen, “Parti başarısız” şeklinde kısa bir cevap var. İmzayı isteyenler ve hatta imza verenlerin içinde bazı il ve ilçe başkanları da var. Başarısızlık söz konusu ise 24 Haziran seçimlerinde 48 kentte oyu düşen bir CHP var. Bu oy kaybının tek sorumlusu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu mu? CHP gibi kendi sol-sosyal demokrat addeden partilerde, “parti örgütü” vardır. Hangi parti örgütü “Danışma Kurulu” toplayıp öz eleştiri verdi ya da oy kaybının gerekçelerini sordular mı? Bu imza veren il ve ilçe başkanları kendilerine pay biçmiyorlar mı? Madem başarısızlık var ve bundan yönetim kademeleri sorumlu tepeden tırnağa herkesin suçunu kabul edip görevi bırakması gerekmiyor mu?
Değişim İdeolojik mi Kişisel mi?
Tamam, diyelim ki başarısız değişmesi gerekiyor, bu değişim ne yönde olacak? CHP'nin ideolojik olarak söylemlerini ve eylemlerini değiştirerek mi yapılacak yoksa Genel Başkan ve MYK üyeleri gidecek yerine başkası mı gelecek? Değişimden kasıt ne bunu önce ortaya koymak gerekir. Kaldı ki partilerin anayasası olan “Tüzük” değişmedikçe, “sen kalk o otursun” mantığından öteye gitmeyecek değişim ile ne kadar başarı yakalanabilir.
Değişim isteği tamamen kişisel...
Bugün 9'uncu gününe giren imza sürecindeki değişim isteyenlere baktığımızda değişim talebinin partinin ideolojisi, söylemleri, eylemleri ve tüzüğü ile ilgili olmadığını net görebiliyoruz.
Bu konuda çokça CHP'li dostumdan da telefon aldım. Hatta birinin dediği şu sözleri sizle paylaşmak istiyorum; “Kâğıt oyunlarında kötü eli ifade etmek için kullanılan ‘beş benzemez’ tabiri bu imzacı yapıya tıpatıp uyuyor. Zira siyasi olarak birbirine uymayan, benzeşmeyen yapılar CHP'deki Genel Başkanlık değişimi için bir aradalar. Diyelim ki değişim oldu paylaşım nasıl olacak? Her biri bir diğerinden habersiz koltuk için söz veriyor. Aynı koltuğu isteyen çokça isim var. O paylaşım da ne olacak? 30 Mart 2014'te olduğu gibi karşı tarafa geçip rakip aday mı olacaklar?”
Pirus Zaferi partiyi bitirir!
Görünen o ki bu çekişmede kim kazanırsa kazansın partin tüm güçleri ile çarpıştıkları için “Pirus Zaferi” kazanmış olacak. Bilmeyenler için açıklayalım; Pirus Zaferi yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder.
MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus, Roma'ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. Pirus savaşı kazanırken ordusunun büyük bölümünü kaybettiği için, sonrasında hezimet üstüne hezimet yaşayarak ülkesi yok olur. Hatta rivayet odur ki Romalılar ile savaşından sonra, “Bir zafer daha kazanırsam tamamen biteceğim” demiştir.
Sanırım yeterince açık anlatım oldu. Bildiğim tek şey bu sürecin sonunda CHP'yi iyi günlerin beklemediği kesin...
GönderMe1: İmza sürecinde, imzacılar CHP Genel Merkezi'nin delegeye baskı uyguladığını belirten açıklamalar yaparken, Genel Merkeze destek veren isimler ise imza verilmesine karşılık “Ulufe” gibi makamlar dağıtıldığını iddia ediyor. Hatta bazı isimlere iş verildiği de konuşuluyor. İmza verenlere vaad edilen koltuklar ile ilgili öyle isimler geliyor ki bu iddialara inanmamak elde değil. İsimleri merak edenler arayabilir:)
GönderMe2: CHP'de Muharrem İnce'yi başa getirmek isteyenlere bugünlerde sık sık cevap veremeyeceği sorular sorulmaya başlandı. “Seçim gecesi neden kayboldu?”, “Genel başkana karşı aday olmayacağım sözünden neden vazgeçti?”, “Seçim sonrası Kılıçdaroğlu ile görüştükten sonra önce tatil yapıp sonra 81 ili gezip parti adına çalışma kararından neden ve kim tarafından vazgeçirildi?”, “Partiyi basın önünde tartışmam diye İnce ne değişti de neredeyse her gün bir yandaş kanalda partimizi ve genel merkezimizi tartışılır hale getirdi?”
GönderMe3: CHP Genel Merkezi koridorlarında, imza sürecine Mustafa Sarıgül'ün de katıldığı, kendisine yakın olan isimleri aradığı ve imza istediği konuşuluyor. Buna da örnek olarak Menemen İlçe Başkanı Hürol Taklak ismi veriliyor. Önder Sav isminden sonra Mustafa Sarıgül isminin devreye girmesinin yorumunu delegeye bırakıyorum.
GönderMe4: En vahim iddia ise AK Parti'ye çok ama çok yakınlığıyla bilinen ve Türkiye'de inşaat sektörü deyince akla gelen ilk isimlerden olan birinin de bu sürecin finansörü olduğu. Eğer bu iddia doğru ise, CHP'yi yıkmak için büyük bir proje devrede diyebiliriz...