Hatırlarsınız daha önceki yazılarımda sıkça siyaseytin dilinin kirlendiğini insaların artık çıkar ve menfaat için bu işlerin peşinden koştuğunu dile getirmiştim. İşte bu ifadelerim gün geçtikçe daha da net bir şekilde ispatlanıyor. Özellikle de Ak Parti içinde yaşanan Olağanüstü Kongre sürecinde bu iyice ortaya çıktı.
Ak Parti'dek bu olağanüstü süreç devam ederken parti içinde ehliyet ve liyakat adeta gözardı ediliyor. Ak Parti'den çok sevdiğim bir dostum, (ki kendisi partinin hemen hemen her kademesinde görev yapmış biridir) geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir sohbette bu konuya dikkat çekerek, "Partimizde; ehliyet ve liyakat aldı başını gidiyor usul usul, menfaatvari bir sadakat baş köşede" ifadelerini kullandı.
Özellikle bugüne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma metinlerini hazırladığı ifade edilen eski Başdanışmanlarından Ak Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal'ın ifade ettiği; “Güçlü cumhurbaşkanı ve güçlü başbakan ile yürümüyor. Bundan sonra gelecek başbakanın profili daha düşük olacak” sözleri kamuoyunda tartışılsa dahi parti içinde haklı ifadeler olarak kabul görmesi bu ifadeye katkı sağlıyor. Gerçekten son dönemlerde kadrolarında ciddi sıkıntılar olan ve neredeyse hemen hemen tüm teşkilatlarında isyana varan itirazlar olan Ak Parti'de bu söz tam tarif olarak kaşımıza çıkıyor.
Son süreçte ortaya atılan genel başkan adayı isimleri(dolayısıyla başbakan olacak) etrafında oluşan kümelemelere bakınca durum daha da vahim bir hal alıyor. Sitemizin yazarlarından "Delinin Zorunun" geçtiğimiz yazısında dile getirdiği "Dosya Savaşları"nın en ağırlarından biri başlayacak gibi gözüküyor. Bu ekipler il ve ilçe başkanlıklarında etkin rol almak iin birbirleri hakkında çalışmalara çoktan başladı bile. Zaten var olan belgelerine yeni belge katmanın peşindeler.
Aslında bu sorun salt Ak Parti'nin sorunu değil.Ğlkemizdeki siyasi yaşamın neredeyse bir parçası. Uzun süre iktidarda kalan parti büyüdükçe içine iktidarın nimetlerinden faydalanmak isteyen yeni gruplarkatılmaya başlıyor. Ve bu katılımlar sonrası pastadan aşınan pay küçüldükçe bu tür çekişmeler yaşanmaya başlıyor. Özellikle tepedeki isimler mevcut iktidarlarını sürdürmek için zamanla "ehliyet ve liykat" sahibi isimlerden çok, bu gruparın büyüklüğü ve gücüne göre hareket etmeye başlıyor. İşte bu süreçten sonra bunun çöküşü yaşanıyor. Bu konuda önümüzde DP ve ANAP örnekleri çok net dururken, mevcut Ak Parti iktidarında da buna göz yumulmasını anlamış değilim.
İşte bu seviye düşmesine yol açan bu kontrolsüz büyüme sonrası ülkemizdeki siyasette gittikçe yozlaşmaya başladı. Gelişmiş ülkelerde en çok güven duyulan yapılardan olan siyasi kurumlar bu nedenledir ki ülkemizde en son sıralarda yer alıyor. Umarım tez zamanda siyasette "ehliyet ve liyakat" sahipleri yeniden şans bulur. Bulmaz ise gitikçe kaosa doğru sürüklenen siyaset ve güvenli yaşamımız daha da kötü hal alacaktır.
GönderMe1: Bu yazının en net örneği herkesin bir anda ismi öne çıkan Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım'a büyük teveccüh(siz anladınız!) başladı. Maşallah birlikte fotoğraflar, üst düzey yalaka yazılar havada uçuşuyor. İşte yazıda bahsettiğimiz olay tam da bu durum.
GönderMe2: 2016'ya girerken hepimizin ortak duası "Barış, huzur, sağlık ve kardeşlik"ti. Bu saate kadar bu saate kadar tutmayan bu dileğimiz umarım bu saatten sonra tutar. Akan bu kanın durması ve yaşanan bu sıkıntılı sürecin bir an önce bitmesi gerekiyor.
GönderMe3: Siyasette Ak Parti'nin Olaganüstü Kongre kararı almasının ardından ciddi bir sessizlik başladı. Bu sessizlik ülke siyasetini de yansımış durumda. Ama görünen o ki Ak Parti'e yeni genel başkan(başbakan) atanması ardından da oluşturulacak bakanlar kurulu ve parti üst yönetiminin belirlenmesinin ardından özellikle Ak Parti'de ciddi vir hareketlilik olacak gibi.
GönderMe4: CHP içinde olaganüstü kongre için hazırlık yapılıyor iddialarına Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Van'da yapılan İl Başkanları toplantısında yanıt geldi. Kılıçdaroğlu'nun "toplayın imzaları kurultaya gideriz" sözlerine henüz yanıt gelmedi. Ama bu işler genelde kapalı kapılar ardında olur CHP'de. Bilen bilir; özellikle İzmir'de "çoban ateşi yakmak" pek bir modadır.