Siyaset kulislerinde erken yerel seçim ile ilgili dedikodular arttıkça ortaya aday adayı olacaklar ile ilgili iddialarda düşmeye başladı. Özellikle CHP içinde dile gelen bu isimlerin birçoğu ne hikmetse mevcut vekiller arasından çıkmış durumda. Konuşulan bu vekil isimlerinin tamamı ne hikmetse öncelikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı (Bunda mevcut Başkan Aziz Kocaoğlu'nun aday olmayacağını ima etmesinin -ki bana göre adaydır- etkisi var) isteyip Bayraklı, Bornova, Konak ve Karabağlar gibi ilçelere "Fit olacak" havadalar. Bu konuşulan isimlerin hiçbiri çıkıp "Yok kardeşim öyle derdim. Halk beni vekili olarak seçi TBMM'de görev yapacağım" dememesi iddiaları daha da güçlendiriyor.
Bu yazımda dile getirmek istediğim kimin ne isteyip istemediği değil. O onların bileceği bir şey ama emin olsunlar ki CHP içinde bu dedikodulara tepki gittikçe artıyor. Artması da normal. Zira bu isimler "CHP İktidarı" için yola çıkmışlardı. Hepsi CHP'nin hazırladığı seçim bildiresine imza atan isimler. Görünen o ki bu isimler CHP'nin iktidar olacağına inanmamışlar ki "Muhalefet Vekili" olmak yerine başka arayışa girmişler. Son dönemlerde sıkça CHP'ye oy verebilirim diyenlerin sayısındaki artıştan bahseden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu maalesef kendi vekillerini iktidar olacaklarına dair ikna edememiş. Kulislerde dile getirilen bu aday adayı isimlerinin fazlalığı alenen onun göstergesidir.
İşin daha vahim tarafı muhalefet vekillerinin cevaplarını uzun sürede dahi alamayacakları bildikleri soruları sordukları önergeler dışında dönüpte "Meclis çalışmalarında şunları yaptım" diye anlatacakları çok ciddi icraatları yok gibi. Geçtiğimiz haftalarda yapılan danışma kurularında boy gösteren vekiller yaptıklarından çok ya parti içi ya da hükümete yönelik şikayetler ile dile geldiler. Oysa ki sizi Ankara'ya gönderen partilileriniz "sen, ben, bizim oğlan" şeklinde yapılan 30-40 kişilik danışma meclislerinde (Foça'yı burada ayrı tutmasam haksızlık olur) şikayet etme yerine Ankara'da varlık göstermenizi, İzmir'de eksik yarım ya da sözde kalan icraatları takip etmenizi bekliyor.
Gerçi onlar da haklı. İktidar vekili olmadıktan sonra vekilliğin nimetlerinden faydalanmak zor. Ankara’da yeterince etkin olamayabiliyorsunuz. Neticede iktidar vekili olmayınca devlet kurumlarında da söz sahibi olma şansı olmayınca kentinizde de hükmünüz bitiyor. O nedenle 550'de bir olmaktan ise bir ilçede baş olmak daha iyi diye bakıyorlardır. Tercih elbette ki onlarındır ama millettin de; “Kardeşim madem bırakacaktın neden önseçim sürecinde o kadar çabaladın ve bir dünya para harcayıp onlarca vaatte bulunup söz verdin? Madem bırakacaktın, iktidara sizden daha çok inanmış ve sonuna kadar mücadele edecek insanların önünü kestiniz?” diye sorma hakkı vardır.
Netice de milletin kendince bir hesap sistemi vardır. Ondan değil midir ki 2-3 dönem vekillik yada belediye başkanlığı yapan isimler değer görmezken çok kısada olsa oturdukları koltuğun hakkını verenlere “efsane” gözüyle bakıyor.
GönderMe1: İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş Kültürpark’taki yeşil alan ile ilgili çalışmalar ile ilgili topa girmiş ve “Yeşili çok istiyorlarsa Kartalkaya’ya gitsinler. Kemalpaşa’nın sırtlarında çok güzel ormanlar var” diyerek tepkisini de dile getirmiş. Ekrem Bey çok haklı(!). Kendisi yeşile ve doğaya karşı duyarlılığını Ayasandra Koyu’nda, Balçova’da ve Urla’da çok net göstermiş bir isimdir(!). Yine verdiği adresler ülke içinde yerler New York’taki Central Park’a gidin de diyebilirdi.
GönderMe2: Aslında İzmir’deki belediyeler çok güzel yönetilir de hep eş(!) konusundan kaybediliyor. Bu konuda o kadar çok anlatılan hikaye var ki “şu eşler olmasa belediyeler ne güzel yönetilirdi” diye düşünmeye başladım.
GönderMe3: Siyasette il ve ilçe başkanlığı makamları Genel Başkanı temsil eden makamlardır. O nedenledir ki bu makamlara “Genel Başkan Vekilliği” derler. Ama günümüzde öyle bir hal almış ki belediye başkanlarını savunup partilerini yüceltmeleri gereken makamlarda oturanlar belediye başkanlarının gölgesinde girmeden iş yapamaz haldeler.