CHP’de 20 Temmuz üye çizelgelerinin Genel Sekreterlik tarafından gönderilmesi ile başlayan ve 15 Ağustos’ta başlayan delege seçimleri ile iyice hareketlenen CHP İzmir İl Örgütü’nde 22 Ağustos tarihinde seçimlerin iptali ile dinen tansiyon dün bir anda yükseldi. 10 İlçe başkanının Genel Merkezi ziyaret etmesi ve burada yaşananların kente ve parti örgütüne yansıması ile tansiyonun yükselmesi bir anda gerilime döndü.
Aslında bu gerilim Bedri Serter’in göreve geldiği günden beri alttan alta sürüyor. Bunun kaynağı da bazı ilçe başkanlarının il yönetiminde boşluk olduğunu görerek özellikle sırtını bazı vekillere ve Genel Merkeze dayamaya çalışarak hareket etmesi ve yönetim içinde ilk günden beri sırtını Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Parti Meclisi Üyesi Alaattin Yüksel ekibine dayayarak hareket eden isimler oldu.
İşte boşluk olduğunu düşünen ilçe başkanlarından özellikle Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak’ın süreç içerisindeki sert çıkışları (Kocaoğlu’nun Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu İzmir’den aday olmaya davet etmesi sırasındaki tepkisi, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ile birkaç kez ters düşmesi) bu tansiyonun yükselmesine en büyük nedenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Parti kulislerinde hakkında 7 Haziran seçimleri sonrası “İlçe başkanlarını tek tek arayarak Bedri Serter’in başarısız olduğunu ve gereğini yapması gerektiği” açıklaması yaptığı ve İzmir’de hakimiyet kurmak isteyen partinin yetkili ağızlarından biri olan isimle birlikte hareket ettiği iddiası da ortaya atılan Başak’ın son ilçe başkanları krizinde de kilit rol oynadığı konuşuluyor. Kulislerdeki bir diğer iddia ise, Konak İlçesi’nin Turgut Reis ve Mersinli Mahallelerinde yapılan seçimlerin açıklanan gün ve saat yerine “baskın seçim” yöntemiyle öne alınarak yapılmasına itiraz eden partililerin itirazlarının ilçenin red etmesine rağmen il yönetimince kabul edilerek seçimin iptal edilmesinin Başak ve Serter arasında gerilimi daha da arttırdığı yönünde.
Delege seçimleri nedeniyle yaşanan şikayetler nedeniyle sık sık Başak ile karşı karşıya gelen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bilim ve Teknoloji konularındaki danışmanı olan İzmir eski Milletvekili Erdal Aksünger ile birlikte bu toplantıyı organize ettiği iddiası ise parti de dengelerin ne kadar değişken olduğunun en net göstergesi.
Öte yandan görüşmeye katılan isimlerin Gaziemir İlçe Başkanı Umut Tekin(ki onunda birlikte gitmediği orada tesadüfen grupla karşılaştığı ve ziyarete dahil olduğu iddiası var) dışında kalanların tamamı 2. bölgede ilçe başkanlığı yapan isimler. Bu isimler arasında İl Başkanlığı için hazırlandığı iddia edilen Çiğli İlçe Başkanı Utku Gümrükçü var. Kendisine İzmir Milletvekilleri Tuncay Özkan(ki Utku Gümrükçü bir dönem Özkan’ın Genel Başkanlığı görevini sürdürdüğü Yeni Parti’nin İzmir İl Başkanıydı) ve Mustafa Balbay ile yakın teması dikkat çekici.
Dikkat çeken bir başka konu ise bu tür toplantılarda konuşulanların hemen kamuoyuna yansıması. Son İl Yönetim Kurulu toplantısındaki isimlerin konuşmalarının kelimesi kelimesine dışarı yansıması bir gazetecilik başarısı olsa da parti içindeki disiplinsiz davranışın ve siyasi ahlaka aykırı tavırların ne kadar ileri boyuta gittiğinin en net göstergesi olmasıdır.
Parti’de yaşanan bu gerilim ve sebepleri bu kadar net ortadayken CHP’nin İzmir’de başarı yakalaması hedeflenen milletvekili sayısına ulaşması hayalden öteye geçemez.
Sonuç olarak, bu duruma son vermek İl Başkanı Bedri Serter’in elinde. Serter’in özellikle CHP İzmir Örgütünde yaşanan siyasi kirlenmenin temizlenmesi ve siyaset hegemonyasını kırmak için “kibar, nazik ve naif insan” kimliğinden sıyrılması lazım. Bunun için Serter'in disiplinli ve taviz vermeyen yönetici kimliğini ortaya koyup masaya yumruğunu vurması gerekiyor. Gördüğüm kadarıyla yönetimi içinden de bu “kaostan medet uman” siyaset yapısından rahatsız olan ve kendisinden bu atağı bekleyen, onunla beraber yol yürüyecek çok sayıda isimde var.
GönderMe1: Ak Parti’de en çok konuşulan konuların başını listelerde değişiklik yapılıp yapılmayacağı tartışılıyor. Hatta bazı basın yayın organları “teşkilatın listesi” diyerek 7 Haziran seçimlerinde adeta hezimete uğrayan listeyi pazarlamaya çalışıyor. Sanırım değişiklik yapılacağı bilgisine herkesten önce onlar kapıldı. Bu insanların teşkilattan ne kadar uzak oldukları sağır sultana bile “7 Haziran listesini değiştirin” taleplerine rağmen başlattıkları bu kampanya ile çok net ortaya çıkmıştır.
GönderMe2: Ak Parti’nin 7 Haziran listesinde değişiklik yapmadan seçime girmesi siyasi intihar olur. Özellikle vekil olduktan sonra yaptıkları konuşmalar ile partilerini tartışmaya açan isimlerin yerine ciddi anlamda teşkilattan gelen isimler yer almalı. Bu isimlerin bazıları (Örneğin Atilla Kaya gibi) mevcut listelerden yukarı kaydırılabilir. Ya da partide en uzun süre başkanlık yapan isim olan Ömer Cihat Akay’ın yanı sıra Karşıyaka eski İlçe Başkanı Tuncay Bozkurt (Karşıyaka ve İzmir profiline uygun isim olması nedeniyle) gibi isimlerin listeye dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
GönderMe3: Ak Parti listelerinde Doğu ve Güneydoğu kökenli aday olma zorunluluğu giderek artmıştır. Özellikle yeni seçilen bazı milletvekillerinin Kürt seçmenler üzerinden sarf ettikleri hakaretamiz sözlerden sonra bu zorunluluk kendini daha da fazla ortaya koymuştur. Şahsi fikrim, eğer listelere Doğu ve Güneydoğu kökenli aday yerleştirilecekse hakarete varan açıklama yapan milletvekilleri ile değiştirilmesi elzemdir. Bu konuda başvuran adaylar içinde Fevzi Bayram ve Rasim Kahraman gibi isimler Doğu ve Güneydoğu kökenli vatandaşlardan oy alabilecek isimlerdir.