15 Temmuz Süreci'nin ardından Türkiye'de yeni bir süreç başladı. Özellikle OHAL uygulamasının hayata geçirilmesinin ardından Kanun Hükmünde Kararnamaler ile ardı ardına alınan kararlar ile yeni bir yönetim anlayışı da dizayn edilmeye başlandı. Bir nevi Başkanlık sistemi hayata geçirilmeye başlandı. Darbenin hemen ertesi bir çok insanın destek verdiği süreç yavaş yavaş yerini yönetim anlayışına karşı homurtulara bırakmaya başladı. Bu süreçte vatandaşın en çok dile getirdiği şey mevcut iktidarın karşısında ciddi bir muhalefetin olmaması idi.
Cemaate yapılan operasyonlar MHP'ye sıçrarken ve çok sayıa Ülkücü ardı ardına gözaltına alınırken ne hikmetse MHP Yönetimi bu konuda çok ciddi bir sessizlik içinde. Bu konuda tek isyanın mevcut yönetime muhalif olanlardan gelmesi manidar olsa gerek. Zaten parti içi muhaliflerin en çok şikayetçi olduğu konu mevcut iktidar tarafından partilerinin dizayn edildiği ve buna Genel Başkan Devlet Bahçeli ve kadrosunun kendi bekaası için sessiz kalması. MHP en az koltuğa sahip olan muhalefet olduğundan çok ciddiye alınmıyor olsa gerek gözler Ana Muhalefet CHP'de. Orda da adeta ölü toprağı serpilmiş şekilde ciddi bir sessizlik var.
Özellikle CHP içindeki bir grup bu durumdan rahatsızlığını yüksek sesle dile getirmeye başladı. Yenikapı Mitingi ardından oluştuğu dile getirilen "Yenikapı Ruhu" sonrası oluşan sessizliğin ardından başta Başbakan olmak üzere Ak Parti'nin üst düzey yöneticilerinin muhalefet ile ilgili açıklamaları bu rahatsılığı ciddi şekilde körüklüyor. Son olarak sol sosyal demokrat sendika olarak bilinen Eğitim-Sen üyesi 11 bin 500 öğretmenin işten atılmasından sonra CHP muhalif çıkışlara başlasa bile yeterince etkili bir muhalefet yapıldığı iddia edilemez.
Maalesef görünen o ki CHP yüzde 25'te kendini sabitlemiş durumda. Oy kazanmaktan çok mevcudu korumak için çalışıyor. Parti muhalefet görevi yapmaktan çok kendi içinde muhalefet iktidar kavgası ile meşgul. Oysa CHP için "CHP Varsa Herkes İçin Var" partinin Genel Başkanı için "Halkın Umudu Kılıçdaroğlu" sloganı dillendiriliyor. Bu sloganlarla yola çıkan partinin iç kavga ile enerji tüketmesi, halka dair bir çabası olmaması ülkeninde iyi yönetilmemesini sağlıyor.
Unutulmaması gereken temel unsur; "İyi muhalefeti olmayan ülkenin iyi bir iktidarı da olmayacağıdır."
GönderMe1: CHP'de yaşanan iççekişmeye en iyi örnek İzmir İl Gençlik Kolları olsa gerek. Göreve gelindiği günden beri bir türlü kavganın dinmediği gençlik kollarında ayrışma iyice su yüzüne çıkmış durumda. CHP ne çekti ise, "Ülke ve parti çin çalışanlardan öte birilerinin adamı olup onlar için çalışanlar"dan çekti. Gençler bırakın koltuklar için kavgayı da ülke için ne yapabilirsiniz onu hayata geçirin.
GönderMe2: FETÖ/PDY örgütü ile ilgili herkese dokunuldu bir tek Ak Parti'de bir temizlik yapılmadı. Oysa ki siyasetle az çok ilgilenen herkes bilir ki Ak Parti'de o dönemki adı ile "Hizmet Hareketi"nin referansı çok önemliydi. Bu referanslarla bir çok içe başkanı, yönetim kurulu üyesi, Belediye Meclis Üyeleri, milletvekilleri hatta ve hatta bakanlar belirlendi. Bu isimlere ne hikmetse kimse ne el atıyor ne de dile getiriyor. Bunlara el atılmadıkça ortalıkta paye almak için itirafçılar peydah oldu. Bunların ifadeleri ile ortalık çok karışmış olacak ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Eroğan bile "at izi ile it izininin karıştığı"ndan şikayetçi oldu.
GönderMe3: Geçen günlerde Gerçek Haberci'deki ekip arkadaşlarımdan Soner Arslan'ın "bazı vekiller sadece soru önergesi vermek için yaşıyorlar." sözüne ne cevap vereceğimi şaşırdım. Bilere gelen haber maillerine bakınca "Haklısın Soner" demekten öte bir şey diyemedim. Sahi sayın vekiller size vekalet veren halk sizleri görmek istiyor. Bir görüşüp dertleşseniz fena olmaz hanı.