Türkiye'nin kader seçimi olarak değerlendirilen 24 Haziran Genel Seçimleri öncesi son düzlüğe girildi. Partilerin artık son kozlarını oynayacağı haftaya girdik. Anket yasağının olduğu dönemde masalarda fısıltı gazeteleri çalışıyor. Doğal olarak elde veri olmayınca ya eski verileri kullanıp ya da kendi gönüllerinden geçene göre açıklamalarda ya da yorumlarda bulunuyorlar. Bazı arkadaşlar ve okurlarımız arayıp rakamların teyit ettirme çabasındalar.
Her ne kadar kamuoyuna anketler açıklanmasa da partiler harıl harıl anket yaptırmaya devam ediyor. Ve bu anketler bir şekilde el altından partililere motivasyonu arttırmak için sunuluyor. Her ne kadar sonuçlar değiştirilerek sunulsa bile son hamleler öncesi görünen tek gerçek ise Cumhur İttifakı'nın hedeflediği 300 üzeri vekili çıkaramadığı.
Gelelim seçim sürecinin işleyişine; bu süreçte muhalefet çok akıllı taktik ile işi götürüyor. Asla tartışma ortamına girmiyor. Özellikle "Millet İttifakı" müthiş uyum içerisinde çalışıyor. Her biri ayrı sloganla kendi oylarını konsolide edip iktidara farklı sloganlar ve oy çalabilecek seçim stratejileri ile hareket ediyor. Bu süreçte en büyük farklılık CHP'de yaşanıyor. Daha önce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokrat ağzıyla sadece savunma yaparak yaptığı açıklamalar Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce ile "halk ağzı"na döndü. Bu dönüşümün bir diğer tarafı ise savunmadan eleştiriye dönen açıklamalar oldu. Bu değişim halk tarafından karşılık bulmuş durumda. Öyle ki CHP ile İnce'nin oyları arasında ciddi bir fark oluşmuş görünüyor. Bu sonuç aynı zamanda CHP'nin doğru siyasetinin ne olduğunu da ortaya çıkardı.
Seçim çalışmalarında dikkat çeken bir diğer ayrıntı da "Cumhur İttifakı"nın unsurları AK Parti ile MHP arasında her ne kadar birliktelik görülse de yaşanan ayrışma. Bu ayrışmanın bir unsuru da AK Parti listelerine tabanın tepki göstermesi sonrası bazı seçmenlerin MHP'ye oy vereceğini beyan etmesi. Bu ayrışmayı önlemek isteyenlerin kullandığı dil ittifak içinde kutuplaşmanın oluşmasına sebep olmuş durumda. İşte bu iç rekabet sandıklara yansımasın diye çalışmalar daha da hızlansa da sandıkta beklenen sonucu vermeyecek görünüyor.
Netice itibarı ile bir aydır düşük yoğunlukta geçen seçim çalışmaları son bir hafta da tempo ve söylem olarak tavan yapacak. Bu yüksek performans sandıklara nasıl yansıyacak hep beraber göreceğiz.
GönderMe 1: İzmir genelinde özellikle CHP'den İYİ Parti'ye oy geçmesi beklentisi sandıklara yansımayacak gibi. İYİ Parti MHP'den ciddi oy devşirirken AK Parti içindeki eski DP ve ANAP'lılardan da oy alacak gibi gözüküyor. CHP'ye gitmeyen merkez sağın bu oyları sandıklardaki dengeyi bozacak gibi.
GönderMe 2: İzmir'de oy yükselten bir diğer parti olarak HDP karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz dönem Sünni Kürt oylarını alamayan parti bu kez listesine koyduğu İlahiyatçı Nurettin Turğay ile bu handikapı aşmış görünüyor. Turğay'ın Mardinli kimliği ise kentte AK Parti'nin umut bağladığı Mardin oylarını da HDP lehine konsolide etmiş görünüyor. Her ne kadar MARVAK ve İMAF üzerinden AK Parti'ye destek veren açıklamalar dillendirilse de tabanın oyları bu yönde değil. Listenn 3'üncü sırasında yer alan Afro-Türk Yalçın Yanık faktörü de göz önüne alınınca HDP beklenenin üzerinde bir oy alacak gibi görünüyor. Geçtiğimiz dönem her iki bölgeden birer vekil çıkaran HDP bu kez ikişer vekil çıkarırsa kimse şaşırmasın.
GönderMe 3: Son anketlere yansıyan oranlar seçim sonucu olarak çıkarsa Kasım ayı içerisinde yeni bir seçim daha yapılır iddiası siyasi kulislerde konuşuluyor. Özellikle Cumhurbaşkanı ve Meclis'in aynı yapıdan olmaması sonrası bir önceki dönem gibi yeni seçim yapılacağı AK Parti kulislerinde dillendirilmeye başlandı bile. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Eroğan bir dönemini silerek bu riski alırmı hep beraber göreceğiz.
AK Parti kazanacak, reis başta olacak. Adem Nakçı tespitlerinin hiçbiri tutmuyor
Yazının bir yazar ve gazeteci olarak değerlendirmeden öteye gitmeyecek.suhuletle cumhur ittifak alması gerekenleri alacaktır