Olay tam dört yıl önce meydana geldi. Geçenlerde Cumhuriyet Gazetesi’nde Ahme İnsel’in katil zanlısının ölmesi nedeniyle yazdığı bir yazıda, daha önce bu konuyu kitaplaştıran Mine Kırıkkanat’tan alıntı yapmasına rağmen, referans göstermemesi, yazarı tarafından yadırganınca, tekrar gündeme geldi.
Olay olduğunda çok büyük sansasyon yaratmıştı. Ancak yarattığı etkiye rağmen yeteri kadar tartışılmadığı için, “Cinayetleri MİT yaptı” söylemiyle topluma sunuldu ve küllendi.
Konunun kanaatime göre birkaç farklı boyutu var. Birincisi olayin PKK açısından bir iç hesaplaşma mıydı? İdda edildiği gibi katil Ömer Güney PKK’lı değil de MİT ajanı mıydı? Bu hususlar olayin kendi iç dinamiğiyle, basına yansıyan boyutunu anlatmaya çalışacağım. Bunları anlatmadan önce yazının başlığındaki “Avrupai cila” demekle neyi kastettiğimi de kısaca anlatmalıyım.
Avrupa ülkelerinde 1970 lerden beri şahit olduğum bir husus hep dikkatimi çekmiştir. Terör olaylarına bulaşmış teröristler, terörü başka ülkelerde yapmışlarsa; Avrupalılar, sürekli o teröristin insani haklarını “Avrupa’nın demokratik değerleri” olarak, gerekçe gösterip savunmuşlardır. Fakat terör eylemlerinin failleri eğer olayı bir Avrupa ülkesinde gerçekleştirmişlerse failler hep öldürülmüştür.
Hatırlayalım; Almanya’da Andreas Baader ile Ulrike Meinhof gurubunun kısaca Baader-Meinhof çetesi dedikleri teröristler, tutuklu bulundukları cezaevinde “intihar ettiler” denerek ortadan kaldırdılar. Aynı olay İtalya’da Kızıl Tugaylar olarak adlandırılan gurubun üyleri, görüldüğü yerde öldürüldüler. İspanya’da ETA üyeleri, İrlanda’da İRA üyleri de benzer akibetlerden kurtulamadılar. Hatta yakın zamanda Almanya’da kamyonla bir pazara girerek 12 kişinin ölümüne neden olan Tunuslu olduğu açıklanan terörist de İtalya’da öldürüldü. Bu vurgularım umarım ki; teröristleri haklı bulduğum gerekçesiyle değil de, Avrupalıların genel bir tavrı olarak algılanır. Nitekim yazı konusu olan Paris Cinayetleri faili Ömer Güney, 4 yıldır mahkemeye çıkarılıp, cinayetlerin nedeni anlaşılamadan, ölmüştür. Olay da dört yıl önceki haliyle sisler arasında kaybolmuştur. Avrupa ülkelerinin genel tavrı, yinelenmiş, cinayetler gizemini korumuştur.
Hatırlayın “Çözüm Süreci” gündemde iken Diyarbakır’da Tayyip Erdoğan’ın, Brazani’nin, Şıvan Perver’in, İbrahim Tatlıses’in katıldıkları mitingte; o zamanlar “İstanbul Mebusu olan Sırrı Süreyya Bey, Abdullah Öcalan’nın bir mektubunu okumuştu. O mektupta Abdullah Öcalan “Pekala bir İslam Birliği etrafında” demokratik birleşmeyi sağlayabiliriz şeklinde, mektubun tümünü özetleyen bir cümlesi vardı. Bu cümle basına yansıdığı haliyle PKK içinde “Alevi” kökenliler nezdinde tepkiye neden olmuştur. İşte bu tepkiyi dile getirmek için PKK içinde Alevileri temsilen Sakine Cansız konuyu görüşmek, değerlendirmek amacıyla Almanya’dan Kuzey Irak’a yani Kandil’e gidiyor. Görüşmeler nasıl neticeleniyor bilmiyoruz ama, Sakine Cansız döndükten kısa bir zaman sonra örgütten ayrılıyor. Zaten cinayetler de bu süreçleri takiben gerçekleşiyor. Bu nedenle cinayetlerin PKK içi bir hesaplaşma olduğu da çok konuşuldu.
Olay’ın hangi gerekçesinin asıl açıklayıcı neden olduğu mahkeme yapılmadan kapandı. Yani PKK Ömer Güney bizden değil MİT’in elemanıydı diyerek konuyu açıkladı. Ancak PKK içinde Sakine Cansız’ın yakın arkadaşı olan, O’da PKK’dan ayrılmış olan Aysel Çürükkaya’nın cinayetle ilgili basına yansıyan şu açıklayıcı soruları önemlidir.
-Örgüt Ömer Güney’in PKK’ya nasıl katıldığını Kürt Halkına neden açıklamıyor?
-Örgüt, Türk İstihbaratı Ömer Güney’in bir yil içinde 10 kez Türkiye’ye giriş çıkış yaptığını, lüks otellerde kaldığını açıkladı. Örgüt neden suskun?
-Örgüt, Ömer Güney’in PKK’nın Avrupa Diplomasi Komitesi'nde görevli üç kişiden biri olduğunu neden söylemiyor?
-Örgüt, Ömer Güney’in Öcalan posterini Eyfel Kulesine asarak Kürtler içinde meşhur olmasının nedenlerini neden açıklamıyor?
-Örgüt, Hollanda’da düzenlediği üç aylık “kadro eğitimi”ne katıldığını neden anlatmıyor?
-Katillerin açığa çıkarılması için Pariste yaşıyan Kürtlerin Fransız polisine yardımcı olması lazım demesi gerekirken, neden örgütten görevliler tek tek Kürdün evini dolaşarak, “kimse plise olayla ilgili bilgi vermesin, çünkü polis olayı örgütün üzerine atmak istiyor” demesi ne anlama geliyor?
Siyasi cinayetlerin nedenleri açığa kavuşmuşmudur acaba? Bu cinayetlerin tarafları arasındaki tartışmaları sonlanacağını sanmıyorum. Taraflar haklılıklarını olaylar unutulana kadar korurlar. Üstelik bu cinayetler üzerindeki Avrupai cila da işin tuzu biberi oldu.