Es Selamın Aleyküm Sevgili Delisever Dostlar…
Geçen yazımda yaklaşık 2 aydır köşeme çekildiğimi demiştim. İşte bu sürede Ak parti teşkilatlarını çok net gözleme imkanım oldu. Maşallah teşkilatlar öyle bir hale gelmiş ki bu deli aklım şaştı kaldı Sevgili Deliseverler. Herkes herkese muhalif, herkes herkes hakkında konuşuyor. Ama bu zat-ı muhteremler partide ya da sokakta birbirlerini görünce mübarekler kırk yıllık kadim dost havasındalar. Herkes dava adamı ve bu dava uğrunda canını vermekten bahsediyor. Ammaaaa; bu can vermenin asıl sebebinin dava değil de rant ve menfaat için kullanmak için elde etmek istedikleri koltuklara olduğunu o kadar net ortaya koyuyorlar ki anlatamam sevgili deli dostları.
Yaşanılan durumların en vahimi ise ne biliyormusunuz Sevgili Deliseverler? Hani her fırsatta CHP Genel Başkanı için "kasetle geldi"diyoruz ya, ortalık öyle bir halde ki herkes herkes hakkında o kadar iddia ortaya atıp kaset, fotoğraf, belge muhabbeti yapmaya başladı. Herkes herkesten uyuz oluyor. Telefonlardaki kayıt programlarından münasebetle konuşmalar çok fazla dikkat edilen türden ve mümkün oldukça övgü var. Masalarda telefon tutulmuyor. masada otururken bile ceplerde. Zaten masada telefon varken konu hep partiyi öven ve muhalefeti yeren türden oluyor.
Dedikodu desen almış başını gidiyor. Özellikle CHP ve MHP'de koltuklardan eden kaset olaylarına benzer dedikodular gündemin ilk konusu. Bu dedikodular sayesinde maşallah herkesin herşeyi meydanda. Bu dedikodular o kadar almış başını gidiyor ki, "Ankara'da biliyor", "Bazı partililer Genel Merkeze iletti" şekline dönmüş durumda.
Sevgili Deliseverler, CHP için partimizin içinde dile getirdiğimiz adamcılık, ekipçilik maalesef partimize de sirayet etmiş. Herkes kendine bir ekip kurmuş durumda ve onun il başkanı olması(kendisi de koltuk sahibi olacak) için çabalıyor ve diğerlerine belden aşağı vuruşlar yapan ifadeler kullanılıyor. Partililerin olmadığı yemekte ayran içine rakı gömüp içenler, rakı bardaklarını tek seferde kafaya dikenler oldukları her ortamda "İnşaAllah, MaşAllah, RABBİM, ALLAH" ifadeleri ve "RABBİM hepinizden razı olsun", "ALLAH sizinle dava arkadaşlığını bana nasip ettiği için binlerce şükür" tarzı söylemler ile katmerli müslümanlık gösterisindeler.
Hele de Cuma günleri bir başka renkli geçiyor Sevgili Deli dostları. Bu arkadaşlar için "iyi ki Google var". yoksa ne yaparlardı. O özlü sözleri, dolu dolu hadisleri, hazır grafik tasarımları nerden bulacaklardı. gittikleri her yerde yer belirleme yapan bu arkadaşlar ne hikmetse bir tek camiimizde yer belirleme yapmazlar. Sorarsan herkes o saatte camidedir. Cuma Namazı saat kaçta? derseniz bilmezler ama cevap hazırıdır; "Vaazı dinlemek için erken gidiyorum." Bu arada bu arkadaşları kimse namaz kılarken görmez. Namaz saatlerinde bulundukları masayı terketmezler. Beş vakit namazın cemaatle kılınması, erkekler için sünnet-i müekkededir. Hatta sabah namazının sünnetinden de kuvvetlidir ve vacib derecesindedir. Cemaate gitme imkanı varken ve hastalık, hasta bakıcılık, takatsizlik, yolculuk, korku gibi meşru bir mazeret yokken, cemaatin terki caiz değildir. Bilhassa yakın yerde ezan okunuyorsa mutlaka cemaate gitmeye gayret göstermelidir. Hatta ve hatta cemaatle kılınan namazın sevabı, yalnız başına kılınan namazdan yirmibeş veya yirmiyedi derece fazladır. Yatsı ve sabah namazları cemaatle kılındığı zaman, o gece ibadetle geçirilmiş sevabı alınır. Bu yazdıklarım benden bu arkadaşlara bir aydınlatma olur inşallah.
Sevgili Delisever dostlar müsade ederseniz bu mesajsever arkadaşlarımıza bir küçük uyarı yapayım. Cuma tebriği perşembe yatsı namazından sonra başlar Cuma Namazı ile sona erer. Mesaj atarken bu aralığa lütfen dikkat edin. Malum sizler bizlerden daha ehl-i iman sahibi katmerli müslümanlarsınız!
Allah bu kardeşlerimizi ıslah edip doğru yola getirsin!