Es Selamın Aleyküm Sevgili Deliseverler…
Geçen yazdığım “Paralel Yönetim” yazısı için bizim partililer benim patron Adem Nakçı’ya “Kim bu?”, “Bu kadar şeyi nerden biliyor?” diye sorup durmuşlar. Vallahi Sevgili Deliseverler “bir garip Allah kulu”ndan öte bir şey değilim. Bu kim diye soru soranların burnumun dibindeyim ve tek farkım onlar gibi beklentim olmadığından olsa gerek gözü kapalı bakmıyorum olan bitene!
Evettt… Sevgili Deli dostları…
Bülent Başkanımız Ankaralara gitti. Öğrendiğim kadarıyla bu garip kulun yazısını ve Facebook’tan paylaşılanları da ekleyerek seçimdeki hezimetin gerekçelerini ortaya döken bir rapor ile göreve devam kararı aldı. Aldı almasına da bu filim burada bitmedi. Daha yeni başladı sayılır. Hatta filim değil “Meydan Savaşı” başladı.
Meşhur bir sarayımızın adını alan Balçova’da Mollakuyu Durağı’nda yer alan kahvede iftar sonrası buluşmalar gittikçe kalabalıklaşmaya başladı. Biz yazdıktan sonra bazı gazetecilerin de ziyaret ettiği kahvedeki ekip iyice eski İzmir milletvekili olan Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı olan Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik eski Bakanı Binali Yıldırım’a yaslanır oldu. Bu isimler son olarak Binali Yıldırım’ın özel davetli olduğu İzmir Ticaret Borsası’nın iftar yemeğinde arz-ı endam ettiler. Yıldırım’ı adım adım takip edenler “Tavşanın suyu” olarak davet edildikleri toplantıya “Tavşanın suyunun suyunu” da davet ederek güç göstermeye çalıştılar. Akıllarda plan belli. İlk raundun kaybedeni olarak diğer raundları galip bitirmek. Ama hafsalalarının almadığı ise bu mücadelenin İzmir üzerinden Genel Merkez için yapıldığı.
Az gazete okusalar, televizyonlarda ajansları izleseler görecekler ama nerdeeeeee. Birisinin ardından açılış açılış gezmekle olmuyor bu işler beyler bayanlar. Yukarda kapışanlar sadece Binali Yıldırım, Ahmet Davutoğlu değil. Bu işin içinde eski HAS Partililer var, merkez sağdan gelip Teşkilatların Efendisi olan Süleyman Soylu ve onun değişik yerlere yerleştirdiği taifesi var. Eski "Erdemliler Hareketi” üyeleri var. Ki bunlar son günlerde Cumhurun eski başkanı Abdullah Gül’ü pişirmeye bakıyorlar.
Bakın beyler ve bayanlar, size kimse öğretmemiş olabilir ama ben söyleyeyim. Meşhur bir söz vardır hani der ya; “Filler tepişir çimenler ezilir.” Aha orda ezilecek o çimenler sizlersiniz! Hala anlayıveremediniz mi gari?
Eeee. Mübarek Ramazan Ayı’da bitti. Şimdi ne yapacaksınız? Hangi bahane ile toplantılar yapacaksınız? Önümüzde seçim de yok. Nasıl edelim de ili parçalayalım diyeceksiniz?
Sevgili Deliseverler aslında ben bu çimenlere biraz da hak vermiyor değilim. Bir dönem görev aldıkları koltuklarda iktidarın nimetlerinden o kadar yararlandılar ki o koltukların tadını yeniden almak istemeleri normal. Hele de parti kulislerinde son günlerde konuşulan 2 eski başkanın aldıkları araziler üzerinden dev konutlar yaparak yüzlü rakamlarda daire kar ettikleri dedikodularını duyduktan sonrası bu aşklarının daha da depreşmesi çok doğal.
Bu arada bu Deli kardeşiniz bu konuda ve patronum Adem Nakçı’nın havale ettiği eski bir yönetici ile ilgili ayrıntılı çalışmalara başladı. Az sabır o dosyalarda dökülecek yakında.