10 Aralık 2016 İstanbul.
Beşiktaş Bursapor maçı sonrası, saat 22.30 civarı.
Kana susamış bir cani yürüyor patlayıcılarıyla birlikte;
Önce iki polis durduruyor.
Arkadan dört polis daha sarıyor etrafını.
O an da panikleyen şerefsiz kendini patlatıyor.
Hemen akabinde stad çevresinde bir bombalı araç daha patlatılıyor.
Ve ne yazık ki bu menfur saldırı sonucu 37'si polis 44 şehit veriyoruz.
Ne tadımız kaldı ne huzurumuz. Her an her şey olur diye beklenti içindeyiz.
Özellikle Türkiye'de son bir buçuk yılda sivillerin de can verdiği 17 bombalı saldırının gerçekleştiğini düşününce endişeierimiz bir kat daha artıyor.
Çoğu canlı bomba ve bomba yüklü araçlarla yapılan saldırılarda, asker ve polislerin yanı sıra siviller de hedef oldu. Ve en kötüsü de, bu saldırıların biteceğine dair umudumuz azalıyor.
Yarım et Allah'ım. Bir millet ağlıyor.
Üzgünüm, öfkeliyim!
İnsanlık vasfını taşıyan herkes üzgün.
Ülkem kan revan içinde. Canımız burnumuzda. Bir acıdan, başka bir acıya koşmaktan yorulduk.
Sinir içindeyiz kendimizle kavga edecek duruma gelmişiz.
İçimdeki hisleri bastıracak beni teskin edecek sözcükler bulamıyorum. Bunu yapanların insan olduklarını düşünemiyorum. İnsan olan masum bir insanı öldüre bilir mi?
Bu cehennemi insanların başına yağdıranlar bir gün yağdırdıkları bombaların altında kalacaklarını düşünmezler mı? Hadi kulların ellerinden kurtuldunuz ya Allah'ın adaletinin er ya da geç yakalarına yapışacağını hiç mi düşünmezler. Benimki de soru işte. Allah'tan korksalar zaten bu işi yapmazlar.
Günlerdir şehitlerimizi gözümde canlandırıyorum. Cap canlı halleri ile.
Arena Stadında maç bitmiş asayişi sağlamışlar. Bunun verdiği bi rahatlıkla birbirleriyle şakalaşıyorlar. Maçı konuşuyorlar. Hani belki de görevde oldukları için tuttukları takımın izleyemedikleri maçını. Sonra sıcacık yuvalarına gitmek üzere ayrılacaklardı. Sevdiklerinin elinden belki bir bardak sıcak çay yada çorbayla üşümüş ellerini, içini ısıtıp huzur içinde uyuyacaklardı.
Bilemezlerdi ki haini şerefsiz birilerinin onlara pusu kurduğunu. Sıcacık yatakları yerine buz gibi toprağa sarılacaklarını.
Bazı haberler vardır ki, "Lanet olsun" deriz.
Ama bazen öyle haberler olur ki. Allah belanızı versin deriz.
"Bela okuma, döner dolaşır seni bulur" deseler de, bazen yapabileceğiniz tek şey bela okumak olur.
Bu da böyle bir şey.
Açık açık söylüyorum.
Bu ülkeye cehennemi yaşatanların Allah belasını versin!