Delinin kuyuya attığı taş misali;
Aylin Nazlıaka, "Bir CHP li milletvekilinin odasındaki Atatürk portresini indirdiğini gördüm" dedi.
Haliyle kim bu kendini bilmez vekil? dediler. “Bir yol arkadaşımı kesinlikle ifşa etmem. Makamlar ve mevkiler gelip geçer, onurlu duruşları ise tarih yazar." gibi cümleler kurdu.
"Yol arkadaşını deşifre etmeyecek kadar sır tutma kapasitesi olan biri neden insan sadece kendisinin tanık olduğu bir olayı başka ortamlarda dile getirir" diye hain bir soru takıldı aklıma durup dururken. (Hani konuyu sadece muhatabıyla konuşursun ve aranızda kalır.)
Sonra bu vekilin portreyi kötü niyetle indirmediğini aslında gayet Atatürk'çü bir vekil olduğu yolunda bişeyler daha deyip toparlamaya çalıştı. Ve PM toplantısı öncesi son olarak "O vekilin adını genel başkana söyledim o açıklamazsa ben açıklarım" dedi... Biraz tehdit kokulu bir söylem oldu bu.
Bu vekilin kim olabileceği tabi ki merak konusu oldu, hatta tahmin toto oynanacak hale geldi.
Bir ara nedense olay Zeynep Altıok'un üstüne kalır gibi oldu da kadıncağız ne kadar Atatürkçü olduğuna dair kendini savunmak zorunda kaldı. (Oysa aksi kanıtlanana kadar herkes masumdur, Zeynep hanım niye kendini savunmak zorunda bırakıldı ki?)
Aylin hanım çıkıp da "O kişi Zeynep Altıok değil" demedi...
Onu dedi, bunu dedi, şunu dedi!... Konuştukça battı. Tüm partili vekilleri zan altında bıraktı...
Soruşturma vs, olay nihayet parti meclisine kadar geldi.
Atatürk resmini indirdiği iddia edilen CHP’li vekil ortaya çıktı. Ankara milletvekili Necati Yılmaz, “İddiaya konu edilen kişi benim ama Atatürk resmini indirmedim” dedi.
CHP PM üyelerinin söylediğine göre; Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, Aylin Nazlıaka'yla ilgili yapılan parti meclisi toplantısında adı geçen kişinin kendisi olduğunu söyledi hatta o gün Nazlıaka odasına geldiğinde ve çıktıktan sonra olanları dakika dakika anlattı.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’da “Aylin Hanım’ın size verdiği isim Necati Yılmaz mıydı?” sorusuna “Evet, ancak Aylin Hanım bizim yüzleştirme davetimize icabet etmedi, ortada bir kanıt yok” dedi.
Necati Yılmaz, kürsüden o gün kendisini ziyarete gelenlerin isimlerinin polisteki kaydını, o gün odada çekilen fotoğrafları gösterdi. Yılmaz’ın Meclis personelinden de “Duvara monteli resim üzerinde işlem yapılmamıştır” belgesi aldığı öğrenildi. (Buna ihtiyaç duyabileceğini nerden tahmin etti anlamadım)
Sonuç olarak CHP Parti Meclisi, Atatürk posterinin indirildiğini iddia eden Aylin Nazlıaka’nın ihraç istemiyle YDK'na sevkine karar verdi.
Nokta
Burnunun ucundaki savaş tehditiyle karşı karşıya, sınırları kevgire, kentleri yol geçen hanına dönmüş, bazı kentlerine girilemeyen girilse de çıkılamayan, hergün şehit cenazelerinde ağıtların yükseldiği, yangın yerine dönen ülkede süreci yönetemeyen bir iktidar ve "ölen ölsün bütün yollar başkanlık sistemine" diyen bir cumhurbaşkanı varken, vatandaşın meclisteki sesi olması gereken CHP'nin neredeyse iki aydır uğraştığı konu ve hali pür melali budur.
Dedi-kodu...