İzmir’deki işçi grevlerinden CHP’li belediyelere, SODEMSEN’in rolünden murahhas üyelik uygulamalarına kadar birçok başlığı ele alan ikili, özellikle sendikal mücadeleye ve belediyelerdeki ücret politikalarına dair önemli iddialarda bulundu.
"İzmir’de sürekli grev var, DİSK her dönem sahnede"
Ahmet Nesin, İzmir’in grevlerle sık gündeme gelmesine dikkat çekerek, “İzmir dışında bazı illerde sendikalı grevler pek olmuyor gibi. DİSK öncülüğünde yürütülen grevler sanki hep İzmir’de oluyor hissindeyim. Bunu art niyetle söylemiyorum. Burhan Özfatura, Ahmet Piriştina, Aziz Kocaoğlu dönemlerinde de grevler yaşandı. Yani işçi sınıfı İzmir’de hakkını arıyor” dedi.
Nesin, AK Parti döneminde diğer şehirlerdeki belediyelerde grev görülmemesine dikkat çekerek, “Buralarda ‘ne verirsen kabulümüz’ gibi bir tablo vardı. Türk-İş de sanki DİSK’ten utanarak greve gidiyor gibi bir durum var” ifadelerini kullandı.
"Türk-İş’in grevde olmamasının nedeni: Seçim öncesi imzalanan sözleşmeler"
Serdar Öztürk ise Türk-İş’e bağlı işçilerin şu an grevde olmamasını geçtiğimiz yıl yapılan toplu iş sözleşmesine bağladı. “Türk-İş’in işçileri seçimlerden hemen önce bir sözleşme yaptı. Şu an onların görüşme dönemi değil” diyen Öztürk, kentte yaşanan son grevlerin DİSK’e bağlı iki şirket olan İZELMAN ve İZENERJİ’de gerçekleştiğini belirtti.
Grev sürecinin nedenlerinden birinin “eşit işe eşit ücret” talebi olduğunu söyleyen Öztürk, “Emekçilerin talepleri konuşulurken, yönetim kurulu üyelerinin aylık 40 bin lira huzur hakkı aldığı ortaya çıktı. Ardından murahhas üyelik adı altında bu rakamın 80-90 bin liraya çıkarıldığı öğrenildi. 40 bin huzur hakkı artı 80 bin lira murahhas üyelik ücreti, toplamda 120 bin liraya denk geliyor. İşçiler ise bu rakamların çok altında ücretler talep ediyor” diye konuştu.
Öztürk, CHP’li belediyelerin oluşturduğu Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) hakkında da dikkat çeken bilgiler verdi. 2019’da kurulan SODEMSEN’in 200’ü aşkın belediye üyesi olduğunu ifade eden Öztürk, “Yüzde 90’ı hatta belki de tamamı CHP’li belediyeler. Kurucu başkanı Tunç Soyer’di. O dönemki yönetim kurulu üyelerinden biri de şu an işçilere karşı açıklamalarda bulunan, grevi kırmaya çalışan Karşıyaka eski Belediye Başkanı Cemil Tugay” dedi.
“DİSK hakkına yakın bir sözleşme, Türk-İş’te dalga yaratır mı?”
Ahmet Nesin, DİSK’in anlaşması sonrası, bunun Türk-İş işçileri üzerinde baskı yaratabileceğini savundu. Nesin, “Toplu sözleşme zamanı olmasa bile Türk-İş işçileri de ‘biz de o kadar isterük’ diyebilir mi? Yoksa Türk-İş bunu sineye mi çeker?” sorusunu yöneltti.
Öztürk ise bu ihtimalin düşük olduğunu belirtti. “Türk-İş’in sözleşmesi seçim öncesinde yapıldı. Muhtemelen önümüzdeki yıl yeniden gündeme gelecek. Belki o zaman bu etkiler görülebilir” dedi.
Öztürk, ayrıca Sayıştay’ın 2024 yılı denetim raporlarında murahhas üyelikle ilgili uygulamaların usule aykırı olarak değerlendirilmiş olabileceğini de belirtti.
Belediyelerde maaş adaleti tartışması sürecek gibi
İzmir’deki grevler sadece sendikal haklar değil, belediyelerdeki ücret adaleti meselesini de gündeme taşıdı. Ahmet Nesin ve Serdar Öztürk’ün değerlendirmeleri, DİSK-Türk-İş karşılaştırmasının ötesinde, belediyelerde uygulanan yönetim ve ücret politikalarının önümüzdeki süreçte daha çok tartışılacağının işareti oldu.