370 insanın ölümüne sebebiyet veren o isim 60 gündür firar

TAKİP ET

6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde yüzlerce insana mezar olan Hatay Emlak Konut Evleri'nin müteahhidi Mehmet Özat, depremin üstünden 60 gün geçmesine rağmen yakalanamadı. Hatay Emlak Konut Evleri'nde ablası, eniştesi ve 2 yeğenini kaybeden Esra Dinçer adalet çağrısında bulundu.

Batuhan KAYA/GERÇEK HABERCİ- ÖZEL HABER- Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan evlerin müteahhitliğini yapan 328 kişi tutuklanırken 370 insanın hayatını kaybettiği Hatay Emlak Konut Evleri’nin müteahhidi Mehmet Özat 60 gündür yakalanamadı. Hayatını kaybeden yüzlerce insan arasında ablası, eniştesi ve 2 yeğeni olan Esra Dinçer, deprem sonrasında yaşadıklarını ve Mehmet Özat’ın yakalanamayışını GERÇEK HABERCİ’ye anlattı.

“İNSANLARIN AYAKLARINA KAPANDIM”

Depremden sonraki ilk 3 gün arama kurtarma çalışmaları için kimsenin gelmediğini ileri süren ve deprem günü yaşananları anlatan Dinçer; iletişimin deprem nedeniyle olmaması nedeniyle akrabalarına ulaşamadığını iletişim olmadığı için kimsenin Antakya’dan haberi olmadığını ifade ederek şöyle devam etti;

“Yollar kapalı olduğu için yaya olarak Emlak Konut evlerine varabildik. Gün aydınlandıktan sonra Emlak Konut 1’inci Kısım Evleri’ne ulaşabildik, tek tük insanlar gördük, sesler duyduk. Ses gelen yerlerden 3 tane çocuk gönüllüler ve yakınlarının yardımları ile çıkarıldı. Bu çocuklar ayrı katlardan çıkarıldı. Operatörler çalışmıyordu ve dolayısıyla internet bağlantımız da yoktu. Zaten daha sonra birçok insanın Antakya’dan haberi olmadığını öğrendik. Büyük bir keşmekeşin içindeydik. 6 blok bir anda yıkılmıştı ve yardıma gelen insanlar da ekipmanları olmadığı için hiçbir şey yapamadan gerisin geri dönüyordu. 2’nci gün itibariyle gelen yardımlar ise çok lokaldi, örneğin ‘2’nci kattaki bilmem kim hanımefendiyi almak için geldik’ gibi, kazı ve kurtarma operasyonları yapıp, arkadan çıkarılabilecek kimseyi çıkarmadan oradan ayrıldılar. Ben kendi kardeşimi, abim dediğim eniştemi ve 2 yeğenimi kurtarabilmek için insanların ayaklarına kapandım. Ses dinlemek için bir kurtarma ekibi geldi, herhangi bir şey duymadılar ama ‘Baygın olabilirler, yine geleceğiz’ dediler ve 2 gün sonra geldiler. 3’üncü gün gönüllüler biraz daha fazlaydı, sürekli kazı yaptık ama bina sadece yıkılmamıştı, kırılmış, kaymış ve katlanmıştı. O binaya olanlar fizik kurallarına aykırıydı. Kendi etrafında dönerek yıkılan bir blok bile vardı. Bina böyle feci şekilde yıkıldığı için, insanlar 6’ncı katı kazıp 5’inci katı bulacaklarına 6. katı kazıp yine aynı katı buldular.”

“Çocuklar bir kez dahi olsa ‘Anne’ dediler mi?”

Akrabalarının bedenlerine 4’üncü günün sonunda, bir hayırseverin sağladığı ekipmanlar sayesinde ulaşabildiklerini belirten Dinçer acı süreci şöyle dillendirdi;

“Bir fabrika sahibi sanıyorum, kendisi Konya’dan gelmiş bize 5 tane jeneratör, kazma, kürek, gece çalışabilmemiz için ışık verdi ve kendi imkanlarımızla hilti bulduk. Bu ekipmanlarla 4’üncü günün akşamında hep söylediğim yerde, Elif’in odasında ablamı, eniştemi ve yeğenlerimi üstlerine kiriş devrilmiş halde bulduk. Anında öldüklerini umut ediyoruz. Hep şunu düşündük, acaba çocuklar bir kez dahi olsa ‘Anne’ dediler mi? Nefes aldılar mı? Moloz yuttular mı? Üşüdüler mi? 4’ünü birbirine sarılmış halde bulduk. Önce Emre’nin odasına ulaştık, kazmaya devam ettikten sonra toprağa ulaştık biliyor musunuz? Bina öne doğru kaydığı için bahçeye inmişiz. Kazdıkça Emre’nin kitaplarını bulduk, sabah giyeceği ceketi bulduk, çantasını bulduk, ütülenmiş kıyafetlerini hiç zarar görmeden bulduk. Son bir duvar kalmıştı artık ve o duvar da aşılınca bize ‘Koku var’ dediler, battaniyeleri çektiler görmememiz için ve hepsini tek tek çıkardılar. Ceyda çok titiz, çok temiz bir kızdı ve bembeyaz örtüler çıktı, sanki kefenleri gibiydi. 4’ünü çıkardılar ve araç bulamadık. Hiçbir kurumun aracı bize yardımcı olmadı, onları yaklaşık 2 saat yerde bekletmek zorunda kaldık. Bir şekilde araç bulduk, karga tulumba araca yüklediler ve mezarlığa gittik. Şoför ‘Ben de çocukları özledim, acelem var’ dedi ve mezarlığın içine bile girmeden bedenleri yere bırakarak gitti. Düzgün çalışan tek kurum, asla düzgün çalışacağına inanmadığım Diyanet İşleri Başkanlığıydı. Gerçekten tek düzgün çalışanlar onlardı, genç kızlar vardı, kefen kesiyorlardı. Çocukların yaşlarını sorarak kefen kestiler ve ‘Onlar şehitler’ diyerek yıkamadan, 2 kat battaniye üstüne kefene sardılar ve ceset torbalarına koyarak defnettiler. O torbalar kapanmadı bile. Yine de yanan insanlar olduğu ve bu insanların kemiklerinin yakınlarına ‘Bu anneniz, bu babanız’ denilerek teslim edildiğini öğrendikten sonra saçma bir şekilde onları en azından tek parça bulabildiğimiz için şükrettik. Dördü bir arada olduğu için sevindik, biri kalsa diğerleri yaşayamazdı diye sevindik.”

“ANKARA'DA GEZDİĞİNİ SÖYLEDİLER”

Konutların müteahhidi olan Mehmet Özat’ın ihmal ve hataları sebebiyle yüzlerce insan öldüğü söyleyen Dinçer: “Bu adam haberleşme imkansızlığı yaşandığı süreçte arkasına bakmadan kaçtı. Kendi AVM’sinin kolonlarını kestiğini ve o binanın da yıkıldığını biliyoruz. Hem AVM’de hem de AVM’nin üzerine çöktüğü binada insanlar öldü. Bu adamın ihmali yüzünden kuralına göre yapılan binada da insanlar öldü. Depremden sonra bu adam çok hızlı aksiyon aldı. Çünkü kendisi Hatay TED Koleji’nin sahibi, inşaat firmaları var, oğlu Mustafa Özat, Hatay Spor Kulübü’nün Yönetim Kurulu’nda ve aynı zamanda Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş çok yakın aile dostları ve oturduğu ev Mustafa Özat’a ait. Ayrıca aldığımız bir duyuma göre Mustafa Özat Hatay Spor Kulübü’nün bazı transferlerinde kilit rol oynuyormuş. Biz Mehmet Özat yakalanırsa bazı şeylerin çorap söküğü gibi geleceğine inanıyoruz. Mehmet Özat’ın korunduğuna, saklandığına inanıyoruz. Hatta bir telefon aldım Mehmet Özat’ın Ankara’da görüldüğüne dair, orada gezdiğini söylediler ve gittiğimizde tabi ki de bulamadık” dedi

"ADALET İSTİYORUZ"

İsteklerinin yüzlerce inanın ölümüne sebep olan müteahhidin yakalanması olduğunu belirten Dinçer şöyle konuştu:

“Avukatımız Mehmet Alper Neşeli Emlak Konutları’nda oturuyordu, çocuğunu ve eşini kurtardı ancak anne ve babasını kaybetti. Kendisi konutların müteahhidi hakkında yakalama kararı çıkarttı. Bizler vekaletimizi verdik ve dava açıldı. Mehmet Özat şu an kaçak, hukuki işlemler devam ediyor. Bu şahsın Emlak Konutları’nın kaba inşaatını bitirdiğini biliyoruz ama bu şahısla beraber bazı isimler daha var. Bu şahıslardan Nurettin Mertayak vefat etti, bir diğeri Ertem Elçi, bir diğeri İhsan Aydeğer, bir diğeri Aytaç Kınay ve Mehmet Özat. Bu şahıslara 5 as deniyormuş. Tüm şahıslar hakkında belgelerin toplanması bekleniyor. Mehmet Özat harici isimler hakkında şu an bir şey diyemiyoruz ama Mehmet Özat’ın sahibi olduğu Hatay TED Koleji’nin bir baş sağlığı bile dilemediğini biliyoruz. Ölenlerin akrabalarına taziye de bulunmayanlar bu konuyu haber yapan gazetecilere dava açtılar. Biz adalet istiyoruz, sadece adalet!”

 

deprem firar hatay mehmet özat