Almanya'daki Türk toplumu şaşkın: Türkiye bankalarındaki hesap dökümleri Bonn'la paylaşılmaya başlandı

TAKİP ET

Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika, Fransa gibi ülkelerde yaşayan 5 milyona yakın Türkiye kökenlinin banka hesaplarıyla ilgili dökümlerin gönderilmeye başladığı anlaşılıyor. Özellikle Almanya'daki 3 milyonluk bir toplum için sıkıntılı günler kapıda. Türkiye'de yatırım yapmış şirket ve benzeri kurumların durumu ise çok daha vahim. Türk toplumu artık ateş üstünde.

Yeni Posta’da yer alan habere göre Federal Almanya’da yerleşik 3 milyonu aşkın Türkiye kökenli insanın uykularını kaçıracak bilgi alışverişi artık günün konusu. Otomatik bilgi paylaşımı uygulamaya girdi. Federal Almanya’da yerleşik vergi yükümlüsü kişi ve kuruluşların Türkiye bankalarındaki hesap dökümlerinin Bonn’a haziran ayı itibariyle gönderilmeye başladığı ortaya çıktı.

Bonn’daki Federal Vergi Merkez Dairesi’ne (Bundeszentralamt für Steuern) ilk verilerin ulaştığına dikkat çekilen bir haberde, Erdoğan hükümetinin AB’den gelen baskılara daha fazla direnemeyerek bahar aylarında geri adım attığı ve Almanya’daki vergi yükümlülerinin banka hesaplarına yönelik bilgileri gönderme kararı aldığı, veri trafiğinin ise bir süre önce başladığı belirtildi.

Die Welt gazetesindeki haberde, uzun yıllar yüksek faiz politikası izleyerek dışarıdan kaynak çeken Türkiye’de bu tür yatırımlar yapanlar arasında sadece kişilerin değil, kurum ve şirketlerin de bulunduğuna işaret edildi. Gerçekten de, dışarıdan sermaye girişini kolaylaştırmayı amaçlayan yüksek faiz politikasından, Almanya’da yerleşik çok sayıda kişi ve kurum da yararlanmıştı. Ancak Almanya merkezli bu yatırımların çok büyük bölümü, Alman vergi sisteminin bilgisi dışında kalmıştı.

Bu arada Almanya’daki Türk toplumu gerektiği biçimde bilgilendirilmemiş ve 2014’ten sonra konu adeta toplumdan gizlenmişti.

Toplumsal huzursuzluk kapıda mı?

Türkiye’deki banka hesaplarıyla ilgili bilgilerin 2019 yılı itibariyle başladığı belirtildi. Ankara, geçen yıl, bu haberler ilk çıktığında kitlesel bir tepkiyle yüz yüze kalmamak için veri aktarımını ertelemişti. Teknik nedenler gerekçe gösterilerek bilgiler gönderilmemiş, ancak AB’nin baskıları sonucunda Ankara geri adım atmak zorunda kalmıştı. Bu bilgi alışverişine uymaması halinde, Türkiye ekonomisinin dünya finans sisteminin dışına atılması söz konusu. Uzmanlara göre, Türkiye’de böyle bir riski göze alabilecek herhangi bir siyasi rejim mümkün değil.

Ankara’dan yapılan açıklamalarda, ilk bilgilerin 2019 yılı hesap dökümleriyle ilgili olacağı belirtilmişti. 2019 hesaplarıyla ilgili dökümlerin bu yılın eylül ayına kadar Bonn’a gönderileceği anlaşıldı. Die Welt’in haberinde, eylül ayı sonuna doğru da 2020’deki banka hesap dökümlerinin Bonn’a iletileceği kaydedildi.

Alman vergi uzmanları, cezadan muaf olabilmek için bir ek para ödenmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar. Yasalara göre, 25 bin avroya kadar bir vergi kaçırılmışsa, kaçırılan vergi tutarının yüzde 10’u oranında bir ceza ödenerek takibattan kurtulmak mümkün. Bu tutar 100 bin avro ile 1 milyon avro arasındaysa, kaçırılan vergi tutarının yüzde 15’i, 1 milyonun üzerindeki vergi kaçağında ise yüzde 20’si ek ceza olarak Alman vergi sistemine giriş yapmak zorunda.

Bu arada, sadece Almanya’da bile milyonları bulabilecek kadar kalabalık bir nüfusun Türkiye’deki mal varlığı ve banka bilgilerinin değil, Almanya merkezli Türkiye’ye yatırım yapan irili ufaklı birçok kurum ve şirketin bilgilerinin de ciddi sorunlar yaratabileceği ortaya çıktı. Hesap dökümleri, 2019 öncesindeki hareketlilikler hakkında da bilgiler içerdiği için, önceki yılların hesap getirilerinin Alman vergi dairelerinin bilgisi dışında kalmasına pek ihtimal verilmiyor.

Almanya, otomatik bilgi paylaşımı çerçevesinde, şimdiye kadar Almanya’daki vergi yükümlülerinin yurtdışındaki 6 milyon hesap kayıtlarını ele geçirmeyi başardı. Ancak bunlar arasında şimdiye kadar Türkiye bulunmuyordu. Almanya’dan da 5 milyon civarında vergi kaydının dış ülkelere bildirildiği öğrenildi.

Sorunun hızla büyümesinin kimseyi şaşırtmayacağı, geçen aylar içinde Türk medyasındaki tartışmalarda da ortaya çıkmıştı. Türkiye kökenli toplumun bu uygulamayla gerek Ankara gerekse Berlin karşıtı bir ruh haline kapılmasının kimseyi şaşırtmayacağı, dolayısıyla yeni ve kitlesel bazı siyasi bunalımların da sahneye çıkabileceği belirtiliyor. Sırf bu nedenle, Almanya’daki “toplumsal barışın” bazı dalgalanmalar yaşayabileceği yorumları da yapılıyor.