BİNALİ YILDIRIM: EGE EKONOMİK FORUMU'NDA ÖNEMLİ MESAJLAR VERDİ

TAKİP ET

Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) ve Özgencil grup ortaklığında bu yıl üçüncü kez gerçekleşen Ege Ekonomik Forumu'nun ikinci günün açılışını Binali Yıldırım yaptı.

Sevilcan GÜNAY/GERÇEK HABERCİ- ‘Küresel Gelişmeler Işığında Bölgesel Vizyon’ yaratmak amacıyla İzmir Ticaret Odası, Ege İhracatçı Birlikleri, İzmir Ticaret Borsası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ve İESOB katkılarıyla üçüncü kez düzenlenen Ege Ekonomik Forumun ikinci günün açılışını İzmir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Geçmiş Dönem Başkanı Binali Yıldırım yaptı.

Ekonomik gidişatın kötü olmasına rağmen, İzmir’e yatırımların devam ettiğini vurgulayan Yıldırım; Çandarlı Otoyolu’nun 80 km’sinin bittiğini, Çanakkale Köprüsü’nün önümüzdeki yıl açılacağını ve Bayraklı Şehir Hastanesi’nin 1 Haziran’da hizmete gireceğini söyleyerek “Her yol İzmir’e çıkar” dedi. 

‘MAKAMLAR GELİP GEÇİCİDİR’

Birinci toplantıda başbakan olarak, ikinci toplantıya meclis başkanı olarak üçüncü toplantıya Binali Yıldırım olarak, İzmir milletvekili olarak katıldığını belirterek konuşmasına başlayan İzmir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Geçmiş Dönem Başkanı Binali Yıldırım; “Makamlar gelip geçicidir, önemli olan güzel hizmetler bırakmaktır. Ege bölgesi 10 şehrimiz, belediyeleri, STK’ları, esnafları bu önemli etkinliğe sahip çıkıyor. Bu toplantı istikrarın ve istikbalin şehir İzmir’de yapılıyor. İzmir, daha Cumhuriyet kurulmadan birinci iktisat kongresini Gazi Atatürk’ün talimatıyla gerçekleştirmiş ve kurulacak genç cumhuriyetin ekonomik modelini ortaya koymuş bir ilimizdir” dedi.

‘GELECEKTE ÜLKELERİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİR TANESİ OLACAK’

Yunan filozofu Herakles’in MÖ 5yy’da; ‘Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ sözlerini hatırlatarak devam eden Yıldırım; “Büyün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de akıl bilgi teknoloji ekonomiye, hayatımıza, geleceğimize yön veriyor. Daha 20 yıl öncesine kadar bilim kurgu filmlerine konu olabilecek, yapay zeka, akıllı robotlar gibi teknolojik devrimlerin bugün gerçeğini yaşıyoruz. Yaşadığımız teknolojik gelişmeler, ekonomik olduğu kadar sosyal ve kültür hayatımızda da değişiklikler getiriyor. Yaşanan bu değişim sadece akıllı telefonlar ve bilgisayarlar ile sınırlı kalmadı. Teknoloji, hayatımızın her yanına sirayet ediyor. Artık ürün de hizmette müşterisine bir ‘tık’ mesafede. Elektronik ticaret denen ticaret internet üzerinden gün geçtikçe yaygınlaşıyor, sınır tanımadan ülkeden ülkeye taşınıyor. Hepinizin, bütün ülkelerin, tüm insanlığı bekleyen bir sorun da ortaya çıkıyor. O da dijital dönüşüm hukukun küresel anlamda henüz oluşturulamamış olması. Bu yakın bir gelecekte ülkelerin en önemli sorunu haline gelebilir. Tek tek bütün ülkeler bu konuda bir düzenleme yapıyor. 2009 yılında, e-ticaret 500 milyar dolar civarındaydı bugün 3,5 trilyon doları bulmuş. Ayrıca, bazı ülkelerde neredeyse e-ticaret toplam ticaretin ayrısına yaklaşmış durumda. 2018 yılında Türkiye’de e- ticaret yüzde 42 oranında büyüdü. Bütün bu gelişmelerin arkasında 2002 yılında ortaya koyduğumuz akıl yollarının geliştirilmesine yönelik politikalar var.” ifadelerini kullandı.

‘CİHAZLAR İNSAN GİBİ AKILLI HALE GELECEK’

Biz iktidara geldiğimizde, geniş bant internet nedir bilmiyordum. Sadece telefon üzerinden çevirmeli internet vardı. Bunları benim yaşımdakiler hatırlar. Z kuşağı bunları bilmeyebilir. Bugün, farklı bir yerdeyiz. Geniş bant abone sayılar arttı. Fiber ağımız çok gelişti. 4,5G alt yapısının kurulması da bu gelişmeler için önemli bir ive oluşturdu. 4. sanayi devriminden bahsediyoruz. Nedir? Türkiye’nin yeri neresidir. Bunların konuşulması lazım. Ama önce, sanayi devrimi ile hatırlatma yapmakta fayda var. Buharlı makineler kullanılınca hayat biraz daha kolaylaştı. Tamamen alın terinden ibaret olan tarım faaliyetlerinde kısmen de olsa makinalaşma başlamış oldu. El emeğinin yanında makinaların rolü de hayatımıza girmiş oldu. Böylece demir çelik gibi sektörlerle dünya tanışmaya başladı. Demir yolu ağları örülmeye başladı ve sanayi devrimi başlamış oldu. Bu durum küresel ekonomi ve sosyal hayat üzerinden de etkisi oldu. Burjuva, işçi sınıfı ortaya çıktı. İşçi sınıfını haklarının koruması için sosyalizm gibi yeni düşüncü akımları ortaya çıkıtı. Bunun arından ikinci sanayi devrimi oldu. Burada buharlı makinaların yerini içten yanmalı motorlar aldı. Uçak teknolojisi dünya ile tanıştı elektrik hayatımıza girdi ve buradaki makinalar daha karmaşık makinalar olarak hayatımızı kolaylaştırmaya başladı. Amerika ve Almanya öncü ülkeler olmuştur. Bu avantajı kullanarak önemli bir yere gelmiştir. Üçüncü sanayi devriminde teknoloji ilerledi. Masa üstü bilgisayarların kullanımı yaygınlaştı, iş yapma süreleri ve şekilleri değişti. Mavi yakalı çalışan sayısında kendini gösterdi. Şimdi artık 4. Sanayi devrimini kullanıyoruz. 4. Sanayi devriminde makinalar cümlenin öznesi yerine geçecek. Makinanın özne olması demek, makinaların görmeye anlamaya yazmaya başlaması demek. Cihazlar insan gibi akıllı hale gelecek. Kendi aralarında konuşup haberleşecek. Şuan da 20 binin üzerinde makina birbiri ile konuşuyor. Önümüzdeki 2 yılda bu sayının 30 milyarı aşacağı öngörülüyor. Ama insanın bünyesinde bulunan algılayıcılara erişmedi. Bütün teknolojik gelişmeler insanın sırrını çözmekten ibaret. İşin özü insan. Bütün akıllı işler, o harika buluşların hepsi işe yaramaz hale geliyor.” Dedi.

‘TEKNOLOJİ ARTIK İŞ YAPMAK İÇİN KULLANILAN BİR ARAÇ OLMAKTAN ÇIKIYOR’

“2030 yılına geldiğimizde 400 ila 800 milyon civarında insan bu değişime adapte olamadığı için işini kaybedebilir” diyerek konuşmasına devam eden Yıldırım; “Bilim sanat gibi alanlar, çok şükür ki bu değişimden fazla etkilenmeyecek. Bugün ilkokula başlayan çocukların yüzde 65’i gelecekte henüz var olmayan bir meslekte çalışıyor. Dehşet verici. Gelecekte karşımıza bugün hiç bilmediğimiz meslekler çıkacak. 3 boyutlu yazılım mühendis, giyilebilir teknoloji tasarımcısı… liste uzayıp gidiyor. Teknoloji artık iş yapmak için kullanılan bir araç olmaktan çıkıyor, hayatımızın olmazsa olmaza bir parçası haline geliyor. Bu dönüşümü de yaşamaya başladık. Şuanda işlerimiz aksasa bile teknolojiyi çıkardığımızda, zor bela idare edebiliyoruz. Ama ileride bu imkansız hale gelecek” şeklinde konuştu.

‘TÜM YOLLAR İZMİR’E ÇIKIYOR’

Çandarlı Otoyolu’na değinen Yıldırım; “Çandarlı otoyolunun 80 kilometresi bitti. 2 yıl sonra Çanakkale köprüsü de bitiyor ve tüm yollar İzmir’e çıkıyor” dedi. 

 ‘BM BU OLAYLARI SEYREDİYOR, ÇÖZÜM ÜRETMEKTEN ACİZ’

2008 yılında başlayan krizin etkilerinin hala sürdüğüne dikkat çeken Yıldırım; “Küresel gelişmeler son 10 yıldır iç açıcı değil. 2008 sonunda başlayan kriz bitmiş değil, hala devam ediyor. Dünya yerinde sayıyor. Buda bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin aleyhinde bir durum. Bugün 75 milyona ulaşan mülteci vatansızlar varsa bunun arkasından küresel refahın adil olarak dağıtılmamış olması var. Peki buna rağmen, dünyayı yöneten, bunu iddia eden ülkeler ne yapar. Korumacılığı aratıyorlar, ticaret savaşları almış başını gidiyor. 2018 Ağustos ayında, ülkemizde bir operasyon yapıldı. Onun oluşturduğu olumsuzlukları yeni yeni aşıyoruz. Bölgesel anlaşmazlıklar, bölgemiz merkezli devam ediyor. BM bu olayları seyrediyor. Sorunlara çözüm üretmekten aciz. Çözümün değil, sorunun bir parçası hainde gelmiş durumda. Ülkeler arası dijital uçurum gittikçe artıyor.” dedi.

‘DÜNYADA ZENGİNLİK BATIDAN DOĞUYA HİCRET EDİYOR’

Türkiye’nin gelecek itibariyle fırsatların tehditlerden daha fazla olduğu bir ülke olacağını ifade eden Yıldırım; “Bunu aklımıza koyalım. Dünyada zenginlik batıdan doğuya hicret ediyor. 1970’li yılların başında havacılığın merkezi Amerika’ydı, 80’li yıllarda batı Avrupa, 90’lı yıllarda Avrupa’nın doğusuna kaydı. Şimdilerde Türkiye’nin bulunduğu Avrasya’nın birleştirdiği yere geldi. Biz bu gelişmeyi yaşayarak gördük. Bu coğrafya bütün insanlık için daha önemli hale gelecek” şeklinde konuştu. 

‘GÖZTEPE VE ALSANCAK STATLARINI ZİYARET EDECEĞİZ’

Göztepe ve Alsancak Statlarına da ziyaret edeceğini söyleyen Yıldırım; “Bunlarda İzmir’in sporu ve gençleri adına çok önemli. Her zaman İzmir’de engellenerek iş yaptık. Ama engelleri aşa aşa çalıştık. 1 Haziran’da da şehir hastanesini açacağız. Ekonomik kriz var ama İzmir’in yatırımları devam ediyor. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde de Menderes2te hain teröristlerin kundakladığı ormana fidan dikeceğiz 850 bin fidanı toprakla buluşturacağız.” Dedi. 

‘EGE LOKOMOTİF GÜÇ OLACAK’

Yerel yönetimlerin tarımın kalkınmadaki rolü ile başlayacak olan forumun açılış konuşmasını EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam yaptı. Susam; “3 yıldır yaptığımız bu toplantılara her yıl hangi noktada hangi yoğunluğu olursa olsun yanımızda olan değerli Başbakanımıza hoş geldiniz diyorum. Biz, Ege Bölgesi’nde 4 tane kalkınma ajansı kurulmasına önderlik yaptık. Tüm başkanlara teşekkür ederim. EGEV’de yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte bir alışma yapıyoruz. Bu çalışmanın temelinde, gücüne ve geçmişine inandığımız Ege’nin geleceğe damga vuracak lokomotif güç olacağını duyurmak. Koordineli bir çalışma, ortak aklı oluşturup bölgedeki sorunları tespit etme ve bu sorunların çözümü için merkezi idare götürmek için çabalıyoruz. Üniversitelerimiz, belediye başkanlarımız, sanayi ve ticaret odalarının da gerekli desteği vermiş olmalarından dolayı son derece memnunum. Dün teknoloji, bilim, yapay zeka, 5G konuşuldu, tartışıldı. Bugünde; dünya için çok önemli olan tarımı konuşacağız. Bu bölgenin ortak noktası tarımdır ve tarımda önemlidir. Tarımsal kalkınmada teknoloji Bölge illeri İzmir’in liderliğinde kalkınma için iş birliğine hazırlar Başbakanım hızlı trenin diğer iller ile bağlantısı konusunda da sizden destek istiyorlar. Ayrıca kemeraltı içinde özel bir çalışma yapılıyor. Sizin döneminizde imzalanan kemeraltı için ayrılan bir ödenek var ve bunun yapılması lazım bu kaynağın kullanılması konusunda” dedi. 

BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE YAPMAMIZ GEREKEN…

EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi; konuşmasında inovasyon, ARGE ve tasarım odaklı katma değerli üretime vurgu yaparak;  “Enflasyon rakamlarındaki gerileme, faizlerdeki düşüş, ihracat rakamlarında ulaşılan seviye Türkiye’nin bundan sonraki dönemde daha güzel günler göreceğine olan inancımızı arttırıyor. Tüm konuşmalarımda söylediğim gibi ekonomimizde kırılganlıkların yaşanmaması için İnovasyon, Ar-Ge ve Tasarım odaklı katma değerli üretime yoğunlaşmamız gerekiyor. Kaynaklarımızı katma değer üreten sektörlere yönlendirdiğimiz takdirde her 8-10 yılda bir yüzleşmek zorunda kaldığımız ekonomik krizlerden kurtulmuş oluruz. Bundan sonraki süreçte yapmamız gereken İnovasyon, Ar-Ge ve Tasarım sacayağına göre üretmek ve ihraç etmek olmalıdır. Bunu başarmış ülkeler geçtiğimiz 5 yıl içerisinde ekonomilerini geliştirdiler ve ithalat fazlası verirken, ihracat fazlası veren konuma yükseldiler” şeklinde konuştu.

TAM BİR GÜÇ BİRLİĞİ

“Ekonomik kriz var diye ümitsizliğe kapılmıyoruz.” diyerek sözlerine devam eden Eskinazi; “Rahmetli Çetin Altan’ın dediği gibi, “Enseyi karartmıyoruz” Geleceğe umutla bakıyor, “Yarın İçin Hayat Etmeye ve Hayallerimizin gerçekleşmesi için çalışmaya devam ediyoruz. Ege Ekonomik Forum, İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin dinamiklerini hayata geçirme, Ege Bölgesi’ndeki kurumların ortak hareket etmeleri noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Bu yılki Ege Ekonomik Forum; Merkezi Hükümetin, Yerel Yönetimlerimizin, Sivil Toplum Kuruluşlarımızın ve Ege Bölgesinde sektörlerinin lideri şirketlerimizin katılımı ile tam bir güç birliğine dönüşmüş durumda” dedi.

‘YATIRIMCIYI YENİDEN ÜLKEMİZE YÖNLENDİRMEMİZ GEREKİYOR’

3 yıldır gerçekleşen Ege Ekonomik Forumu’na katkı sağlayanlara teşekkür ederek konuşmasına başlayan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, yabancı yatırımcıların tekrar ülkeye çekilmesi gerektiğini ve yatırımcıların heyecanlandırılması gerektiğini ifade etti. Yorgancılar; “3 yıldır gerçekleştirilen organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum Forumun ana teması Yarın İçin Hayal ET benimsendi. Bizde EBSO olarak yıllardır, üretim yoksa kalkınma hayaldir diyoruz. Buraya karar ortak akıllı geldik, şimdi bize üst akıl gerekiyor. Üretim için yatırım ortamlarını iyileştirerek cazip hale getirmek gerekiyor. Teknoloji olarak sanayi hamlesi, ülkemiz için kıymetli ve ateşleyicidir. Bugün dünyada 20 trilyon dolar bankadan ayrılmakta ve gidecek doğru adres arıyorlar. Yabancı yatırımcının ülkemize gelebilmesi için, kritik seviyede siyasal istikrar, güvenlik gösterilmiş. Yani gerek yerli gerek yabacı yatırımcıyı yeniden heyecanlandırmamız ve ülkemize yönlendirmemiz gerekiyor. Yabancı yatırımcılar ülkemize geldiğinde arsa ve binalarla ile yatırım yapmadığını görüyoruz. Bununla ilgili kurumlar vergisinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 

‘HEPİMİZİN HEDEFİ ORTAK’

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise konuşmasında; “2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara ulaşması bekleniyor. Buna paralel beslenme ihtiyacın karşılanması için tarımsal ihtiyacın da yüzde 70 artması gerektiği ön görülmekte. Bununda ciddiyetle gözden geçirilmesi gerekmekte. İsrafa yol açan tüm unsurların azaltılarak yok edilmesi verimlilik artışı kadar bizim için önemli. Teknoloji kullanımın tabana yayılma oranı arttıkça, başarı oranında artacağını düşünüyor. Teknolojik yenilikleri yakından izleyen gençler, ülkemizin, tarımın geleceğine yol göstermekte. Bizde iş dünyası olarak onlara gerekli desteği vereceğiz, veriyoruz. İZTO olarak on binden fazla üyemizin yer aldığı sektörün gelişimine katkı sunmak için bakanlarımızla iş birliği içindeyiz. Tarımda yüksek teknoloji, arge ve inovasyon merkezi, tohum fide üretiminde milli inovasyon merkezi, ulusal modern tarım parkı, araştırma enstitülerimiz olsun. Hepimizin aslında hedefi ortak, çocuklarımıza güzel bir dünya bırakmak. Tüm paydaşlarla harekete geçildiğinde başarıya ulaşacaktı. En çok güvendiğimiz proje İZQ projemizdir. İzmir’deki tarım potansiyeli girişimcilere eşsiz fırsatlar sunduğundan tarım sektörü bizim için ilk sırada yer almaktadır. İZQ ve diğer tüm projelerimizin hayata geçeceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.