Büyükşehir Meclis Toplantısı'nda Dünya Bankası Kredisi kavgası

TAKİP ET

İzmir Büyükşehir Belediyesi Eylül ayı olağan Meclisi'nin ilk oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde gerçekleştirildi. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi(AASSM) ev sahipliğinde yapılan toplantı oldukça sakin geçerken, gündem dışı konuşmalar bölümünde adeta kılıçlar çekildi. Gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından depremzedeler için anlaşmaya vardığı 340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi için söylediği 'siyasi kalpazanlık' ve 'dolandırıcılık' sözleri sonrası gerginlik yaşandı. Hüsnü Boztepe'nin 'Siyasi kalpazanlık' sözlerine yanıt veren Başkan Soyer,  süreci anlattı ve “İmzalanmış bir yok yok ancak bunun imzalanması için Cumhurbaşkanlığının önüne koyacak Hazine ve Maliye bakanlığı ancak Cumhurbaşkanlığının önüne koymuyor. Eğer koysa onaylansa bu para İzmir'e gelecek. Hazır bir mutabakat var” dedi. Soyer'in konuşmasının ardından AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal'ın söz istemesine rağmen Hızal'a söz vermeyip Meclisi kapatması sonrası, Hızal Soyer'e tepki gösterdi ve meclis sonrası MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin ile birlikte basın açıklaması yaptı.
Boztepe’den siyasi kalpazanlık çıkışı
Gündem dışı konuşmalarda söz alarak açıklamalarda bulunan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, 340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi ile ilgili, "Büyükşehir belediye başkanımızın yaptığı açıklamalar var. Krediden bahsediyor ancak kendisi böyle bir kredi basursu olmadığını söylemişti. Mecliste zaten böyle bir kredinin olmadığını biliyoruz. İl Başkanı Deniz Yücel'de bir açıklama yapmış ve hem dünya bankası kredisi hem emsal artışı ile ilgili bir konuşma yapmış. Biz depremden sonra K alanları ile ilgili konuşurken bu emsal artışını önermiştik. Önümüzdeki ay AK Parti grubu olarak bu önergeyi vereceğiz. Eğer ki biz bir yerde bir kelimeyi söylüyor ancak başka bir yerde başka bir şey söylüyorsak, buna hukuk dilinde sahtekarlık denir. Siyaseten de bazen bir dediğimizin sonra tam tersini söylersek buna da siyasi kalpazanlık denir. Cumhurbaşkanlığında beklenen kredi yok. Biz bu parayı alsak dahil evi yıkılan vatandaşa bu konutları mı yapacak? Yapamaz… Bu krediden bahsediyorsunuz ve insanlar bir umuda bağlanıyor. Sanıyor ki bu kredi gelecek ve bu insanlar evlerine kavuşacak… Nasıl olacak bu?" diye konuştu
Soyer Dünya Bankası kredisinin perde arkasını anlattı
Hüsnü Boztepe'nin söylemleri sonrası söz alarak 'Siyasi kalpazanlık' iddialarına, “Hüsnü beye teşekkür ediyorum derli toplu anlatma fırsatı verdi. Anlattığım da siyasi kalpazanlık nedir onu da herkes anlayacak” açıklaması ile yanıt vermeye başlayan Başkan Soyer, süreci anlattı. dolarlık Dünya Bankası kredisi görüşmelerinin pandemi öncesi Ocak ayında Washington'da başladığının bilgisini paylaşan Soyer, Mart ayında İzmir’e gelmesi beklenen Dünya Bankası yetkililerin pandemi nedeniyle gelemediği belirterek, “Bir ara gündeme kentsel dönüşüme getirmek istedim, ‘Bununla başka bir ekip ilgileniyor ve onlarla buluşalım’ dediler. Diğer gün bu ekip ile bir araya geldik. Biz Çevre ve Şehircilik bakanlığı vasıtası ile 3 şehre 500 milyon dolarlık kredi sağlamak için görüşme yapıyoruz. Bunlar Tekirdağ, Manisa ve Kahramanmaraş… İzmir bunların içinde yok. Fakat bizim anlattığımız kentsel dönüşüm modelinden etkilendiler ve ‘Biz Mart’ta İzmir'e geleceğiz. Çünkü bizim tüm dünyaya sunmak istediğimiz kentsel dönüşüm modeli yok. Sizin anlattığınız model dünyaya örnek olabiliri’ dediler ancak pandemi çıktı gelemediler.  Fakat 30 Ekim depreminden sonra Dünya Bankası yetkililerini aradım. Burada yeni bir durum var. Bizim ciddi şekilde hasar görmüş binalarımız var. Gelin bize kentsel dönüşüm ile ilgili kaynak açın. Dediler ki bizim kentsel dönüşüm başlığı adı altında bir kaynak ayıramayız ancak acil kaynak başlığından bir kaynak yaratabiliriz diye. Bize  nedir ihtiyaç dediler biz de250 milyon dolar dedik. Benim bütün bu deprem krizi süreci boyunda öğrendiğim bizim afet mevzuatımız ağır hasarlı binalar ile ilgili güzel bir finansman getiriyor. Ancak orta hasarlı binalar ile ilgili finansal çözüm yok. Sadece 1 yıl içinde güçlendirme yapmanız lazım deniliyor. Orta hasarlı yapılar ile ilgili ciddi bir sorun var. Oysa vatandaş için orta hasarlı ile ağır hasarlı arasında fark yok ikisi de oturulamaz durumda” diye konuştu.
“Bakanlık Cumhurbaşkanının önüne koymuyor”
250 milyon dolarlık bedel ile 5 bin 238 konut için bir adım attıklarını anlatan Soyer, “Dünya Banaksı yetkilileri olağanüstü bir refleks göstererek çok büyük bir çalışma başlattılar. Burada sadece İBB değil Hazine Bakanlığı ve İller Bankası uzmanlığı ile 2 yıl sürecek süreç 4 ayda tamamlandı ve rakam 340 milyon dolarlık kredi mutabakatına varıldı. Fakat üzerinde 2,5 ay geçtikten sonra biz geri dönüş almadığımızı için Cumhurbaşkanımız İzmir'e geldi ve kendisine bunu anlattım. Kendisi de bun arkadaşlarım ile konuşacağım dedi. Bende olumlu bir iklim olduğunu düşündüm. Üzerinden aylar geçti ve ben dedim ki bunu siyasi bir rant elde etmek içinde değil İzmir'e faydalı olasın diye yapıyorum dedim ve bunu AK Partili arkadaşlar ile konuşup onların desteğini istemeliyim diye düşündüm.  Oturup konuştuk anlattık onlarda bu işe destek olacağız dediler. İmzalanmış bir yok ancak bunun imzalanması için Cumhurbaşkanlığının önüne koyacak Hazine ve Maliye bakanlığı ancak Cumhurbaşkanlığının önüne koymuyor. Sonuçta bu para çıktı ve duruyor orada. Birinci uzmanlarımız bir kısmı düşündüler ki 500 milyonun içinden bu para ayrılacak ve düşündükleri proje ortadan kalkacak diye. Bizde böyle bir şey olmadığını söyledik. Ancak bir süre bundan geciktiğin düşünüyorum İkincisi de belediyelerin yurtdışından bulduğu kaynağa hazine garantisi vermesi konusunda hükümetimiz buna olumlu bakmıyor. Bu doğru  mu değil mi bilmiyorum ancak bildiğim bir gerçek var. Bu kredide mutabık kalınmışken İzmir bundan faydalanamıyor. Kalpazanlık sahtekarlı bunun neresinde? Burada sadece bir hüsnüniyet vardır ve  biz bununa arkasından koşmaya devam edeceğiz. İzmir'e Türkiye'ye güvenilmiş. Dünya Bankası böyle bir kaynak ayırmaya karar vermiş. Kredide mutabıkız. Tek eksiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin onay vermesi.  Burada başka bir dert yok” dedi.
AK Parti ve Soyer arasında gerginlik
Soyer'in konuşmasının ardından AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal'ın söz istemesine rağmen Hızal'a söz vermeyip Meclisi kapatması sonrası Hızal, Soyer'e tekip gösterdi ve meclis sonrası MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin ile birlikte basın açıklaması yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve İzmir Meclisini yöneten Tunç Soyer’in anti demokratik bir uygulama sergilediğini savunan Hızal, Soyer’in ‘benden sonra kimse konuşamaz’ şeklinde ifade kullanarak meclisi kapattı söyledi. Söz almak istemesine rağmen söz verilmediğini belirten Hızal, “Bir belediye başkanın konuşması sonrasında meclis üyelerinin konuşmayacağı anlamında bir yasal dayanak yok. Burası demokratik bir ortam. Dolayısıyla hem bir taraftan demokrasiden bahsedip diğer yandan şeffaflıktan bahsedip meclis toplantılarını bu şekilde yönetmesi kabul edilebilir bir tutum değil. Bizler gerçekten İzmir’de birileri tarafından çok yanlış noktalara çekilmeye çalışan deprem ve deprem sonrası konuya ilişkin çok önemli bir konuyu konuşuyorduk. Bu konun konuşulmasında bir detay konu kendisi de dile getirdi yapılan bir takım görüşmelerin içerisinde bulunan biriyim. Ben umuyorum ki kendisi çarşamba günkü meclise gelir. Son zamanlarda alışkanlık haline getirdi çarşamba ve cuma meclislerine gelmemeyi. Adeta meclisten kaçarak. Ama ister gelsin ister gelmesin İzmir kamuoyuna gerekli açıklamalar, bilgilendirmeler meclis toplantısında bizler tarafından yapılacak. Mikronu kapatmaları, toplantıyı sona erdirmeleri bizlere söz hakkı tanımamalarını biz Cumhur İttifakı Grubu olarak, İzmir halkının temsilcileri olarak kabul etmiyoruz, ret ediyoruz” ifadelerini kullandı.