Çiğdem Toker: 2 yıl 4 ay tutukluluğun ardından beraat eden bir kişiyi aynı gün yeniden tutuklamak, işkencenin bir başka türü

TAKİP ET

Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Gezi davasında 2 yıl 4 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat eden, tahliye edilecekken yeniden tutuklanan iş insanı Osman Kavala'ya ilişkin, "2 yıl 4 ay tutukluluğun ardından beraat eden bir kişiyi aynı gün yeniden tutuklamak, işkencenin bir başka türüdür" düşüncesini dile getirdi. 

Toker, "Bu adalet şokunun benzerleri, kendi davalarında Selahattin Demirtaş, Eren Erdem ve başka sanıklara da yaşatılmıştı (Demirtaş'ın hiçbir biçimde tahliye talebinde bulunmadığını, duruşmalarda bunu özellikle vurguladığını not düşmek gerekiyor.)" görüşünü savundu. 

Toker, "Vergilerimizle yapılmış devasa adliye saraylarında verilmiş gibi görünen bu kararların ortaya çıkardığı tabloya işkence demek yanlış olmayacaktır. İşkence çeşit çeşittir. Uzun gazetecilik dönemi boyunca ağır dayaktan elektrik vermeye, dışkı yedirmeye, askıdan cinsel tacize kadar işkencenin her türüne dair ifadeleri, dava evrakını okudum, muhabir olarak izlediğim davalarda tanıklık ettim. Bir insanlık suçu olan işkencenin bugün de sürdüğü, baroların, avukatların, kurumların beyan ve raporlarıyla sabittir. Dahası işkence suçu, suskunluklar kadar, bu suça mağdurların kimlikleri üzerinden meşruiyet kazandırma gayretkeşliği yüzünden daha ağır ve alçaltıcı bir hale dönüşmüştür." ifadesini kullandı. 

Toker yazısında şunları kaydetti: 

2 yıl 4 ay tutukluluğun ardından beraat eden bir kişiyi aynı gün yeniden tutuklamak, işkencenin bir başka türüdür: Ruhsal, zamana yayılmış  ve taammüden. Bu yanıyla bakıldığında adeta bir takım çantası gibi kullanışlı bir işlev yüklenmiş: Rövanşizm, susturma, kitle konsolidasyonu. Deneyimli hukukçular, bu tablonun yargı içindeki güç savaşına işaret ettiğini söylüyor. Aynı görüşte olmayanlar, gücün tek kişide olduğunu yineliyor.

osman kavala gezi parkı gezi davası fetö tutuklu