Deniz Baykal'a sahip çıktı: Genel başkanlık yapmış herkesin başımız üstünde yerİ vardır

TAKİP ET

Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Grup Toplantısı'nda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Önce kendi ailemize seslenmek zorundayız" diyerek konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, gündemde olan Deniz Baykal tartışmalarından süratle uzaklaşılması gerektiğini dile getirdi. Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun serbest bırakılması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, AYM'nin kararına uyulmadığından yola çıkarak, "Hani haksızlık karşısında susanlar dilsiz şeytandı. Nerede bu şeytanlar?" dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemde yönelik önemli açıklamalarda bulundu. "CHP'de başkanlık yapmış olan herkesin başımızın üstünde yeri vardır" diyerek Deniz Baykal'la ilgili çıkan iddialara yönelik konuşan Kılıçdaroğlu, oy verecek insanların CHP'yi iktidar gibi sandığını söyleyerek şunları iletti, "Hayır efendim CHP onlar gibi değil, CHP tertemiz bir partidir. Verilmeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Dolayısıyla bu gereksiz tartışmadan herkesin süratle çıkmasını istiyorum."

Kılıçdaroğlu konuşmasına başlamadan önce Bahadın Belediye Başkanı Yurtseven Bozdemir ve 6 Belediye Meclis Üyesi'nin CHP'ye katılma kararına ilişkin rozet takma seremonisi gerçekleştirdi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Önce kendi ailemize seslenmek zorundayız, Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana Cumhuriyet Halk Partisi'nde genel başkanlık yapmış olan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Herkesin bunu çok iyi bilmesi lazım. Türkiye'nin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük rezaletler yaşanırken olayı başka bir tartışma atmosferine çekmek hem partiye ihanettir hem Türkiye'ye ihanettir. Şöyle bir algı oluşturmak istiyorlar, iktidar zaten simsiyah, kapkara, rezil ve yozlaşmış bir yönetim var. Kime oy verelim CHP'ye, ama CHP'de onlar gibi. Hayır efendim CHP onlar gibi değil, CHP tertemiz bir partidir. Verilmeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Dolayısıyla bu gereksiz tartışmadan herkesin süratle çıkmasını istiyorum."

"TERÖRÜ KİMDEN GELİRSE GELSİN HER ZAMAN HER YERDE KINAYACAĞIZ"

"Sivas ve Başbağlar'da yaşanan katliamlar hala içimizde. Şöyle bir açıklama yapmıştım, 'Bu katliam, yani Sivas katliamı, tedavisi ihmal edilmiş iltihapların sonucuydu' diye. Artık hepimizin sağduyulu hareket etmesi lazım. Acıları ortaklaştırmamız lazım. Bendendi iyi oldu benden değildi kötü oldu diye bir şey yok. İnsan kadar değerli kimse yoktur. Adaletsizliğe birlikte itiraz edeceksek, haksızlığa hukuksuzluğa birlikte itiraz edeceksek birlikte olmak zorundayız bu yaraları sarmak için. Başbağlar'da yaşanan katliamda da Sivas'ta yaşanan katliamda da hayatlarını kaybedenler bizim insanımızdır. Teröre her yerde her zaman lanet olsun diyeceğiz ve terörü kimden gelirse gelsin her zaman her yerde kınayacağız."

"HANİ ADALET KARŞISINDA SUSANLAR DİLSİZ ŞEYTANDI. NEREDE BU ŞEYTANLAR?"

"Evet adalet istiyoruz. Kendimiz için mi? Hayır. Herkes için adalet istiyoruz. Sadece kendiniz için isteyip diğerlerine oh olsun derseniz siz samimi olmazsınız ve ülkeyi yönetemezsiniz. Ülke akılla yönetilir, ferasetle, bilgiyle, liyakatle yönetilir. En önemlisi adaletle yönetilir. Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir Tweeti paylaştı diye, yazdı diye değil, paylaştığı için dokunulmazlığı kaldırıldı, apar topar, evinden ayakkabısını bile giymesine izin verilmeden gözaltına alındı karakola götürüldü. Sonra hastanede anjiyo oldu ve hapishaneye kondu. Anayasa Mahkemesi oy birliğiyle bir karar aldı, 'Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir' dedi. Serbest bırakın dedi. Anayasa'nın 153'üncü maddesine göre Anayasa Mahkeme kararları Resmi Gazete'de hemen yayınlanır ve yasama, yani TBMM, yürütme, yani şimdiki model Cumhurbaşkanlığı ve yargı organları, yani bütün mahkemeleri ve idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar diyor. Ancak hala içeride. Bu mudur adalet? Benden olunca derhal serbest bırakın, benden olmayın mahkeme kararına uymayın, Anayasa Mahkemesi kararına uymayın. Hani haksızlık karşısında susanlar dilsiz şeytandı. Nerede bu şeytanlar?"

"EĞER RÜŞVET ALAN BİRİNİ KORUYORSAN SEN DE ONUN BİR PARÇASISIN"

"Adaleti sadece kendimiz için istemiyoruz. AK Partili kardeşlerimiz de adalet istiyor. Örnek mi, bir medya patronu, AK Partili, Sivas'ta yerel bir televizyonun sahibi basının baskı altında olduğunu söyleyerek şöyle konuşuyor, 'Son günlerde birçok basın mensubunun sıkıntısı bu. Yeter artık, basını özgür bırakın, basın işini yapsın' AK Partili biri söylüyor bunu. Ancak vicdanı olan birisi, erdemi olan birisi söylüyor bunu. Bu kadar olmaz diyor. Basını serbest bırakın. Bırakın serbest bırakmayı, İçişleri Bakanı Cumhuriyet aleyhine 1 milyon liralık tazminat davası açıyor. Niye? Beni eleştiriyorsun diye. E sen pürü pak olsaydın eleştirilmezdin kardeşim. Hala rüşvet alan adamı saklıyorsun, ismini vermiyorsun. Eğer rüşvet alan birini koruyorsan sen de onun bir parçasısın. Sadece o mu? Aynı şekilde Bahçeli de onun bir parçası. Bahçeli'nin de söylemesi lazım. Yahu kardeşim ben senin hakkını hukukunu savunuyorum, rüşvetten her ay 10 bin dolar bir siyasetçiden söz ettin. Kim bu adam? Cevap var mı, yok. Bu bir mihenk taşıdır. Kimlerin düzgün ve temiz olduğunu, kimlerin kirli olduğunu gösteren mihenk taşıdır. Biz ne diyoruz? Kim 10 bin doları yoksulluk diz boyuyken rüşvet alıyorsa verin mahkemeye. Veremiyorlar, neden, ortaklar?"