En zoru başardılar

TAKİP ET



Kapılarını 13’ncü kez İzmir’den dünyaya açan IF Wedding Fashion İzmir, 10. Gelinlik Tasarım Yarışması Final Defilesi ile ışık saçtı. “Sadelikteki Yaratıcılık” teması altında birleşen genç tasarımcılar, kariyerlerindeki ilk ürünleri sektör profesyonelleri ve ünlü modacılara sundu.  Bugüne kadarki en zorlayıcı temanın seçildiği yarışmanın görkemi, fuar açılış törenine damga vurdu.

 

Başladığı günden bugüne dek sektör ve ülke ekonomisine katkı sağlayan IF Wedding Fashion İzmir Gelinlik, Damatlık ve Abiye Fuarı, her geçen yıl gelişmeye ve değişmeye devam ediyor. Tasarımlarıyla dünya modasına yön veren IF Wedding Fashion İzmir Fuarı, genç yeteneklerin de keşfedildiği bir organizasyon olma görevini sürdürüyor. Sektörün geleceği için yapılan en önemli etkinlik  olan Gelinlik Tasarım Yarışması bu yıl 10. kez fuara heyecan kattı. Genç yetenekleri ünlü modacılar ve sektör profesyonelleri ile buluşturan yarışma; “Sadelikteki Yaratıcılık” temasıyla katılımcıları sınırların ötesine taşırken jüri üyelerinden de tam not aldı.



İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) iş birliği ile gerçekleştirilen 10. Gelinlik Tasarım Yarışma heyecanı, 13. IF Wedding Fashion İzmir Açılış Töreni'nde yaşandı. 125 tasarımcının 375 tasarımla başvurduğu yarışmada, yarı finale kalmaya hak kazanan 15 tasarımcı, kariyerlerinin ilk ürünleriyle birlikte IF Wedding Fashion podyumunda yürüdü. Birbirinden yaratıcı tasarımlarla jüri üyelerini zorlayan yarışmada, Yasemin Dikerel birinci, Ece Anafarta ikinci, Gülşah Serin ise üçüncü oldu.



“Kendime sınır koymuyorum”

10 bin lira değerindeki birincilik ödülüyle birlikte 14. IF Wedding Fashion İzmir’de Performans Defilesi yapma hakkını kazandı. Tasarımına ipeği keşfeden Çin İmparatoriçesi Hsi-Ling-Shi’nin ismini veren  Yasemin Dikerel,  “Yarışmaya ilk defa katıldım. Tarif edilemez bir duygu. Sadelik denilince de aklıma ipek kumaşı geldi. Kozalardan esinlenerek bir doku yaratmak istedim ve o ipeğin oluşumuna dair bilgilerle birleştirerek böyle bir tasarım çıkardım. Tasarım alanında gidebildiğim kadar ileri gitmek istiyorum. O nedenle kendime bir sınır koymuyorum” dedi.



Yarışmanın ikincisi Ece Anafarta, “Gerçekten zorlu bir süreçti. Bu bizim için çok büyük bir başarı oldu. Daha 18 yaşımı yeni bitirdim ve gerçekten çok büyük bir şey başardığımı düşünüyorum” diyerek okulu bitirip bir an önce tasarımcı olarak çalışmak istediğini söyledi. Yarışma üçüncüsü Gülşah Serin ise, “Profesyonel anlamda ilk kez böyle bir ürün ortaya koydum. Kendi markamı kurmak ve onunla yurt dışında tanınan bir tasarımcı olma hayalim var. Ülkemi yurt dışında en iyi şekilde temsil etmek istiyorum” dedi.



Jüri tasarımlardan çok etkilendi

Türkiye’nin dört bir yanından başvuruların gerçekleştiği yarışma, gerek tasarımları, gerek kumaş kalitesi, gerekse işçiliğiyle jüri değerlendirmesinden tam puan aldı. “Sadelikteki Yaratıcılık” temasının bugüne kadarki en zor konsept olduğunu dile getiren jüri üyeleri, 15 tasarım arasından ilk üçü belirlemekte çok zorlandıklarını dile getirdi. Yarışmanın mentörlerinden biri olan ve Türk modasını İzmir’den dünyaya taşıyan Modacı Erol Albayrak, yarışma sürecini değerlendirerek şunları söyledi:



“Tasarımda sadelik en zor olan şeydir. Gelinliği sadeleştirmek ise daha da zor. Çok iyi bir kalıp uygulaması gerekir, giysiler kusurları kabul etmez. Bu seneki yarışmacılarımız gerçekten en zor konsepti aldılar. Fakat en iyisini başardılar. Tasarımlar çizimlere çok yakındı. Hepsinde kalite ve tasarım artmış, yaratıcılık çoğalmıştı. Tasarım her şeyin başı. Tasarım formu vermek değil fikir olarak da tasarımı üretmeliyiz. Bu anlamda İzmir’de moda ve tasarım alanında yoğunlaşma var.  Bunu İtalya ya da Paris’te bu kadar sık göremezsiniz. Fuar bu noktada çok önemli çünkü hem tasarımsal hem de üretimsel anlamda bir buluşma sağlıyor” dedi. 



“Moda başkentlerine moda satıyoruz”

Ege Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Atınç Abay İzmir’in ve yarışmanın tasarımda geldiği noktayı değerlendirerek, “Biz çok memnunuz sektöre tasarımcı kazandırdığımız için. 10 yıl önce İzmir’i moda ve tasarımın başkenti yapma hedefini koyduk. Fuarın yanında tasarım yarışmamız da gelişti. Çok etkileniyoruz geçmişi bilen insanlar olarak. Sektör çok ileri gitmiş. Çocuklar artık çok daha iyi tasarımlarla geliyorlar ve çok iyi dikimler yapılıyor. Sektör geliştikçe tasarımlar gelişiyor, tasarımlar geliştikçe sektör de gelişiyor ve her iki taraf kazanıyor. Ben jürinin bu kadar zorlandığı yarışma görmedim. Gelinliğin başkenti olabilecek seviyeye geldik bence. Fransız ve İtalyanlar gelip koleksiyon siparişlerini bizden veriyorsa zaten moda başkentlerine moda satıyoruz. Sadece Türkiye’de değil Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada İzmir’in tanınması, buradaki tasarımın öneminin bir adım daha öne çıkması açısından çok daha iyi olacaktır” dedi.



Merve Boluğur da katıldı

İzmir’de bulunduğu ve böyle bir işte yer almaktan büyük heyecan duyduğunu dile getiren oyuncu Merve Boluğur ise, “Genç yeteneklerin sektöre bu şekilde kazandırılması gerek. Bütün zamanlarını harcayarak çok güzel şeyler yaratıyorlar. Keşke bir değil daha çok kişi seçilse. Eminim hepsi için çok güzel basamaklar olacaktır” dedi.



Yarışmanın tasarımcılara çok farklı kapılar açtığını belirten Boluğur, 2017’de yarışma birincisi olup 2018 yılındaki Performans Defilesi ile moda dünyasına adım atan Amor Gariboviç’e değinerek; “Onunla gurur duyuyorum. Kısa zamanda çok büyük işler başardı ve bu tasarım yarışması onun önünü açtı. Şu an Nişantaşı’nda mağazası var. Bu kadar kısa zamanda bu kadar büyümesi gerçekten ilerde daha neler yapacağını az çok tahmin etmenize yol açıyor. Ona ve tasarımlarına çok güveniyorum ” dedi.