Fisk: Trump Ortadoğu'da Büyük Bir Savaş Hazırlığında

TAKİP ET

Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, bölgede büyük bir savaşa hazırlanan ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan gezisinin 'perde arkası'nı yazdı.

Evrensel’den Mithat Fabian Sözmen’in çevirisine göre, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’in kendi ülkesindeki ve Irak’taki Sünni aşiretlerini, Şii İran’ın, Beşar Esad’ın Alevi rejiminin, Şii Lübnan Hizbullah’ının ve Yemen’deki Şii Husilerinin ‘üzerine sürme’ amacında olduğunu belirten Fisk, Trump’ın Suudi Arabistan’la silah anlaşmasını şöyle değerlendirdi: “Trump’ın can düşmanı ve genelkurmay başkanlarının stratejik rakibi olan IŞİD’in, Suudi Arabistan’la aynı Selefi kültün ürünü olduğu gerçeği tüm bunlarla ilgisiz. Sünni Suudiler ve Körfez’in kralları ile prensleri devasa bir zenginliğe sahip. Bu, Trump’ın gerçekten saygı duyduğu tek din. Ayrıca Şii İran, Suriye, Hizbullah ve Husileri – ki bu Amerikalılar için basit bir ‘antiterörist’ hikayeden ibaret- yok etmek istiyorlar. Bu da yaklaşan savaş için Trump’ın Muhammed bin Selman ve dostlarına 100 milyar dolarlık ABD füzesi, uçağı, gemisi, mühimmatı verebilmesi anlamına geliyor. Amerika mutlu olacak, İsrail de.”

Trump’ın da Ortadoğu’da büyük bir savaşa hazırlandığını savunan Fisk, Suudi Arabistan ziyaretinin arkasındaki motivasyonun İsrail’in desteğiyle Ortadoğu’daki Sünni Müslümanları Şii Müslümanlarla karşı karşıya getirmek olduğunu söyledi.

Kürtler bir kez daha ihanete uğrayacak

ABD’nin Kürt gruplara desteğinin hem Suriye hem de Irak’ı bölmeye yardımcı olduğunu belirten Fisk, bu desteğin ‘sonsuza dek’ devam etmeyeceğini söyledi: “Sadece Kürtlerin ihanete uğramak için yaratılmış olması nedeniyle değil –ve Amerikalılar tarafından da, şu anki deli görevden azledilse dahi tıpkı Kissinger günlerinde Saddam’a karşı olduğu gibi ihanete uğrayacaklar– ancak Türkiye’nin öneminin (Onların çılgın lideri başta olsun ya da olmasın) Kürtlerin devlet taleplerinden her zaman daha ağır basacağı için. İkisi de Sünni ve dolayısıyla ‘güvenilir’ müttefiklerden en az biri –kaçınılmaz olarak Kürtler- mutlaka terk edilmek zorunda.”