Gazeteci Ahmet Nesin, El-Kaide'den nasıl kurtulduğunu anlattı!

TAKİP ET

Nesin, "Sinagog'u bombalayanların cezası üç gün önce kesinleşmiş olsaymış beni haklamak için şişleri hazırmış"

Gazeteci Ahmet Nesin, bir ticaret sebebiyle girdiği cezaevinde Sinagog bombacıları ile aynı koğuşa düştüğü o anları anlattı. Ahmet Kurtuluş'un öldürülmesiyle ilgili detaylara da dikkat çeken Nesin, "İçgüdüsel olarak gündüz uyumuşum. Geceleri nöbet tuttum. Beni haklamak için şişleri hazırmış" ifadelerine yer verdi.

Gazeteci Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, FETÖ borsası soruşturmasında yargılanan ve sahte pasaportla girdiği Arjantin'de tutuklu bulunan Serkan Kurtuluş'la ilgili konuştu. Serkan Kurtuluş'un kendisini aradığını ve Arjantin'e gelmesi halinde önemli detaylar anlatacağının altını çizen Öztürk, Sinagog saldırısıyla ilgili önemli detaylara da yer verdi.

Ahmet Nesin ise El-Kaide'den kurtulduğu koğuş günleriyle ilgili şu hatırasını anlattı:
"Serkan Kurtuluş'un söylediği Sinagog bombalanmasından dolayı iki kişi ciddi ceza aldı. Bundan sonra İsrail'in söyleyebileceği yeni bir şey yok. Aynı kişilerin Ahmet Kurtuluş'un öldürülmesinde payı olmasında İsrail'i hiç ilgilendirmiyor. O Türkiye'nin kendi sorunu. Gelelim olayın öbür yüzüne."

El Kaide'den kurtulduğu anları anlatan Nesin, "Turizm şirketi kurduğum ve çok şanslı biri olduğum için Birinci Körfez Savaşı'na denk geldi. Turizm şirketlerinin kuruluşunda ilk iki yıl şu kadar turist getirip şu kadar dolar kazandırmaları gerekiyor. Yoksa lisansları alınıyor. Tam kurduk 6 ay sonra Körfez Savaşı derken battık. Ben parayı kurtarayım derken bir halı dükkanı açtım. Bir halıcıya Konyalı halıcıya çek verdim. Sonra bir baktım ki yanlışlıkla İstanbul'da kullandığım başka bir bankanın çekini vermişim. Bankaya para yatırmam lazım. O zaman sistem bu kadar yaygın değil. Onu beceremedim. Çekin karşılığı olarak hesap numarasına aynı miktardaki parayı gönderdim. O parayla beraber makbuzu da aldım. Mahkemeden bir kağıt. Ödememi yaptığımı söylememe rağmen avukatlar ilginçtir diye birbirlerine gösterirken ben Konya Mahkemesi'nden ceza aldım. Avukatlar Yargıtay'a bir gün kala başvuruyu geciktirince cezam kesinleşti. Özal döneminde çek konularına af gelecek diye herkesi evden alırken beni de evden aldılar. Koğuşa bir geldim, kimler yok ki? Sinagog'u bombalayan iki kişi. Nejat Taş ve adamları. Hepsiyle aynı koğuştayım. 43 gün. Gündüz herkes iki saat ayaktayken uyuyarak geçirdim. Bir korku. Uğur Mumcu öldürüldü ben içerdeyim. Ödediğim çekten dolayı içerideyim. Annemler adama borcu tekrar ödüyorlar. Neyse af yasası ile beraber çıktık. Adamlarla ben beraber yattım. Çıktıktan sonra Sinagog'u bombalayanlar cezaları ben çıktıktan üç gün sonra kesinleşmiş. Daha önce kesinleşmiş olsaymış beni haklamak için şişleri hazırmış. İçgüdüsel olarak gündüz uyumuşum." diye yaşadıklarını anlattı.

Serdar Öztürk ise Serkan Kurtuluş'la ilgili diyaloglarını şöyle aktardı:
"Doğruyu söylemek gerekirse ben bu konuda çok ısrarcı olmadım. Gazete haberlerinden çok ulaşamadım. Özellikle Sinagog olayları sırasında internet çok yaygın bir şey olmadığı için kaynaklar kısıtlı. 40 kişi yargılandı diyor ama kim olduğu konusunda ancak mahkeme tutanaklarından ulaşmak mümkün. Serkan Kurtuluş bana açıklamak istemedi. Delillere bakmak lazım. Elinde görüntüler olduğunu söylüyor. Birtakım keşifler yapılmış. O keşiflerin görüntüleri. Bir de yazışmalar var dedi. Muhtemelen elektronik ortamda yapılan yazışmalar olduğunu düşündüm. Ama elinde olduğunu söylediği için Arjantin'e bana buraya gelene anlatacağım dediği için oraya kadar gidip boşu boşuna dönmek de var. Kişilerin değil de biraz daha kurumsal bir işe benziyor. Serkan Kurtuluş konusunda Arjantin mahkemesinin de henüz bir karar vermemiş olması onun da kafasını karıştırmış durumda. O da ne olacağı konusunda fikir sahibi değil. Sonuçta yurt dışındasın. Ekonomik kaynakları da sanırım eskisi gibi değil."

 

Ahmet Nesin El-Kaide