Gazeteciler Nakçı ve Sarıkaya'dan CHP çıkışı: Parti içi disiplin bitmiş
Gazeteciler Adem Sarıkaya ve Adem Nakçı Artı 35’te gündeme ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir aday adaylarına dair değerlendirmelerde bulundu.
Artı 35’te gerçekleşen programda gazeteciler Adem Sarıkaya ve Adem Nakçı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İzmir’deki aday adayları, aday adaylarının çalışmaları, yerel seçimlere giden süreçte aday adaylarının partiye verdiği zararlar ve gündem hakkında değerlendirmelerde bulundu. 31 Mart 2024 Yerel ve Mahalli İdareler Seçimlerine giden süreçte partililerin bu kadar çalışmadığını ve partililer bu kadar çalışsaydı 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri sonuçlarının oldukça farklı olacağı yönünde değerlendirmelerde bulunan Adem Sarıkaya, “Seçim sürecinde bu kadar çalışılsaydı Kılıçdaroğlu’nun yüzde 53-54 alacağını düşünüyorum. Sosyal medya aktivitelerini saymıyoruz. BU da bize şunu gösteriyor, CHP genel seçimlerden çok yerel seçimlere kanalize oluyor ve bu CHP’yi geriye götürüyor. Karşıdaki takımdan 8 gol yemişsiniz, her golden sonra biraz daha gerilemişsiniz ve şu anda defansınız tamamen açık. İşin daha kötü tarafı defanstaki herkes birbiriyle kavgalı” dedi.
“Parti içi disiplin bitmiş durumda”
Parti içi disiplinin bittiğini ve bunun partiye zarar verdiğini ifade eden Sarıkaya, “Parti içi disiplin tamamen bitmiş durumda, YDK’da 2 İzmirli olmasına rağmen bu oluyor. Kavga artık sokağa düşmeden sosyal medyada başlıyor. Aday adayları birbirini yıpratmak adına partiyi yıpratıyor. Birbirlerinin önüne geçmek adına diğer partililere, mevcut belediye başkanlarına ya da aday adaylarına karşı yürüttükleri kampanyalar işi içinden çıkılmaz hale getirdi. Toplum bunun hakkında ne düşünecek bunu seçimlerde göreceğiz” diye konuştu.
Bazı aday adaylarının sosyal medya fenomenlerini kullandığını ve bu fenomenlerin bilmeden eleştiriler yaptığını ifade eden Nakçı, “Sosyal medya fenomenleri üzerinden İzmir’le hiç alakası olmayan, ayağını basmamış kişilerin aday adayları hakkındaki fikirleri, paylaşımları ilginç görünüyor. Aleyhine attığı tuttuğu kişileri de tanımıyor ve takip etmiyorlar. X üzerinden onu bunu suçlamalar ve karalamalar yapılıyor. Eskiden Twitter’daki yumurta kafalar gibi” dedi.
“Bu CHP’ye oy vermem”
Sıradan bir vatandaş olarak bu CHP’ye oy vermeyeceğini ifade eden Nakçı, “Gazeteci olarak değil sıradan Adem Nakçı olarak düşünüyorum, bu CHP’ye oy vermem. Demek ki herkes birbirine saldırıyorsa bunlar birbirinden beter derim ve oy vermem. Kimse, ‘Ne yapıyorsun, partiye zarar veriyoruz’ demiyor” dedi.
CHP İzmir İl Başkanlığı’nın İzmir’deki karışıklıkların önüne geçmekte yeterli olmadığını savunan Sarıkaya, “Benim gördüğüm asıl sorun şu; bunun önüne geçmesi gereken CHP İzmir İl Başkanlığı’nın bir şey yapmayışı. İl Başkanlığı da taraf olmaya başlayınca diğer tarafta kalanlar farklı bir cephe oluşturarak ayrı bir kulvardan gelip mevcutlara ve aday adaylarına saldırıyorlar. Benim bu karışıklıktan başım dönmüş durumda” diye konuştu.
“CHP İzmir sözünü dinletemez durumda”
CHP İzmir İl Yönetimi’nin Ankara’da CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaretinde kimsenin konuşmasının dikkate alınmadığını ve bu durumun fecaat olduğunu söyleyen Sarıkaya, “CHP İzmir İl Yönetimi geçtiğimiz hafta Ankara’ya Özgür Özel’in yanına gitti. Bazı insanların konuşmalarını Özel dikkate almamış, sadece 2 kişinin konuşmalarını dikkate almış 20-25 kişinin arasından, herkes konuştuğu halde durum buymuş. Bu durum fecaattir. Siyaset ne diyeceğini değil ne demeyeceğini bilmektir. Konuşan arkadaşlardan sadece 1’inin konuşması not alınmış. İzmir il yönetimi olarak gidilen yerde 1 kişi dikkate alınmış. Bu, İzmir için utançtır. CHP’ye ve Türkiye’ye yön vermiş bir ilden bahsediyoruz. Burası artık sözünü dinletemez hale düşmüş durumda, neresinden tutsan elinde kalıyor” şeklinde konuştu.
Kayyım atanırken aday adayları neredeydi?
Aday adayları CHP’li Belediye’ye kayyım atanırken neredeydi sorusunu soran Sarıkaya, “47 tane belediye başkan aday adayının olduğu yer Kayyıma verildi. CHP Diyarbakır’a, Batman’a atanan kayyımlarla mücadele ettikleri kadar İzmir’e atanan kayyımlarla mücadele etmedi. Geçen seçim kazanıldı ve yeni seçime kadar geldik. Menemen bıçak sırtıydı kazanıldı, mevcut belediye başkanı istifa ettirildi cezaevine girdi. En sonunda VAR’a gidilecekti kura çekildi. Bugün yine CHP’lilerden oy isteniyor. Burada neyin mücadelesi verildi kimse anlatmıyor? Anlatsana geçen dönem neler yaptığını neden hizmetlerden bahsediyorsun” şeklinde konuştu.
‘Beni genel merkez gönderdi’
Urla’daki aday adaylığı bolluğunu değerlendiren ve sebeplerini sıralayan Nakçı, “Urla’nın yüzde 70-80’ini imara kapalı, Urla’da şehir merkezi içerisinde çok sayıda imara kapalı alan var. Bunlar çok fazla imara açılacak bu yüzden çok fazla aday adayı var. Adam, Kuşadası’ndan gelmiş ve aday adaylığına başvurmuş diyor ki ‘Beni genel merkez gönderdi’. İç Anadolu’dan gelmiş Urla’ya aday oluyor. Mustafa Denizli’nin kızı bile orada aday adayı, İlçe Başkanı diyor ki ‘Siz Çeşmelisiniz, neden buraya aday adayı oldunuz’ diyor, kız diyor ki ‘Çeşme’ye giderken gördüm Urlalı sayılırım’. 47 adayın içinde mutlaka çok kaliteli isimler var ama o dışarıdan gelenler var ya, geçmişinde onurlu bir siyasi mücadele olan adamlara saldırıyorlar” dedi.
Parti içi disiplin yok oldu
Parti içi disiplinin yok olduğunu ve CHP’deki sorunların temelinin bu olduğunu kaydeden Adem Sarıkaya şöyle konuştu:
“Partinin içinde insanlar aday olmuş kişiye nasıl aday adayı olma diyeceksin? Kriter ne, kriteri kim belirleyecek? Bu, parti disiplini kaybolduğu için ortaya çıkıyor. Parti içinde kaybolan disiplin belediye kadrolarına sirayet ediyor dolayısıyla şehir olumsuz etkileniyor. İzmir’in zaten sıkıldığı ve bıktığı durum bu, Şirinyer Pazarı’na çıktığında 5 kişi elini sıkıyor ve kendi belediyeciliğini anlatıyor. 100 yıllık partide durum bu. AK Parti’de sen bir adamın çıkıp, kendi partisini kötüleyip kendini öne çıkarmaya çalıştığını görüyor musun? Bu adamların şu anda CHP’ye faydası yok. Türk muhalefeti çok büyük bir travma geçirdi ve bu travmanın üstünden henüz 6 ay geçti. Çok büyük bir seçim kaybedildi, sen 2’nci Viyana Kuşatmasını kaybedip ‘Ben Berlin’i alacağım’ diyemezsin. Dönüşüm, değişim denildi ama ben değişen bir şey görmüyorum. Herkes kendi davulunu çalmanın derdinde düşmüş.”