İmamoğlu'ndan 'Tarafsız Bölge' açıklaması

TAKİP ET

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın sorularını yanıtladı.

31 Mart'ta İBB Başkanı seçilen ancak YSK'nın 6 Mayıs tarihli kararıyla mazbatası geri alınan CHP'li İmamoğlu, dün gazeteci Ahmet Hakan'ın 'Tarafsız Bölge' programında İBB'deki israfı anlatmak istemiş, verilen reklam arasının ardından programa son verilmişti.

İmamoğlu yaşananlarla ilgili, "Benim gözümde gazeteci çok saygın bir yerde. Bana sorulan ters sorular beni rencide etmez. Ama şu tarafı üzer. Eğer bir savunma makanizması geliştiriyorsanız o zaman bir dakika derim. Benim dün akşam üzüldüğüm konu buydu. Sayın Hakan'ın bu tarafından şikayetçi değilim. Esas değinmemiz gereken konulara değinemedik" dedi.

İmamoğlu, "Siz aday olduğunuzda İstanbul'un yüzde 15 sizi tanıdı diyorlar şimdi dünya sizi tanıyor. Dünya ile aranız nasıl?" sorusuna, "Tabii memnuniyet verici, görev zamanında epeyce ziyaret oldu. İstanbul dünya şehri, bu şehir çok güzel bir şehir o anlatılırsa, hassasiyetle anlatılırsa bence İstanbul'a gelen sayısı artar" yanıtını verdi.

'YENİ GEREKÇELERİ ORAYA YAZMAK 7 ÜYENİN İŞİ Mİ?'

İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden YSK'nın gerekçeli kararına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:

"200, 214 sayfa sızdırıldı herhalde, tabii şu tarafı var, yeni gerekçeleri yazmak oradaki üyelerin işi. Bize göre demokrasiyi mahvettiniz ama neticede bir karar verdiniz, o karar net. Şimdi yeni gerekçeleri oraya yazmak o 7 üyenin işi mi? İşi derken siz itiraz edenlerin nesisiniz? Benim zihnimde bu karar yok hükmünde olduğundan her şeyi yazabilirler."

İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:


YSK, o bir avuç insan öyle büyük bir ihanet etmişlerdir ki şimdi sağını solunu süslemeye çalışıyorlar. Bunlar sayfa doldurarak milletin zihnini bulandırmaya çalışacaklar. O 7 üyeye inanmıyorum, ihanetle suçluyorum.

Şimdi çaldılar kısmının tarihçesine bakmak lazım, 31 Mart seçiminden sonra akıllarında ne varsa tırnak içinde 'şeytanlık' diyorum. AK Parti'den öyle itirazlar yapıldı ki, hiçbirinde çaldılar yok. Bir broşür bastırdılar neden yenileniyor diye, tek kelime çaldılar yok.

Binali Yıldırım'a soruyorlar, 'Çaldılar' diyor. Kim çaldı CHP mi yok, kim çaldı? Böyle bir süreçte çaldılar diyerek yalan söylüyorsunuz. Süreç belli, kamu görevlileri konusunda iddianız var ama bize çaldılar diye bir sıfat yerleştirmeye çalışıyorsunuz. O kelimeyi yazarak, bizlerin fotosunu koyarak yazık değil mi?  Ben çalmak bilmem, benim işim değil, benim işim insanların gönlünü çalmak.

Binali Yıldırım'ın 'Büyükşehir pusulası verilmedi' sözlerinin anlaşılacak tarafı yok. Bunların skeçleri yazılır, oynanır, insanlar gülsün diye. Verdikleri şikayetler arasında böyle bir şey yok. Siz Türkiye'ye mal olmuş insanlarsınız. Tanınmak bana sorumluluk kattı. Her cümlenize çok dikkat etmeniz gerek.

Siz geliyorsunuz tipinizden anlaşılıyor ve size pusula verilmiyor. Olacak şey değil. İBB'de daha fazla oy kullanılmış. Siz mühendislik okumuşsunuz söylediğiniz şeye önce siz inanacaksınız milyonlarca insan sizi izliyor. Yazık değil mi siz insanları aldatıyorsunuz. Bu yalana insanları ikna etmeye çalışıyorsunuz. 31 Mart öncesi başka bir Yıldırım vardı, 31 Mart sonrası başka bir Yıldırım var. Bir tarafta sempatik olduğu düşünülen bir kişi ama bir tarafta 'çaldılar'. Kim çaldı izah edin.

123 sandıkta bir iddianız var; 'bu sandıklar şaibelidir, fark 14 bine yakındır, bu sonuca tesir etmiştir' diyerek, kara kampanya yaparak seçimlerin iptaline neden oldunuz. Bunlarla ilgili karar verildi. 16. gündeyiz yarım günde insanlar içeri alınıyor. Soruşturmalar yapıldı mı? Ne aşamada? Soruşturma yapılacak ama bu yandaş medya haber yapmayacak mümkün mü? Değil. Bu soruşturma nerede? Bu insanları zan altında bıraktınız, bu 123 sandıkta şaibe var. Ya ben kaç oy aldım Sayın Yıldırım kaç oy aldı. Somut açıklayın Sayın Yıldırım şu kadar oy aldı deyin şaibeyi anlayalım.

Yıldırım seçmenlere konuşurken bana az oy verdiniz daha çok oy verin dedi. Bence ruh halinde kabul etmiş. 16 milyon insanın emeğini çaldılar ama burada sanal bir kavram üreterek insanların zihnini bulandırmak hoş değil.


AHMET HAKAN'A CEVAP



Üzüntü duyuyorum. Şöyle ki, benim gözümde gazeteci çok saygın bir yerde. Bana sorduğu ters sorular beni kırmaz tam tersi benim cevap vermeme vesile olur. Bir soruyu sorup orada o kişiyi savunursanız bir dakika derim, benim üzüldüğüm bu, esas değinilmesi gereken konulara değinemedik. Biz insanlara huzur vermeye geldik, insanlar bizi izlerken televizyonu değiştirmesin istiyorum