İyi Parti'den "fesih" tepkisi: Bu bir kalkışmadır, faili de bu devleti yönetenlerdir!
PKK'nın fesih açıklamalarından sonra Müsavat Dervişoğlu, 'Terör örgütü Lozan'a karşı zafer ilan ediyorsa, Türk Devleti'ni yönetenler bu kalkışmanın faili olmaktan kaçamaz' diyerek iktidara sert tepki gösterdi.
PKK'nın fesih açıklamalarından sonra Müsavat Dervişoğlu, “Terör örgütü Lozan’a karşı zafer ilan ediyorsa, Türk Devleti’ni yönetenler bu kalkışmanın faili olmaktan kaçamaz” diyerek iktidara sert tepki gösterdi.
PKK'nın fesih kararının ardından İyi Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu ve parti yetkilileri, "Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı baş veren kalkışmaya dair" başlığıyla açıklamada bulundu.
Müsavat Dervişoğlu, PKK’nın kendini feshettiğini duyurduğu açıklama sonrası yaptığı konuşmada, Cumhuriyet’e karşı bir kalkışma yaşandığını belirterek, iktidarı ve ortaklarını sert sözlerle eleştirdi.
Dervişoğlu, “Balgat ve küresel ortaklarının dört gözle beklediği PKK’nın sözde kongre sonuç bildirgesi açıklandı. Türk devletini, milletini ve bayrağını hedef almış bir terör örgütü, cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir cüretle bu açıklamayı yapabiliyorsa, bunu mevcut iktidar ve ortaklarının sağladığı zeminle yapabilmiştir,” dedi.
“Lozan Türkiye'nin tapusudur”
PKK açıklamasında Lozan Antlaşması’nı hedef alan ifadelere dikkat çeken Dervişoğlu, “Lozan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapusudur. Terör örgütü, Lozan’a karşı başarı kazandığını iddia ederken bu söylemi meşrulaştıranlar da bu kalkışmanın parçasıdır. Kazanan PKK ise, kaybeden Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletidir,” diye konuştu.
“Bu bildiriden sonra yapılan açıklamalar akıl dışıdır”
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı danışmanlarından birinin PKK bildirisiyle ilgili “Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletiyle bütünleşmesinin ilanıdır” sözlerine de tepki gösterdi: “Kürt kardeşlerimiz zaten 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin onurlu yurttaşları olarak bu bütünlüğün parçasıydı.”
“Öcalan’a özgürlük mü vaat ediliyor?”
Dervişoğlu, PKK’nin açıklamasında Abdullah Öcalan’a yönelik süreç yürütme ve demokratik siyaset hakkı gibi taleplerin yer aldığını hatırlatarak, “Bu ifadeler ne anlama geliyor? İktidara soruyorum: Bu pazarlıklar sonucu Öcalan’a özgürlük mü verilecek? Bu kişi elini kolunu sallayarak siyaset mi yapacak?” dedi.
“Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler çok ciddi”
Dervişoğlu, Kamışlı’da 26 Nisan 2025 tarihinde alınan kararları hatırlatarak şunları söyledi:
“ABD, Fransa, PKK, PYD, SDG, DEM Parti ve Barzani ortaklığıyla Kamışlı’da federal bir yapı ilan edilmiştir. Bu kararlarda devletin adı, bayrağı ve milli marşı değiştirilecek; YPG unsurlarının hakları güvence altına alınacaktır. Bu, Suriye’de terör örgütünün meşrulaştırılmasıdır. Hani YPG silah bırakmıştı? Aksine, örgüt sistem içine dahil edilerek devletleştiriliyor. Bu bir teslimiyet değilse nedir?”
“PYD/YPG'nin yürüttüğü teröristan girişimine karşı ne yapacaksınız?”
Dervişoğlu, Suriye’nin kuzeyinde 26 Nisan’da ilan edilen özerk yapılanmaya ve 10 Mayıs’ta Diyarbakır’da yapılan toplantıya dikkat çekerek şunları söyledi:
"KCK'nın alt kollarından biri PKK'nın kendisi, bir diğeri ise PYD ve YPG'dir. Cumhuriyet hükümeti olarak bu konuda hangi kararları alacaksınız, hangi adımları atacaksınız? PYD/YPG'nin Amerikan bayraklarının gölgesinde yürüttüğü ‘teröristan’ girişimine karşı ne yapacaksınız? 10 Mayıs'ta Diyarbakır’da yapılan toplantıda, DEM Parti başta olmak üzere 301 etnik bölücü parti ve STK’nın imzasıyla, dört parçalı Kürdistan hedefinin önü açılmak istenmektedir."
Dervişoğlu, açıklamada geçen “Dört parça Kürdistan’daki tüm örgütleri ve kurumları kutluyoruz” ifadesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanması anlamına geldiğini belirtti ve şunları ekledi:
“Cumhuriyetin üniter ve milli yapısını hedef alan bu hezeyanları buradan uyarıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Türk milletinden toprak talep edenlerin akıbeti tarihimizde bellidir.”
“Pazarlık yok dediler ama bu doğrudan teslimiyettir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kurmaylarının “PKK silah bırakacak, hiçbir pazarlık yapılmadı” söylemlerine tepki gösteren Dervişoğlu şu değerlendirmede bulundu:
“Biz uyardık, 'pazarlık var' dedik. Onlar ise 'yok' dediler. Haklılarmış, çünkü bu pazarlık bile değil, doğrudan teslimiyettir. Öcalan’a özgürlük ve siyaset vaad ediliyor. Terörist başına ikametgâh aranıyor. Lozan'a karşı verilen mücadele başarıya ulaştı diyebilecek kadar ileri gidilmiş. Türk milletine bunu yapamazsınız.”
“Türkiye Cumhuriyeti milletindir, iktidarın değil”
Lozan’a yönelik ifadeleri ‘teslimiyetin göstergesi’ olarak tanımlayan Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Lozan Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir. Bu senedi hedef alan terör örgütü ile iktidarın hedefleri aynı noktaya varmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönettiğini zannedenlerin değil, onu koruma sevdasıyla yaşayan büyük Türk milletinindir.”
Grup toplantısı Lozan Parkı’nda yapılacak
Müsavat Dervişoğlu, İyi Parti'nin bu haftaki grup toplantısını TBMM yerine Ankara Çankaya’daki Lozan Parkı’nda yapacaklarını duyurarak şu çağrıyı yaptı:
“Tapusu delinmek istenen Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve hukukunu savunmak için bütün milletimizi yarın, çarşamba günü saat 12.00’de Lozan Parkı’na bekliyoruz.”
Dervişoğlu'nun açıklamalarının tamamı şu şekilde:
"Beştepe – Balgat ve küresel ortakları bölücü terör örgütünün sözde kongresinin 4 gözle bekledikleri sonuç bildirgesine nihayet bugün kavuşmuşlardır.
Varoluşunu ve eylemlerini Türk devletini- Türk milletini- Türk bayrağını Türkiye Cumhuriyeti’ni inkar ve büyük Türk milletini aziz yurttaşlarını, toplumsal huzurunu imha üzerine inşa etmiş hain terör örgütü, cumhuriyet tarihimizde örneğine rastlanmayan ihanet ve kalkışmasının cüretini bu iktidar ve ortaklarından almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk milleti bu ihanet açıklamasını kabul etmez edemez. Aksi durum Türk devletinin hain terör örgütüyle mütekabil hale getirilmesi ve teröre teslim olmasıdır. Devleti yöneten iktidar ve ortakları için de bunun adı artık açıkça ihanettir.
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, emniyet güçlerimizin, bölgede korucularımızın, mücadelesiyle bitme noktasına getirilen terör örgütü; maalesef, iktidar ve yerel ortaklarının ömür boyu başkanlık ve siyasi hesapları, küresel ortaklarının talimatları ve stratejileri ile PKK terör örgütü olmayan bir savaşın galibi, olmayan bir barışın aktörü haline getirilmiştir.
Yapılan açıklamadan anlıyoruz ki; PKK hedef ve amaçlarından geri adım atmamıştır.
Özellikle altını çizmek isterim ki; Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir.
Açıklamada; “Lozan’ın inkar politikalarına karşı verilen silahlı mücadelenin başarıya ulaştığı” iddia edilmektedir.
Böyle bir durumda, başarı ve müjdeden bahsedebilen iktidara ve çığırtkanlarına,
birinci vazifesi Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti’ni daima koruma ve kollama olan Türk istikbalinin evlatları olarak soruyoruz; terör örgütüne Lozan’ın hangi maddesini delme sözü verdiniz de, “Lozan’a karşı başardık” denilmektedir.
Bir terör örgütü, Lozan’a karşı zafer ilan ediyorsa, Türk devletini ve bu süreci yönetenler, kalkışmanın failleri olmaktan kaçamazlar.
Görmüyor musunuz? Terör örgütü zaferini ilan ediyor. Okuduğunuzu anlamıyor musunuz?
Kazanan PKK’ysa, kaybeden Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.
Bu bildiriden sonra kuyruğa giren iktidar sözcülerinin açıklamaları da akıllara ziyandır.
Cumhurbaşkanı’nın danışmanlarından birinin sözleri, aslında nasıl bir ihanetle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Terör örgütünün bildirisi için; “Kürtlerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti ile bütünleşmesinin tarihsel teyidi ve ilanıdır” demek, aklın ve vicdanın iflasıdır.
Çünkü, Kürt kardeşlerimizin, Cumhuriyetin onurlu yurttaşı oldukları, 29 Ekim 1923’te, Cumhuriyetle birlikte zaten teyid ve ilan edilmiştir.
Büyük Türk milleti;
Bir başka soru da, evlatlarımızın katiline özgürlük vaadidir. Yasadışı örgütün yasadışı kongresinde alınan kararlar için sarfedilen şu sözlerin üzerinde de düşünmek gerekir.
Teröristbaşının süreci yürütüp yönlendirmesi, demokratik siyaset hakkının tanınması ve hukuki güvence talep ediliyor. Bu aşamadan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin rolünü oynaması isteniyor.
İktidara soruyorum; pazarlık yoksa bu ne demektir? Pazarlık yaptıysanız, bu alçağa özgürlük verip, elini kolunu sallayarak siyaset yapmasına müsaade mi edeceksiniz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin alacağı sorumluluk nedir? Yüce meclisi nasıl bir tuzağa çekme niyetindesiniz?
Türk-Kürt kardeşliği gibi ekran koruyucu sözlere bakmayın. Kardeşliğe 40 yıl kurşun sıkmış alçak bir örgüt, kardeşlikten bahsedemez. Çünkü kalleştir.
Geldiğimiz noktada uyanık olmak ve özellikle Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeleri dikkatle izlemek, hatta müdahale etmek zorundayız.
İktidara açık açık soruyorum; içeride PKK üzerinden piar yaparken, KCK-PKK-YPG’nin, Suriye’de kurduğu ve 26 Nisan’da Kamışlı’da ilan ettiği özerk yapı ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?
ABD, Fransa, PKK-YPG, SDG, DEM Parti ve Barzani ortaklığıyla 26 Nisan 2025 tarihinde Kamışlı'da alınan kararlar şunlardır:
Suriye ademi merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülecektir. Federal yapılar oluşturulacak, devletin ismi, bayrağı, milli marşı değişecektir. PKK-YPG unsurlarının hakları yasal güvence altına alınacaktır.
Hani Suriye fatihiydiniz? Hani KCK-PKK-YPG Suriye’de silah bırakmıştı.
Bilakis, YPG, Suriye devleti içine entegre edilerek meşrulaştırılıyor! Bu bir teslimiyet değil, terör örgütünü devletleştirme operasyonudur!
KCK’nın alt örgütlerinden biri PKK’ysa, bir diğer unsur da YPG-PYD’dir. Cumhuriyet hükümeti olarak bu konuda hangi adımları atacaksınız?
PYD-YPG’nin Amerikan bayraklarının gölgesinde, Suriye’de kuruluşunu yürüttüğü teröristana karşı ne yapacaksınız?
26 Nisan’da Suriye’de ilan edilen KCK-YPG-PKK otonom devlet yapısının devamı niteliğindeki toplantı 10 Mayıs tarihinde Diyarbakır’da yapılmıştır.
DEM Parti başta olmak üzere 301 etnik bölücü parti ve STK’nın katıldığı sözde Birlik İnsiyatifinin karar metninde aynen şu ifadeler yer almaktadır;
“Ulusal Birliğin önünü açan bu konferansa emek veren 4 parça Kürdistan'daki tüm örgütleri, liderleri, kurumları kutluyorlarmış”
4 parçalı Kürdistan’ın ulusal birliğinin önündeki engellerin aşılması beyanı, alenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin parçalanması hezeyanıdır.
Bu hezeyanlarla Cumhuriyet devletinin üniter ve milli devlet yapısını hedef alanları uyarıyorum; Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Türk milletinden toprak talep edenlerin akıbeti bizim tarihi sicilimizde bellidir.
Terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti’ni soykırım ile suçlayan açıklamasını, başarı ya da müjde olarak sunmak, artık gaflet ve dalalet de değil doğrudan hıyanettir.
Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, soykırımcı olmakla isnat eden bu açıklamayı muhatap alan ve zımnen de olsa kabullenen her kim varsa, tarih ve millet nezdinde mutlaka hesap verecektir.
Büyük Türk milleti;
Tekraren ifade etmek isterim ki; AK Parti iktidarı ve ortağı tarafından, “Terörsüz Türkiye” başlığı ile başlatılan süreç, bugün terör örgütünün yaptığı açıklama ve “Demokratik Siyaset” ambalajıyla, Türk vatanı ve Türk milleti açısından tehlikeli bir kalkışmaya dönüşmüştür.
Cumhurbaşkanı ve paydaşlarının, “Terör örgütünün, hiçbir pazarlık yapılmadan silah bırakacağı” şeklinde savundukları sürecin geldiği noktada, Türkiye’nin bugünün ve istikbalinin pazarlık konusu olduğu ortaya çıkmıştır.
Üzülerek ifade ediyorum ki; düğmeye bastıkları günden bu yana yaptığımız uyarılarda, sorduğumuz sorularda haklı çıktık.
Pazarlık var dedik, arsızca yok dediler. Haklılarmış ortada bir pazarlık da yok doğrudan teslimiyet varmış.
Öcalan’a özgürlüğün ve siyasetin yolu açılacak. Bunu Türk milletine yapamazsınız dedik. “Yalan” dediler. Ancak, açıklamadan anlıyoruz ki, terör örgütü bu konuda talepkâr ve kararlı, iktidar ise terörist başına ikametgah arıyor.
“Türk Milleti tanımını değiştirmeye cüret ediyorlar” dedik. Yok öyle şey dediler. Ancak açıklamada, tapu senedimiz Lozan’a yapılan saldırılardan anlıyoruz ki, bu noktada da teslim olmuşlar.
“Lozan Anlaşması’na karşı verilen silahlı mücadele amacına ulaşmıştır” deniyor, görüyoruz ki burada da teslim olmuşlar.
Haklı çıkacağını bilse de, insanın “inşallah olmaz” dediği zamanlar vardır. O zamanlardayız. Haklı çıkacağımızı biliyorduk. Ve yine biliyoruz ki; iktidarın ve ortağının aylardır söylediği kapkara yalanlar, bugün gerçeğin aydınlığıyla gün gibi ortadadır.
Çünkü biz hem ağababalarını hem de terör örgütünü iyi tanıyoruz. Varlık sebeplerini iyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan Anlaşması’nı hedef alan ifadeler bize gösteriyor ki, iktidarın da aralarında olduğu güçler gemi azıya almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapu senedi Lozan’ı hedef alan açıklama gösteriyor ki hain terör örgütüyle iktidar ve ortaklarının hedefleri en başından beri zaten aynıymış."
Büyük Türk milletinin huzurunda bir kez daha ilan ediyorum; Türkiye Cumhuriyeti, onu idare ettiğini zannedenlerin değil, Cumhuriyeti koruma sevdasıyla donanmış büyük Türk milletinindir. Türkiye’nin cesur evlatları buradadır, İYİ Parti buradadır. Bu ihanete asla geçit vermeyecektir. Herkes müsterih olsun. Ey Vatan! Gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz!"