MADENCİLİĞİ KONUŞUYORUZ ÇALIŞTAYI

TAKİP ET

Muğla’da gerçekleştirilen “Madenciliği Konuşuyoruz” Çalıştayını değerlendiren CHP Doğa Haklarından Sorulu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Çalıştayda, doğa katliamları, teşvikler, devlet hakkı, dışa bağımlılık, enerji gibi bir çok konuda tartışmalar yürütüldü. Üzerinde ortaklaşılan başlıkları “şeffaflık, denetlenebilirlik, öntedbirlilik, katılımcılık” olarak sıralayabiliriz. Bu talepler, CHP Doğa Hakları birimi olarak aklımızdan çıkmayacak” dedi.

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Madenciliği Konuşuyoruz” isimli çalıştay 14 Aralıkta, Muğla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP Muğla Milletvekilleri Süleyman Girgin, Suat Özcan ve Mürsel Alban’ın da katıldığı çalıştaya, Muğla ve çevre şehirlerinde doğa hakkı mücadelesi yürüten yurttaşlar, sivil toplum örgütleri, madencilik sektörü temsilcileri de ilgi gösterdi.

Madencilik Üzerine Tartışmalar, Madenciliğin Ekonomisi, Politikası ve Hukuku, Söylemleri, “Madenciliğin Somut Sonuçları” başlıklı oturumların gerçekleştirildiği etkinlikte, madencilik alanı ile ilgili çalışma ve araştırmalar yürüten uzman ve bilim insanlarının yaptıkları sunum sonrasında, katılımcıların da dahil olduğu forum gerçekleştirildi.

“Madenciliği Konuşuyoruz” çalıştayını değerlendiren CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca; “konunun tüm muhataplarını kapsayan bir çalıştay gerçekleştirdik. Herkesin kendi fikrini açıkça ifade edilmesi, Çalıştayın verimli geçmesine zemin hazırladı. Çalıştayda, doğa katliamları, teşvikler, devlet hakkı, dışa bağımlılık, enerji gibi bir çok konuda tartışmalar yürütüldü. Öne çıkan ve üzerinde ortaklaşılan başlıkları “şeffaflık, denetlenebilirlik, öntedbirlilik, katılımcılık” olarak sıralayabiliriz. Çalıştayda dile getirilen talepler, CHP Doğa Hakları birimi olarak çalışmalarımızda yön gösterici olacak.” Değerlendirmesinde bulundu.

CHP Doğa Hakları birimi olarak, doğa hakları ihlallerini yerinde inceleme çalışmaları hakkında bilgi veren Biçer Karaca, “Türkiye’nin birçok yerinde yürütülen madencilik faaliyetleri ve yarattığı tahribatlara karşı doğa hakkı savunması yapan yurttaşlarımız ile bir araya geliyoruz. Özellikle “vahşi madencilik” dediğimiz yöntemle yapılan madencilik faaliyetlerinden yoğun şikayetler alıyoruz. Son dönemde Gümüşhane, Erzincan İliç, Sivas Kangal gibi bir çok yerde gözlemlediğimiz kadarıyla, ekosistemin yanı sıra tarımsal potansiyelleri, temiz gıdaya erişimi olumsuz etkileyen çalışmalar yürütülüyor” yorumunu yaptı. Muğla’daki özellikle kömür madeni ve termik santrallerden kaynaklı kirliliğe ve tahribata dikkat çeken Gülizar Biçer Karaca, madenciliğin kamusal faydası değil zararlarının olduğunu dikkat çekerek, Muğlalıların yaşadığı sağlık sorunlarını dile getirdi.

Çalıştaydaki konuşmasında yer alan, “CHP zengin olmamızı istemiyor, her şeye karşı çıkıyor” eleştirisini yanıtlayan Biçer Karaca, “ Biz karşıtlık siyaseti yapmıyoruz. Sorunları tespit edip, çözüm önerilerimizi sunuyoruz. CHP, üstün hak kavramının bu alanlarda net olarak ortaya çıkmasını ve buna göre çalışma yürütülmesini istiyor. Vahşi madencilik uygulamalarını tarafsız ve vicdanlı düzlemlerde tartışmadığımız sürece, madencinin de madenden yakınınanların da sorununu çözemeyiz. Kamusal ihtiyaçları analiz etmeden, bu ihtiyaçlara uygun planlamalar yapılmadan, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık gibi ilkeleri hayata geçiremediğimiz sürece; bu tartışmalar sürecek ve CHP olarak bu anti-demokratik uygulamaların karşısında olmaya devam edeceğiz” yorumunu yaptı.

Gülizar Biçer Karaca, “Söylemlerimiz illa ki karşıtlık üzerinden algılanacaksa; CHP olarak yandaşı zengin etmek için doğayı, canlıları, suyu, havayı yok sayan, hukuku yandaşa göre uyduran, denetimsizliği kural, denitimi istisna kılan, ÇED’i, Sağlık Etki Değerlendirmesini, Kümülatif Etki Değerlendirmesini, halkı sürece katılımını, ortak akılı yok sayan,  karar alma süreçlerini halktan kaçıran, saklayan, kapı kapılar ardında sürdüren süreçlere karşıyız. Kısacası, Vahşi Madenciliğe karşıyız.” Dedi.