Mine Aşçı; 'Söke için' varım ve hazırım

TAKİP ET

AK Parti Söke Belediye Başkan Aday Adayı Mimar Mine Aşçı, Gerçek Haberci Gazetesi' ni ziyaret ederek Adem Nakçı' nın sorularını yanıtladı. Söke' ye projeler üretebilecek bir kadın elinin değmesi gerektiğini vurgulayan Aşçı belediyeci kimliği ile bu göreve hazır olduğunu dile getirdi.

Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken belediye başkan aday adayı olma kararını nasıl verdiniz?

Yaklaşık sekiz yıldır belediye başkan yardımcılığı görevi yapıyorum. Onun öncesinde de iki yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Şube Müdürlüğü’nde görevim var. Ondan önce de dört yıl İmar ve Şehircilik Müdürlüğü görevim oldu Söke’de. Yani yaklaşık on dokuz yıldır belediyeciyim.

Yerel yönetimlerde belediyelerin işleyişine baktığınız zaman bürokrat başkan yardımcıları genelde mevzuat ve genel işleyişten sorumludur.  Diğer projeler ve yüksek kararlar belediye başkanı ve siyasetten geldiği ekip karar verir. On dokuz yıllık bir belediye tecrübesi kolay bir birikim değil. Her gün bir şey öğreniyorsunuz. Bir belediyede sorunlar neler, nasıl çözülür, bürokrasi ile ilişkilerin hepsine hâkimim.

Bir belediye başkanı geliyor ve koltuğa oturuyor, mevzuatı öğrenmeye çalışıyor, bürokrasiyi tanımaya çalışıyor derken yaşanan zaman kaybı azımsanmayacak kadar uzun sürüyor.

Söke’nin bütün sorunlarını biliyorum, belediyeciliği biliyorum, mevzuatı biliyorum ve neler yapılması gerektiğini biliyorum. Yaşım 45 oldu ve bizim de hizmet zamanımızın geldiğini düşünüyorum. Ben bu işi yapabileceğime inandığım için başkan aday adaylığı kararı aldım.

Peki, neden siz ?

Bilgi, deneyim, başarı, kadın olmak olarak sayabileceğim dört ana faktör var. Bilgi noktasında mesleki bilgiye sahibim. Mimarım. Onun belediyecilikte çok önemli olduğunu biliyorum. Deneyim ise; on dokuz yıllık bir belediyecilik deneyimim var. Başarı ise; yaptığım bütün projeler hep artı bir değere layık görüldü. Belki de güveni destekleyen unsur da bu çalışmalar oldu. Ben işimi iyi yapıyorum cevabı buradan geldi. Örnek verirsek ‘Akıllı kent otomasyon sistemi’ projesi, belki de Türkiye’nin hiçbir yerinde yokken Söke uyguladı ve Cumhurbaşkanlığı ödülünü aldı. Tabii bu kocaman bir ekiple yapıldı. Yaptığım diğer projelerde ulusal ve uluslararası platformda başarı ile sonuçlandı. Son olarak da kadın olmam. Bir belediyeye her zaman kadın eli değmesi gerektiğini düşünüyorum.

Belediye başkanı olmanız takdirinde ilk beş yılda Söke’de neler değişecek?

Bir kere Söke’ye gelen vatandaşlar, 30 yıldır Söke’de bir değişim olmadığını iddia ediyorlar. Öncelikle bu yargı kırılacak. Söke’nin çehresini değiştirmemiz gerekiyor. Söke, stratejik olarak çok değerli bir konuma sahip. Çevresi turizm merkezi. Eğer Söke doğru projelerle değerlendirilirse iddia ediyorum bölgenin bilhassa Aşağı Menderes Havzası’nın kalbi olur.

Söke, tarım bölgesinin dışında, sanayi bölgesi olma yolunda ilerliyor. Artık bölgemize beyaz yakalıları da dâhil ediyor.  Söke’ye; tarım, sanayi, eğitim ve turizm olarak dört ana vizyon yüklenebilir. Belediyecilik deyince; görev olarak sadece çöpü toplar, yolu yapar, parkı yapar algısı doğru değildir. Yerel yönetim; turizmciyi de, çiftçiyi de, sanayiciyi de desteklemelidir. Artık yol, çöp, park hizmetleri yerel hizmet olarak değerlendirilmemelidir. O hizmetler zaten yapılmalıdır. Artı olarak ne yapıyorsun? Zaten o hizmetler senin görevin. Mutlaka bunun anlatılması gerekiyor. Artı olarak hizmetlerde İnsan odaklı olmak gerekir, ekonomiyi ön görmek gerekir. Bir de şehir ile ilgili planlama doğru yapılmalıdır. Üretim odaklı çalışılmalıdır. Her proje, kısa sürede gerçekleştirilse bile uzun vadeyi hesap etmelidir.

Söke aslında turizm kenti değil, tarım kenti. Ama 6360 Sayılı kanundan sonra 34 tane köy bağlandı. Köylerin o kadar güzel coğrafyaları var ki anlatamam. Eskiden onlar İl Özel İdaresi’ndeydi. Şu an otuz dört mahallenin en az onu kırsal ve kültür turizminde kullanılabilecek değerleri olan potansiyele sahiptir. Bir de Havza ölçeğinde bakmak gerekiyor Söke’ye. Menderes Havzası çok kıymetli. Bizim bölgemiz çok zengin. Kendi ürünlerini gerçekleştirip, üretebilecek kapasiteye sahip. Eğer böyle olmasaydı turizm alanında çalışma yapmak olanaklı olamazdı. Kemalpaşa bu anlamda çok zengin. Ama üretime yönelik çalışma yapmadan burayı turizm alanına sokmak sıkıntılı ve doğru değildir. Eğer, burada bir pazarlama modeli geliştirilemezse, turist ya da ziyaretçiler üç tane sokağı gezer ve gider. Mesela; efe çizmesi meşhurdur Söke’de. Ama sadece bir usta yapıyor bu zanaatı. Onun bu kıymetli üretimini model olarak geliştirilecek bir destek ve hizmette çalışma yapılsa, bu değerde marka oluşturulsa, yeni tasarımcılarla geliştirilse; işte o zaman bir marka sahibi olunur. Ya da mesela Söke’de kalınacak otel yok. Misafirlerimizi Kuşadası’nda ağırlıyoruz. Ama artık beyaz yakalılar geliyor. Sanayi kenti olma yolunda ilerliyoruz. Merkez küçük ve dağılamıyor. Bir taraf heyelan bölgesi diğer bir taraf ova. Ne yapmamız lazım? Belli banliyö yerleşkeleri tasarlamamız lazım.

Söke’nin kaderini kaç senede değiştirebilirsiniz?

Minimum iki dönem gereklidir. Ancak bir şeylerin değişeceği ışığını anlatmak için bir dönem bile yeter. Sihirli değnek yok elbette ama insanlara umudu aşılamak ve Söke’de bir şeylerin olabileceğini göstermek gerek ve hatta bu zaruri. Bu şehir ve onun sorunları kader değil bunu yapabilecek birileri de varmış demeleri gerekiyor insanların.

Söke’de değişim süreci sizin için o zaman pek sancılı geçmeyecek…  

Evet geçmeyecek. Hazır olan çok şey var; mesela Söke Çayı… Şehri ortadan ikiye bölen bir çay var. Söke’nin en önemli patlama noktalarından biri. Çayı doğru planladığınız zaman, rekreasyonu ve planlanmayı doğru yaptığınız zaman markayı direkt oraya taşıdınız demektir. Bulvarın orada ticaret ve o ticareti güçlendirmek gerek. İki km’lik bir alan. Sağlı sollu dört km. Oranın imar planları hazır ve onay bekliyor. Onay alındıktan sonra başlamamak için hiçbir neden yok. Etrafındaki yapılaşma alanlarını da tasarladık bu dönem. Sadece derenin ıslahı değil, yapıların nasıl olması gerektiğini de planladık. 160 hektar planlama yaptık.

Kadın kimliği vurgusu yaptınız. Bunu açar mısınız?

Söke zor bir yer. Siyaseten daha zor bir yer. Doğru zamanda yola çıktım. Zaman niye doğru? Projeye çok ihtiyacı var Söke’nin. Yani proje yapabilecek kişiye ihtiyacı var. Kadın kimliğim ve belediyecilik kimliğim var. Diyorlar ki, Sökelilere kulak verdiğiniz zaman “Fazla laf istemiyoruz, çalışma istiyoruz” diyorlar. “Proje yapacak insana ihtiyaç var” diyorlar. Özellikle burada kadın duyarlılığı öne çıkıyor. Ben bunun için varım, hazırım.

İddialı projelerle geliyorsunuz. Katılımı nasıl sağlayacaksınız?

Katılımı çok önemsiyorum. Ama öylesine bir katılım değil. Ben şunu istiyorum; şehirde yaşayanları şehir için yapılan çalışmalara dâhil etmek istiyorum. İnsan emek verdiği şeye sahip çıkıyor. Eğer bir kişiyi dinleyip, sorunları deftere yazıp sonra onları dosyalayıp bekletirseniz, bu katılım olmaz. Meclis üyeleri ile kurulan sistemde her bölgenin bir temsilcisi olması lazım. Hem coğrafi anlamda hem de mesleki anlamda dikkat edilerek belirlenecek. Bire bir belli teşkilatlanmalarla katılımın yönetime dâhil edilmesini sağlayacağız. Her projeye belli grupları dâhil ederek görev almalarını ve projeyi sahiplenmelerini sağlayarak birlikte yönetim anlayışını geliştirerek ilerleyeceğiz.