Nakçı, "Aslanoğlu, Tunç Soyer'le beraber güzel ve iyi bir ivme yakalayacak"

TAKİP ET

Yenigün TV'de Cem Arıkan'ın sunumuyla yayınlanan Ege Politik programında, Şenol Aslanoğlu'nun CHP İl Başkanı olarak görevlendirilmesi değerlendirildi.

Yenigün TV’de Cem Arıkan moderatörlüğünde gerçekleştirilen Ege Politik programında Gerçek Haberci Gazetesi İmtiyaz Sahibi Adem  Nakçı, Egeye Bakış Genel Yayın Yönetmeni Adem Sarıkaya, İz Gündemi Genel Yayın Yönetmeni Onurcan Uygur bir araya geldi.

Program Şenol Aslanoğlu’nun CHP İzmir İl Başkanlığı görevine getirilmesi gündemiyle başlarken, Adem Sarıkaya, konuyla ilgili olarak, “İzmir’de son dönemde en çok adı geçen aday Murat Aydın’dı. Birçok gazeteci arkadaşımız da Murat Aydın’ın olacağına kesin gözle bakıyordu aslında. Tabii Şenol Bey’in ismi en başta geçtiğinde genel merkezde kabul görmediği, çok fazla tanınmadığı gibi konuşmalar oldu. Bekleyip göreceğiz. Hayırlı olsun. Seçim öncesi nasıl bir çalışma yapacak bakacağız. Umarım başarılı bir başkanlık dönemi geçirir” ifadelerini kullandı.

“Aslanoğlu sendika geleneğinden geliyor”

Moderatörün istifa eden İl Başkanı Av. Deniz Yücel seçildiğinde, "AK Parti İl Başkanı Deniz Yücel’i çıtır çıtır yer" ifadesini kullandığını ve bundan sonra ilişkilerinin bir türlü normale dönmediğini hatırlatması üzerine değerlendirmede bulunan Adem Nakçı, “Murat Aydın ismiyle gündemi oyaladılar, diğer taraftan da altyapısını hazırladılar. Tunç Soyer’in asıl adayının Aslanoğlu olduğunu dünya alem biliyor. Siyasete yakın insanlar olarak Murat Aydın’ın başkan olmayacağını defalarca söyledik. Deniz Yücel’le Tunç Soyer son dönemde bir iki  görüşme haricinde çok samimi değildi. Türk filminde klasik jargonudur, ayrı dünyaların insanları onlar. Aslanoğlu’nun ağabeyi sendikacı. Sendika geleneği var ailelerin içinde. Bu gelenek ve bu mücadelenin içine gelmiş. Her ne kadar son dönemde iş adamı falan diye görünse de temeli orada. Tunç Soyer’le beraber güzel ve iyi bir ivme yakalayacağını düşünüyorum. Önlerinde sadece şu handikap var: Emek nerede diye serzenişte bulunanlar oldu. Böyle diyenlerin ne kadar emek sarf ettiğini çok iyi biliyoruz” dedi.

“Soyer’in gönlü Aydın’dan yanaydı”

Şenol Aslanoğlu’nun partiye verdiği emeğin tartışılmaz olduğunu belirten moderatör Arıkan, “Şu noktada katılmıyorum. Evet Tunç Söyer iki isimle gitti Ankara’ya. Bir cebinde Murat Aydın, bir cebinde Şenol Aslanoğlu vardı. Aslanoğlu daha geniş bir mutabakatın adayı olarak masaya kondu  ancak Tunç Soyer’in gönlü aslında sanki biraz daha Murat Aydın’dan yanaydı çünkü Aydın Soyer’in önünü açtı. Onunla yürümeyi aslında bence daha uygun buluyordu Soyer. Tabii ki cebindeki bir diğer isim de Aslanoğlu’ydu ama gönlü hep Murat Aydın’dan yana attı çünkü o elini daha çok güçlendirecek bir hamle olacaktı” değerlendirmesinde bulunurken, söz alan Adem Sarıkaya, “Aslanoğlu’nun Tunç Soyer açısından da üstlendiği önemli görevler var. Kentsel dönüşüm görevlerinin hepsinden istifa edeceğini de söyledi. Bu kadar önemli ve başarılı giden, İzmir’in geleceğini de şekillendiren bir projeden istifası acaba o kooperatifçilik tarafını nasıl etkileyecek bunları düşünmüş olabilirler” dedi.

“Kara propaganda yapıldı”

Onurcan Uygur, Murat Aydın’ın İzmir siyasetinde Şenol Aslanoğlu’na göre yeni bir isim olduğunu ifade ederek, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılına giden bir iktidarın söz konusu olması, yeni il başkanının önemli olması belki Murat Aydın isminin biraz geri planda durmasını sağladı diye düşünüyorum” diye konuştu.

 

Daha sonra söz alan Arıkan, Murat Aydın isminin koltuğa oturamasa da bu süreçte tartışıldığını, dikkatlerin üzerine çekildiğini ve bir karalama kampanyası yapıldığını savunarak, “Bir kara propaganda  yapıldı. Demek ki bir çekince de oluştu bir yerlerde ve bundan sonra siyasi olarak daha fazla ön planda göreceğimizi düşünüyorum Murat Aydın’ı” ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine Adem Sarıkaya, Murat Aydın’ın seçim sürecinde örgütü çok sırtlayamayacağını düşündüğünü, örgüt anlamında bu işi Aslanoğlu’nun daha iyi yapacağını söyledi.

İsimlerden birinin diğerinin önünde olmadığını belirten Nakçı ise Aydın’ın son üç senede daha aktif olduğunu ve parti içinde örgütün tanıdığı bir isim olduğunu ifade etti.

Onurcan Uygur ise, “İki adayın çok önemli bir ortak noktası var. İkisinin de önümüzdeki seçimlerde bir hedefi vardı. Şenol Aslanoğlu’nun adı Balçova’ya tekrar konuşulurken, Murat Aydın’ın milletvekilliği sürecinde belki yeniden aday olması konuşulurken ateşten gömlek giymek istedi iki isim de. Aslanoğlu’nun tabii bundan sonra o ateşten gömleği nasıl taşıyacağı önemli” açıklamasını yaptı.

Daha sonra söz alan Nakçı, “Murat Aydın badireler atlatmış, sıfırdan var olmak gibi bir şey yapıyor, kolay değil. Çok ciddi bir görevin var. Hakimler Savcılar Vakfı gibi bir yer var, ikinci başkansın ve hiç beklemediğin yerden bir anda ağır bir darbe yiyorsun, düşüyorsun ama tekrardan küllerinden doğup siyasete kaldığın yerden, hatta daha sert dönebiliyorsun. Bence bu durum CHP için bir avantaj. Bu dönem bence Murat Aydın, Şenol Aslanoğlu ve Tunç Soyer çok güzel senkronize olarak çalışacak ve yapılan işleri çok güzel anlatacaklar. Kreşler çok zamlanmış, geçen sene 10 olan şu an 35 ama İZELMAN’da öyle değil. Biz bunu anlatamıyoruz. Bunu ben gidip yazamıyorum, birinin söylemesi gerek ama konuşan yok. Şimdi bence yeni dönem konuşma dönemi ve anlatma dönemi” açıklamasını yaptı.

“İmamoğlu ve Yavaş’la eşitlendi”

Arıkan, bu süreçte Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu isimlerinin öne çıktığını çünkü 20 yılın üzerinde AK Parti iktidarında olan belediyeleri aldıklarını hatırlatarak, “İzmir sosyal belediyecilik örneği sergiledi. Yapılan her şey haber değeri taşıyor. Bu açıdan üç başkan da kamuoyunun dikkatini çekmek açısından şu anda eşitlendi” dedi.

Şenol Aslanoğlu’nun tam vaktinde geldiğini belirten Adem Sarıkaya, Deniz Yücel'in parti için hedef koyamadığını ifade ederken, Arıkan, “Deniz Yücel hangi izi bıraktı da bu süreçte akıllarda kalsın? Ya da Deniz Yücel’i milletvekili seçim listesine yazmayan irade kalkıp da Buca Belediyesi’nde önünü açacak mıydı?” diye sordu.

“Biz sürekli sokaktayız, insanları tanıyoruz" diyen Nakçı, “Deniz Yücel’in önündeki o on aylık süreçteki hikayesi Ali Engin. Deniz Yücel’de ego var. Ego seni her yere taşır. Ali Engin’e Adem’le konuk aldığımızda üç tane belediye sorusu sorduk, peş peşe bir çırpıda cevapladı, bildiğin bir siyaset dersi verdi bize” ifadelerini kullandı.

Adem Sarıkaya da, “Ali Engin partiyi sokaklarda canlı tuttu ve örgütte bir heyecan vardı. Deniz Bey’in suçu değil heyecanın kaybolması. Türkiye konjonktüründe belki de hiçbirimizin heyecanı kalmadı” dedi.

“Çalışmayan gazetecilerin günü kutlansın”

Konuklar 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundular:

Adem Nakçı: “2022’de 505 kez gazeteciler hakim karşısına çıkmış, 30 tane tutuklanmış. Eylemlerde dayak yiyen biziz. Bizi istedikleri zaman gazeteci sayıyorlar, istemedikleri zaman saymıyorlar. Son çıkan kanuna göre artık gazetelerin kapanmasının gündemde olduğu günlerde bence çalışan çalışmayan ayrımı yapılması yanlış. Basın sektörü perişan bir halde. Özgür basın diyemiyoruz çünkü herkes bir yere göbekten bağlı olmak zorunda, özellikle de iktidara bağlı olmak zorunda.”

Adem Sarıkaya: “Açlıkla işini bilen çantacılar onu bunu satın aldığını düşünen başkanlar, yani ülkede meslek bitmiş durumda. Biz de kendi içimizde yapmaya çalışıyoruz bir şeyleri ama çok kirli bir ülkede çok kirli bir mesleği icra edip temiz kalmaya çalışıyoruz. Olayımız bu yani örgütlenemiyoruz. Örgütlensek bile en önemli imtihanımız açlıkla, üniversite bitiren çocukların çalışacağı bir kurum yok. Şişirilmiş bir sistem var. Gelir kapıları kapatılacak, bakıp göreceğiz.”

Onurcan Uygur: “Bu ay gazeteciler açısından aslında acı dolu bir ay. Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Muammer Aksoy gibi çok değerli isimlerin de suikastle katledildikleri bir ay o yüzden çalışan gazetecilerin gününün kutlanmasından ziyade çalışamayan, öldürülen katledilen gazetecileri anmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.”

Yenigün TV Cem Arıkan Ege Politik Şenol Aslanoğlu adem nakçı Adem Sarıkaya Onurcan Uygur