Özgür olmayı Derya Avşar'dan öğrenin!

TAKİP ET

Tülay EDE YILDIRIM - GERÇEK HABERCİ - Bugün, bana ziyadesiyle ilham olan ve herkese ışık saçan bambaşka bir kadınla buluşturacağım sizleri. Toplumun insanlara dayattığı tüm engelleri alt üst etmiş, “Engelli” kavramını insana düşündürtüp asıl engelin zihinlerde olduğunu duruşuyla, eylemleriyle, başarılarıyla, ürettikleriyle ve daha bir çok şeyle kanıtlamış olan harika bir insan.
O bir kadın.
O bir yazar.
O bir şair.
O bir öykü ustası.
O bir sanatçı.
O bir oyuncu.
O bir ilham perisi.

Açıkçası, ne yazsam az kalacak sevgili Derya Avşar’a dair. Hadi şimdi arkanıza yaslanın ve toplumun engelli olarak nitelediği bir kadının tüm ezberleri nasıl bozduğuna, nasıl ışık saçtığına şahit olun...


Öncelikle, okuyucularımızdan sizi tanımayanlar için, size dair konuşalım mı? Derya Avşar kimdir?

Bütün okurlarınıza içten bir merhaba… Ben Derya Avşar, 1978 Ardahan doğumluyum. İlkokul 2. Sınıftayken, ailemle beraber İstanbul’a yerleştik. Ortaokula giderken kas hastası olduğumu öğrendim. Hızla ilerleyen hastalığım nedeniyle öğrenim hayatım, çarpık mimari yapıtlar nedeniyle ortaokulda noktalandı. Hızla ilerleyen hastalığım beni bir tekerlekli sandalyeye mahkum etti. Ancak bu beni yıldırmadı, aksine ayağa kaldırdı. Ben hiçbir zaman sandalyemin arkasına sığınıp, hayatımı ajite yaşamadım. Toplumda kısıtlı yaşam şartları olsa da; ulaşım, mimari engellere rağmen birçok kursa gittim ve bilgi birikimimi artırdım; muhasebe, takı tasarımı, ahşam boyama gibi…


Ayrıca birçok sosyal proje de yer aldım: “Gelinlik Giyinmek Her Genç Kızın Hakkı” ve “Tatil Herkesin Hakkı” projesinde yer aldım. Yurt dışında (Danimarka’da) bir söyleşim oldu. Bir de Jessica isminde genç bir fotoğrafçı tarafından kız kulesi, Pierre Loti, Galata Kulesi, deniz ortasında kayıkla çekilen fotoğraflarımla yurt dışında bir sergi açıldı. Tekerlekli sandalye ile ilk defa yapılan “Engelsiz Tango” da ve “Koro Es” grubunda yer aldım. Şuan bir tiyatro çalışmamız var. 4’ü şiir, bir hikaye, bir deneme, toplamda yayımlanan altı kitabım var. Şuan yayımlanmaya hazır iki roman, bir öykü, iki şiir kitabım mevcut. Sayısız köşe yazısı yazdım. Birçok şiirim dergi ve gazetelerde yayımlandı. Birçok şiirim bestelendi. 3 ayrı antoloji kitabında öykülerim, şiirlerim yayımlandı. Öykülerim, şiirlerim Farsça ve Kürtçe dillerine çevrilip, İran dergisinde yayımlandı. Geçtiğimiz yıllarda eleştirel yazılarımdan ötürü yargılandım, 1 yıl 3 ay ceza aldım.



Elbette siz çok yönlü bir insansınız, ki bundan dolayı çoklarca insana ilham kaynağısınız ama başlangıç olarak kitaplarınızdan ve UNESCOdan almış olduğunuz ödülden bahsedelim.

Yukarıda da belirttiğim gibi; Sevdam Üşüyor, Düşten Öte, Yalnızlığın Deryası adında 4 şiir kitabım ve Şehriban adında bir hikaye, Kırlangıç adında bir deneme kitabım var. İlk yazım hayatıma, 2006 yılında köşe yazarlığı ile başladım. Ayrı öykülerle katılmış olduğum UNESCO 2021 öykü dalı yarışmasında 2.lik ve 5.lik ödülleri aldım.
Siz, tüm engelleri yıkmış bir insansınız. Görünüşte engelli gibi gözükseniz de, aslında engelleri alt üst etmişsiniz başarılarınız, karakteriniz, duruşunuz ile. Biraz bunun hakkında konuşalım sizinle.



Evet, ben engel tanımıyorum. Aslında engelli kavramını insan bedeni üzerinde değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Bu kavram ayrıştıran, öteleyen bir kavramdır. Kime ve neye göre engel? Benim yapabildiğimi sağlıklı biri yapamıyorsa, burada engel kavramı yer değiştirir. Bana göre engel, bedende değil düşüncededir. Eğer siz inandığınız, sevdiğiniz bir şeyi yapıyorsanız başarı kaçınılmaz olur. Eğer bir insanın karakteri ve duruşu yoksa, bir adım bile öteye gidemez. İnsanın asli kimliğini, karakteri oluşturur.  



Birçok çalışmada yer aldınız ve yazarlık dışında, birçok alanda eğitim gördünüz. Artı, şuan Ümit Kaftancıoğlu'nun "Yelatan" kitabının Cemal Uçarman tarafından tiyatroya uyarlanmasında bir oyuncu olarak yer alıyorsunuz. Bunca şeye aynı anda yetişebilen muhteşem ve insana ilham olan bir enerjiniz var. Bu çalışmalar ve güzel enerjiniz hakkında neler söylemek istersiniz?

Ben sanat, edebiyat aşığı bir insanım. Üretmeyi, paylaşmayı seviyorum. Nitekim ürettiğimiz sürece var oluruz. Aksi takdirde yitip gideriz. Ben sanat ile çoğalıyor, besleniyorum. Kesinlikle size katılıyorum, ben de enerjimi çok seviyorum. Beni var eden şey içimdeki enerjidir. Sanat aşkı ve içimdeki enerji birleştiğinde, benim önümde engel teşkil eden bütün setler kalkar. İşte o zaman ben düşlediğim dünya’yı dilediğim renge boyuyorum. Değerli dostum, hocam Cemal Uçarman tarafından YELATAN tiyatro oyunu teklifi geldiğinde, büyük bir şevk ve heyecan duydum. Öyle çok önemsedim ki ”Pir Ana” rolünü aynı gün repliğimi ezberledim. Büyük üstat Ümit Kaftancıoğlu’nun eserini oynamak ayrıca çok değerli.   
Sizinle ilgili bir sergi açıldı yurtdışında. Bunun hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yaklaşık 6 yıl önce Hamburg’da yaşayan Jessica Prautzsch tarafından, İstanbul un en gözde yerlerinden olan, Kız Kulesi, Galata Kulesi, Pierre Loti ve deniz ortasında kayıkta fotoğraflarım çekilerek, Hamburg’da bir sergi açıldı. Serginin adı: “Tabularını yıkmış başarılı kadın” İdi.      


Evet, siz engelleri aşmışsınız ama toplumun çoğunluğunun zihni, bakış açısı engelli. Kısıtlamalarla, engellemelerle karşılaşıyor musunuz?
Engel, kişinin bakış açısıyla ilintilidir. Karşılaştığım en büyük engel, istihdam, mimari engeller ve erişebilir bir kenttir. Her şey olanaklar dahilinde olur. Eğer olanaklar sağlanırsa, her birey ailesinden bağımsız yaşayabilir. Fakat maalesef bireyler ailelerine gebe bırakılmakta. Temel hak ve özgürlükler bağımsız bireyler olmakla elde edilir. 


Bu güzel söyleşi ve varlığınız, ışığınız için teşekkür ederim size.  Son olarak, okuyucularımıza neler söylemek, hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Asıl ben size çok teşekkür ederim. Işığıma ışık, renk, anlam kattınız. Okuyucularımıza şiddetle kitap okumalarını tavsiye edebilirim. Çünkü okudukça, sorgulayabiliriz. Okudukça, çoğalabiliriz. Okudukça, gelişebilir, bilinçlenebiliriz. Kitap, binlerce pencere, binlerce kapı açan, ufkumuzu aydınlatan bir yol arkadaşıdır. Nerede olursanız olun, yanınızda bir yol arkadaşı bulundurun. Aydın bir dünya dileğiyle…