Öztürk; "İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni Soyer Hariç Herkes Yönetiyor"

TAKİP ET

Gazeteciler Süleyman Gençel, Adem Sarıkaya, Adem Nakçı ve Serdar Öztürk, Artı35’te yayınlanan programda gündeme dair değerlendirmelerde bulundular.
Gazeteciler Süleyman Gençel, Serdar Öztürk, Adem Sarıkaya ve Adem Nakçı Artı35’te yaklaşan Yerel seçimlere ilişkin Türkiye ve İzmir’in gündemini değerlendirdi.  Gazeteci Serdar Öztürk İzmir’deki aday adayı bolluğuna değinerek;  “CHP İzmir’de kazanma ihtimali daha fazla olduğu için burada aday adaylığında bolluk var. Herkes güçlü olduğu yerlerde adaylık konusunda şansı var diye bakıyor. İzmir’de bu yerlerden birisi. Bunu başka bir yerde yapmaz CHP. İzmir aday adayı açısından darmadağın olmuş durumda” dedi.
“CHP BİR ANKET YAPACAK”
İzmir’deki yerel seçim havasının nasıl geçtiğine dair değerlendirmelerde bulunan Süleyman Gençel; “Aziz Kocaoğlu bugün bir kanala konuk olmuş yayından önce önemli açıklamalar yapmış. Sonrasından Alaattin Yüksel ile birlikte yemekte bir araya gelmiş. Benim bildiğim bu insanların arası bozuk. Bu iki kişi ne ara birleşti de bir aday adayı destekledi sorusu aklıma geldi. Bu yemeğin bir arka planın olduğunu düşünüyorum. Aday adayı psikolojisi farklı bir psikoloji. Bazı aday adayları gazetecililerle yemek yemeleri gerektiği düşüncesine giriyor. Bu durum aday adaylarına herhangi bir artı kazandırmaz, çünkü kararı genel merkez verecek. CHP bir anket yapacak. Ankette aday adayları ne kadar başarılı oldukları ölçülecek ve daha sonra kimin aday olacağı kararı verilecek.  Amaç toplumda başarılı mı değil mi imajını ölçmek.  İzmir’de bu anketler yapılıyor” diye konuştu. 
“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE TAŞLAR YERİNE OTURUR”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Olgun Atilla’nın İzmir’de da bir anket yaptığı yönünde iddialar olduğunu söyleyen Gençel şöyle devam etti; 
“Bu anketi bize yollasalar biz de partinin durumunu öğrenmiş oluruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi için çok konuşulmayan Alaattin Yüksel ismi yine gündemde ayrıca Aziz Kocaoğlu da bana göre potansiyel aday adayı. Olgun Atilla güçlü bir isim. Tacettin Bayır ve Musa Çam Birlikte hareket ediyorlar ve bu iki isim bir sonraki dönemi hedefliyorlar. Filiz Ciritoğlu ismi de geçiyor ama ben bu ismin arkasında kim var onu merak ediyorum. Aziz Kocaoğlu’u belki onun arkasında olabilir. Cemil Tugay yine güçlü isim. Abdül Batur ise daha çok arka planda farklı ilişkiler geliştirebilir. Yarın öbür gün büyükşehir adayı olarak karşımızda görebiliriz. Önümüzdeki günlerde taşlar yerine oturur. Siyasetin finanse edilmesi Ak Parti ile birlikte görünür olmaya başladı.” 
“ÖRGÜT BİLE ADAYLARI TANIMIYOR”
Yerel seçim için sahada olan aday adaylarının tanınırlığına değinen Adem Nakçı ise; “Aday adayı program yapmak için bizi arıyorlar biz de tarih ayarlıyoruz program için ama aday adayı ‘acil çağırdılar Ankara’ya gitmem lazım’ diyor. Üç gün kala Ankara’ya gidiyorlar. Aday adaylarının tanınırlık oranı çok düşük. Parti örgütü bile bazı adayları tanımıyor. Bu yüzden de ayaklı panolarla tanınırlıklarını artırıyorlar. Aday adayları deli gibi para harcıyorlar. Her yer aday adayı ayaklı pankartları, afişleri ve el ilanları ile dolu. Komik bir şekilde kendi soyadlarıyla slogan hazırlatıyorlar. Seçimde garantiyim diyen adaylar var. Seçim dönemi için ilçesindeki billboardların parasını peşin vermiş aday adaylar var çünkü kendilerini garanti diye görüyorlar” dedi. 
“HERKES SİYASETÇİ OLDU ARTIK” 
CHP’deki siyasi atmosferi değerlendiren Adem Sarıkaya ise CHP’de sokaktaki herkes siyasetçi olduğunu ileri sürerek; “Herkes Ankara’ya gitmiş ve birileri ile görüşmüş. Bu birileri de aday adaylarına sen adaysın git İzmir’de çalış demiş. İzmir’de afişleme yapılacağına Ankara’da meclise giden yolda afişleme yapsalar daha iyi olur. DEM Parti’nin CHP Genel Merkezi’ni aradığı ve Tunç Soyer bizim kırmızı çizgimiz dediği Tunç Soyer İzmir’de yoksa bizde yokuz dediği iddia ediliyor. DEM Parti için ne yapmış olabilir ki kırmızı çizgi oluyor Tunç Soyer. 23 yıl sonunda İzmir CHP açısından sıradan bir il oldu. MHP’liler Ak Partili adayın İzmir’i kazanacağını düşünüyor” şeklinde konuştu. 
“SİYASİ PARTİLER ADAY BULMAKTA ZORLANIYORLAR”
CHP’nin Saadet Partisine milletvekili vermesini eleştiren Serdar Öztürk de şunları söyledi; 
“DEM Parti niye CHP’yi arasın ki. Böyle bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Mantıkla bağdaşır bir şey değil. İYİ Parti ve iktidar partisi aday bulmakta zorlanıyor. Son yapılan anketlerde Seferihisar harici diğer ilçelerin oy oranları düşmüş. Ankette CHP’nin düşmesine rağmen aday adaylarının bu kadar fazla olmasının nedeni diğer siyasi partiler aday bulmakta zorlanıyor. Ama İsimleri konuşmaktan şehrin sorunlarını konuşmayı ihmal ettik. Şöyle bir şey aklıma geldi; CHP Buğra Gökce’yi İzmir’den değerlendirmeyeceğini anlayıp daha siyasetin başında diye alıp Çankaya kaydırabilir mi.”
“BELEDİYEDE BÜROKRATİK KARMAŞA VAR”
CHP’li belediyelerde gereksiz personel alımına dikkat çeken Öztürk; “Aziz Kocaoğlu’nun söylediklerini hafife almayın. Bazı şeyleri eleştiriyor. Önemsediği nokta ise personel sayısı. Ben 25 bin kişiyle İzmir Büyükşehir Belediyesini yönetti. yönettim ama şu an 40bini geçti. Böyle bir personel sayısıyla belediyede hizmet üretmeniz mümkün değil dedi. Yıllardır emek vermiş birsinin ilk tespit buysa önemli bir konudur bu. İzmir’i kim kazanırsa kazansın önünde bir bütçe sorunu var. Belediyede ciddi bir bürokratik karmaşa var. Birçok insanda gereksiz unvanlar var. Bu bürokratlar altlarındaki personellere iş yaptırmakta zorluk çekiyorlar.  Halkın parası çarçur ediliyor” diye belirtti. 
“İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’Nİ SOYER HARİÇ HERKES YÖNETİYOR”
Öztürk, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni Tunç Soyer hariç herkesin yönettiğini ve yönetenlerin en başında da Soyer’in eşi Neptün Soyer’in geldiğini iddia ederek şöyle konuştu;
“İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni Tunç Soyer’in dışında herkesin yönettiğini herkes biliyor, özellikle de eşi Neptün Soyer’in. Bu yönetim şekli 5 senede duvara toslamıştır ve Soyer’in bu yönetimden kurtulma şansı da yoktur.  Öylesine hatalı öylesine halkçılık ve sosyal demokrasiyle uygun olmayan projeler var ki, gelecek yönetim bunları ne yapacak çok ciddi bir soru işareti ortaya çıkıyor. Halkın parasını topluyorsunuz, babanızın evinden getirdiğiniz parayı değil. Bu parayı harcarken, kendinizi halkçılık ve sosyal demokrasi üzerine konumlandırıyorsanız dikkatli harcamalısınız. Mesela Sayıştay Raporunda dikkat çekici bir şey vardı, kimse dikkatli incelemediği için göremedi. Soyer’in danışmanı belediye şirketinin ya da direkt belediyenin kasasından gelen parayla üstüne vazife olmayan birçok geziye gitmiş. Bu halk hakikaten yoksul bir halk, bu halk hem devletin hem de yerel yönetimin kaynağını sağlamak için çalışıyor. Bu gariban halk sosyal demokratlardan bir şey bekliyor ve beklediğini göremiyor. Onun için CHP’nin oy oranı son 5 senede aşağıya gidiyor. İzmir CHP’li değil, İzmir Atatürk sever ve AKP karşıtıdır. Kimi koysak seçilir gözüyle bakarsanız kimse size iktidar yüzü göstermez. Kişisel fikrim sandığa gitmemekten yana ama dünyadaki bütün diktatörlerin seçime katılan seçmen sayısının düşüklüğünden yararlandığı da aklımdan çıkmıyor. Mesela Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yüzde 28 oyla kazandı. Sandığa gitmemek böyle de bir risk doğuruyor ama Türkiye’de muhalefet bundan hiç ders almıyor, özellikle CHP bundan ders almıyor. Geçenlerde Saadet Partili bir milletvekili kalp krizi geçirip vefat etti, Saadet Partisi yeniden grup kurabilsin diye CHP bir milletvekilini Saadet’e transfer etti. CHP, onunla barışacağız bununla helalleşeceğiz diyerek ideolojik çizgisini kaybetti.”

 

Adem Nakçı Adem Sarıkaya Serdar Öztürk Süleyman Gençel