'Sarraf Davası Siyasi Bir Dava Değil'

TAKİP ET

Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde devam eden duruşmalarının bugün on ikincisi yapılacak.

Amerika'nın Sesi'nden Can Kamiloğlu'nun haberine göre, dün yapılan son duruşmada, ABD Hazine Bakanlığı üst düzey yetkilileri ve bazı bankacılar dinlendi. Duruşmada, Halkbank’la geçmişte yapılan toplantılar ve yazışmalarla ilgili çeşitli bilgiler delillerle birlikte tartışıldı.

Tanık olarak OFAC'ın (Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi) eski direktörü Adam Szubin ifade verdi. Szubin, İran’a uygulanan ABD yaptırımlarının nasıl işlediği konusunda çeşitli bilgiler vererek, soruları yanıtladı. Szubin, İran yaptırımları konusunda Atilla’yı bir kaç kez dolaylı olarak uyardığını ifade etti.

Ev kirasını savcılık ödüyor

Duruşmanın dün öğleden sonra yapılan oturumunda ise tanık kürsüsünde 17 Aralık operasyonunda görev alan eski komiser yardımcısı Hüseyin Korkmaz vardı. Korkmaz, 2016 yılının Ağustos ayında Türkiye’den kaçarak ABD’ye geldiğini söylemiş ve soruşturmayla ilgili bazı dosyaları Amerikalı yetkililere verdiğini belirtmişti.

Korkmaz, dün verdiği ifadede, 17 Aralık operasyonuyla ilgili bazı detaylı bilgiler de verdi. Korkmaz, FBI’dan 50 bin dolar, savcılıktan da 900 dolar aldığını, ABD’de yaşadığı evin kirasını da savcılığın ödediğini açıkladı.

Korkmaz, ayrıca ABD’de çalışma izni almak için başvuruda bulunduğunu ve iki hafta önce başvurusunun yetkili makamlar tarafından onaylandığını ifade etti.

Başından itibaren Sarraf davasını ve üçüncü haftasına giren Atilla’nın duruşmalarının tamamını izleyen CHP Amerika Temsilcisi Yurter Özcan, New York’ta devam eden davanın siyasi bir dava olmadığını öne sürdü.

‘Aç gözlü siyasetçiler Türkiye ve Halkbank’ı bu duruma düşürdüler’

Amerika’nın Sesi’ne görüşlerini paylaşan Özcan, “Önceden de belirttiğim gibi ABD’nin İran yaptırımlarının delinmesi ve Halkbank yetkililerinin oynadığı rol hiç kimse için yeni haber değil. ABD defalarca uyarmış. Bu dava siyasi bir dava değil. Göz göre göre birkaç aç gözlü siyasetçi ve bürokratın hataları sonucu, Türkiye ve Halkbank bu duruma düştü“ dedi.

‘Rüşvet düşkünü bir grup paraya teslim oldu’

Özcan, ABD’yle yapılan görüşmelerde Halkbank yetkililerinin yaptırım kararlarına uyduklarını anlattığını belirterek, “Ancak gerçeğe bakıldığında ise Rıza Sarraf’ın liderliğini bizzat yaptığı işlere siyasi iktidarın göz yummasıyla olmuş tüm bunlar. Bu davada, her gün bu işin bir şebeke ve örgüt işi olduğu vurgusu yapılıyor. İran yaptırımlarının son bölümü olan, 2013-2015 yılları arasında, hiç kimse Türkiye’ye İran’la ticaret yapma demedi. Aldığın petrol ve doğalgaz karşılığı, Türk malı gıda, yiyecek, ilaç ve medikal cihaz sat dedi. Ama rüşvet düşkünü ufak bir grup, gerçekten Türkiye’den ihracat yapmak yerine, hayali ihracata göz yumdu. Bu yasa dışı durumdan gelen rüşvet parasına teslim oldular. Türk üreticisi de bu şekilde milyarlarca dolar ihracattan men edilmiş oldu” diye konuştu.