Şeker içeren pastiller mikropların gelişimine davetiye çıkarıyor

TAKİP ET

Grip ve soğuk algınlığı tüm dünyada özellikle mevsim dönemlerinde milyarlarca insanı etkileyen bir sağlık sorunu. Bu sorunda tedavi amacıyla yaygın şekilde reçetelenen antibiyotik kullanımı ile antibiyotiklere karşı direnç kazanan bakteri ve virüsler insan hayatını tehdit eden enfeksiyon hastalıklarına yol açıyor.  Mevcut bilimsel kanıtlar ise gribe yakalanmamak için koruyucu önlemlerin zamanında alınması gerektiğini çok net olarak ortaya koyuyor. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre son yıllarda yürütülen araştırmalar bazı bitkisel ürünlerin grip ve soğuk algınlığının önlenmesinde önemli  etkisi  olduğunu gösteriyor. Viral veya  bakteri  enfeksiyonlarında solunum yolu (burun) ve ağızdan giren mikroplar boğazda gelişerek enfeksiyona yol açıyor.

Yeditepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, bundan korunmak amacıyla mikropların buralarda gelişmesini önleyici önlemlerin alınmasını çok önemli görüyor. Diğer önemli noktanın ise mikropların ağızda bulunan şekeri enzimatik olarak dönüştürerek biyofilm halinde ağız-boğazı kaplayarak üzerinde üremeye başladığının tespit edilmesi olduğu belirtiliyor. Bu nedenle piyasada her yerde karşımıza çıkan ve klasik şekilde hazırlanan “pastil” gibi şekerli ürünlerin kullanılmasının gerçekte mikropların gelişmesine zemin yarattığını unutmamak gerekiyor.

Peki bu noktada ne yapılması öneriliyor? Prof. Dr. Erdem Yeşilada “koruyucu ve tedaviye yardımcı olarak şeker taşımayan pastiller kullanılmalı” diyor ve açıklıyor;  “Bitkilerde özellikle bazı polifenolik bileşiklerin mikroorganizmaların biyofilm oluşturmasını önlediği ve gelişimlerini engellediği gösteriliyor. Virüsler ise farklı bir gelişim gösteriyor ve boğazda hücrelere yapışıp orada geliştikten sonra beslendiği hücrelerden kopup diğer hücreleri  de enfekte ediyor.

 



 

GRİBİ YENMEK İÇİN NAR MEYVE KABUĞU ÖZÜTÜNDEN YARARLANIN

Burada gelişen virüsün, beslendiği hücreden ayrılmasını önleyici etkiye sahip bitki ekstrelerinin kullanılması gerekiyor (nöraminidaz inhibitörleri) Bu konuda yürütülen bilimsel çalışmalarda “nar meyve kabuğu özütü”, “zencefil ve zerdeçal ekstreleri” ve “laden” bitkisinden hazırlanan ekstrelerin şekersiz pastil olarak adlandırılan ürünlerin kullanılması ile hem bakteri hem de virüslerin gelişiminin önlenebileceği gösteriliyor.”  Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “Etrafınızda hasta olan kişiler varsa ve kalabalık yerlerde (alışveriş merkezleri, okullar, toplu taşım araçları vb.) bulunuyorsanız bence yapacağınız en uygun hareket ağzınıza şekersiz pastil atıp en az bir saat bir şey içmemenizdir” diyor.

 



 

SİNDİRİM SORUNUNUZ VARSA MAYIS PAPATYASI ÇİÇEKLERİ VE TIBBİ NANE TÜKETİN

Sindirim sorunları için bitkisel çayların yemeklerden sonra içilmesi hem sindirimi kolaylaştırıyor hem de şişkinliği gidermeye yardımcı oluyor. Bu amaçla mayıs papatyası çiçekleri, tıbbi nane ve melisa yaprakları, rezene ve anason meyveleri en yaygın tercih edilen bitkiler arasında bulunuyor. Bu bitkiler mide asidi ve safra salgısını artırarak sindiririm kolaylaştırıyor. Zencefil, zerdeçal rizomları da bu çaylara ilave edilerek etkinliği desteklerken farklı aromalar kazanılmasına yardım ediyor. Bu bitkilerin kalitelerinin son derece önemli olduğunu unutmamak gerekiyor. Mikrop ya da çevre toksinleri bakımından güvenilir olan markalı ürünlerin kullanılmaması durumunda zehirlenme veya karaciğer-böbrek iflasına kadar gidebilen sorunlar ortaya çıkabiliyor. Özellikle papatya çaylarında bu tip durumların sık görüldüğüne dikkat çekiliyor.

 



 

YORGUNLUK İÇİN KORE GİNSENGİ KÖKÜ

Hepimizin kendini yorgun hissettiği günümüzde, eğer yorgunluk  uykusuzluk gibi bir etkene bağlı ise iyi uyumayı sağlayacak bitki çaylarının içilmesi öneriliyor. Bunlar arasında melisa yaprağı, pasiflora, lavanta çiçeği, şerbetçiotu çiçeği gibi yaprak ve çiçekler gece yatmadan önce  tek başlarına veya karışım halinde içilebiliyor. Ayrıca yastığa 2-3 damla uçucu lavanta yağı damlatmanın da uyumayı kolaylaştıracak etkisi bulunuyor.  Yorgunluk sorunu olan kişilere, en az 2-3 ay enerji için Kore Ginsengi kökü ile hazırlanan ekstreleri taşıyan kapsülleri kullanmaları öneriliyor. (Yaşa bağlı olarak günde 200 ile 400 miligram arası ekstre kullanılmalıdır.) Ancak gece alınması uykusuzluğa neden olabileceği için gündüz kullanılması uyarısı yapılıyor. İçerisine kafein ilave edilmesi enerjiyi artırsa da uzun süreli kullanımı ile çok sayıda yan etkinin ortaya çıkabileceğinin unutulmaması gerekiyor.  Piyasada çok sayıda sahte Ginseng bulunduğu konusunda da dikkatli olunması gerekiyor.