Siyaset bilimci Tanju Tosun seçimi değerlendirdi… "AK Partili seçmen tabanında yeni bir ideoloji: Erdoğanizm"

TAKİP ET

14 Mayıs'ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri'nde cumhurbaşkanı adaylarının yeterli oyu alamamasıyla seçimler 2'nci tura kalmıştı. 28 Mayıs'ta gerçekleştirilen 2'nci tur seçimleri Recep Tayyip Erdoğan'ın oy çoğunluğunu sağlamasıyla sonuçlandı. Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, seçim sürecini değerlendirdi.

Ege'ye Bakış'tan Gülperi Tibin'in haberine göre Cumhuriyet tarihinde ilk kez 2’nci tura kalan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, Recep Tayyip Erdoğan’ın oy çoğunluğunu sağlamasıyla sonuçlandı. Seçimin Millet İttifakı için kaybedilmesinin ardından istifa edip etmeyeceği tartışılan Kemal Kılıçdaroğlu, istifa etmeme konusundaki kararlılığı sebebiyle parti içi muhalefetin de tepkisini aldı. Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, seçim süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. İktidarın Kılıçdaroğlu’na karşı yürüttüğü propagandanın Cumhur İttifakı seçmenini etkilemiş olabileceğini söyleyen Tosun, “Millet İttifakı’nın iktidarın propagandasına yeteri cevap verebilmiş olması ya da olmaması tek başına seçimi kazanmak için yeterli değil.” diye konuştu. Tosun, seçimin kazanılmasının yalnızca propaganda çalışmalarını bağlı olmadığını söyledi ve sözlerini “Millet İttifakı eğer bu propagandaya tam anlamıyla karşı çıksaydı bu sosyolojik olarak ne ölçüde seçimi kazanmak için yeterli olurdu, o ayrı bir mesele.” ifadeleriyle sürdürdü. 

 

YENİ BİR İDEOLOJİ: ERDOĞANİZM
21 yıllık iktidar sürdüren AK Parti’nin, önemli ölçüde seçmen tabanı yarattığını söyleyen Tosun, Erdoğan ve seçmeni arasındaki ilişkiye değindi. Tosun, Erdoğan’ın seçmen tabanında bir ideolojiye dönüşmüş olduğunu belirtirken şunları söyledi: 
“Bugün, AK Parti lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmen tabanında bir ideolojiye dönüşmüş durumda. Bu konuda da kimi siyasi yorumcular, yeni bir ideoloji olarak ‘Edoğanizm’den bahsediyorlar. Erdoğanizm, Erdoğan’ı destekleyen çok güçlü bir sosyal çevre yarattı ve buralarda ilişkiler çok güçlü ve bunun da destekleyicisi olan bir kültürel altyapı var. Yani bir tarafta muhafazakarlık var diğer tarafta da Erdoğan bir lider kültü olarak işlev görüyor. Yani bütün bu sosyolojik dinamikleri almadan sadece bu propagandaya karşı bir propaganda yürütülseydi seçim Millet İttifakı tarafından kazanılır mıydı? Çok zor görünüyor.”

 

 

 

 

 

 

“İTTİFAK BİLEŞENLERİ YETERLİ SEÇMEN TABANINI OLUŞTURAMADI”
Tosun, Millet İttifakı bileşenlerinin özellikle milletvekili seçimlerinde yeterli seçmen tabanına oluşturamadığını söyledi. Söz konusu partilerin AK Parti seçmeninde karşılık bulamadığını belirten Tosun, “Bu sirayet etme söz konusu olsaydı zaten oyları, desteği artar ve daha fazla milletvekili de çıkarabilirdi. Ama sayısal anlamda bakıldığında tabii beklenen katkı sağlanmamış olabilir.” diye konuştu. CHP’nin kendi seçmen tabanını koruduğunu belirten Tosun, “Millet İttifakı’nın toplam oyları içinde eğer Saadet, Gelecek, Demokrat ve Gelecek Partisi güçlü birer parti ise o zaman CHP seçmeninde bir kayıp olması gerekir ama böyle bir durum şu an tabiatına uygun değil. Çünkü CHP seçmeni partisiyle güçlü bir aidiyet ilişkisi olan bir seçmen. Çok büyük ölçüde partisine gidip oy veriyor. Bu durumda da ortaya bu partilerin yeteri kadar seçmen tabanı oluşturamadıkları gerçeği çıkıyor. Ancak bu partiler yeni, önümüzdeki süreç için bu durumun nedenlerine odaklanmaları gerekiyor.” dedi. 

 

 

 

 

 

 

“CHP SEÇMENİ STRATEJİK OY VERME TAKTİĞİNE YÖNELDİ”
CHP’nin Gelecek Partisi, DEVA Partisi gibi partilerle ittifak kurmuş olmasının seçmeninde herhangi bir küskünlüğe sebep olmuş olmasının düşük bir ihtimal olduğunu söyleyen Tosun konuşmasını sürdürürken, “CHP’nin potansiyelinin daha fazla oluşmamasının temel nedeni olarak, İzmir örneği üzerinden düşündüğümüzde, azımsanmayacak bir CHP seçmeninin TİP’in meclise milletvekili sokabilmesi için stratejik bir oy verme taktiğine yönlendiği görülüyor. Bu davranışı tetikleyen kısmen partiye duyulan küskünlük olabilir ama bunun daha çok stratejik oy verme davranışı olabileceğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. 

 

 

 

 

 

 

“ÜMİT ÖZDAĞ FAKTÖRÜ KATILIMI DÜŞÜRMÜŞ OLABİLİR”
Tosun, 2’nci tur seçimlerine birkaç gün kala Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın da Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıklamasının, Kürt seçmenin katılımını etkilemiş olabileceğini söyledi. Tosun, en fazla kemik seçmene sahip olan partilerden birinin HDP olduğunu belirtirken konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ümit Özdağ faktörü katılımı muhtemelen özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde bir miktar düşürmüş olabilir. Çünkü Türkiye genelinde ilk tura göre seçime katılmayan 2 milyon seçmen var ve bunun da 500 bini yani 4’te 1’i Güneydoğu Anadolu bölgesinden. Dolayısıyla partinin seçmene aday konusunda işaret etmesine rağmen bir miktar seçmen katılmama refleksi göstermiş olabilir.”

 


ADAYA OLAN İNANCIN SEÇMENE ETKİSİ
Seçmenin sandığa gitmemesinin iki farklı sebebi olabileceğini söyleyen Tosun, “Seçmenler, Kemal Bey’in ilk turda 5 puan geride kalması nedeniyle ‘adayımız nasıl olsa kazanamaz’ düşüncesiyle hareket etmiş olabilirler. Bir miktar seçmen ona bağlı olarak sandığa gitmemiş olabilir. Ayrıca Tayyip Bey örneğinde düşündüğümüzde ise ‘adayımız nasıl olsa kazanacak’ düşüncesinin getirdiği rehavetle sandığa gitmeme düşüncesi olabilir.” dedi. 

 

Vatandaşlık alarak oy kullanan yabancı uyruklu seçmenlerin, 28 Mayıs seçimine ve gelecek yerel seçimlere etkisi hakkında fikirlerini ileten Tosun, konuşmasını şöyle tamamladı: 
“Vatandaşlık elde eden seçmenler öncelikle büyük kentler olmak üzere Gaziantep, Kilis gibi yerlerde etkili olabilir ama bunlar belediye başkanlığı seçimlerinde özellikle büyük kentlerde seçim sonucunu değiştirebilecek çoğunluğa sahip değiller. Bu seçmenlerin genel seçimlerde etkisi daha fazla hissedilebilir ama yerel seçimde büyük ölçüde etki edebileceğini düşünmüyorum.”