Süreci Bitiren Davadan: Parmak İzi Polisin Hakim Tutuklu Savcı Aranıyor

TAKİP ET

Çözüm sürecinin bitirilmesine gerekçe yapılan Ceylanpınar'daki 2 polis cinayetinde, ihbarcı ve hakim FETÖ'den tutuklu, savcı aranıyor

22 Temmuz 2015 tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar Urfa’nın Ceylanpınar İlçesindeki evlerinde ölü bulunmuştu. Olayın ardından çözüm süreci bitirilmiş ve çatışmalı ortam başlamıştı.  İki polisin ölümüyle ilgili açılan davada sona gelindi. 

İhbarcısı, savcısı, hakimi FETÖ’cü çıktı 

Polislerin bitişiğindeki daireyi kiralayan 4 kişi ve “ihbar” sonucu gözaltına alınan 5 kişiden 7’si tutuklandı. Tutuklananlardan 3'ü 18 Ocak tarihinde çıktıkları duruşmada serbest kalırken, 4 kişinin tutukluluğu devam ediyor. 

Tutukluların ihbar edildiği telefonun sahibi T.B.'nin kardeşi Ramazan B. Urfa'da yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı. T.B'nin bir diğer kardeşi Mithat B. ise FETÖ Urfa koordinatörü olarak aranıyor. Davanın ilk savcısı Mehmet Kıvanç Kılsızoğlu önce Adalet Bakanlığı tarafından terfi ettirildi ardından da hakkında FETÖ araması çıkartıldı; tutuklama kararı veren hakim Nurettin Bulut ise FETÖ’den tutuklu. 

5’inci savcı atandı 

Hasan Aydın, Sedat Aydın, Mehmet Naci Yılmaz ve Hüseyin Aydın’ın tutuklu olduğu davada şimdiye kadar 5 savcı değişti. Yeni atanan savcının 4 Ağustos’ta görülecek duruşmada mütalaa vermesi bekleniyor. 

Evde polisin parmak izi çıktı 

Dava kapsamında tutuklu bulunanların hiçbirinin evde parmak izi bulunmazken, 2 polisin parmak izi tespit edildi. Yine kime ait olduğu tespit edilmeyen 10 parmak izi daha tespitli. 5 Nisan’da görülen duruşmadan parmak izlerinden dördünün polis memuru Burak Koru’ya ait olduğu ortaya çıktı. Koru’ya ait bilgi 2015 tarihinde tespit edilmesine rağmen dosyaya yeni konulmuş olması dikkat çekiyor. 

'Dava savcının soyut iddialarıyla yürüyor'

Dava avukatı Hüseyin Akay, tutuklu sanıkların üzerinde hiçbir somut delilin olmadığını, davanın sadece savcının soyut iddiaları üzerine yürüdüğünü söyledi. Akay, iddianamenin tutuklu bulunan 7 kişiden önceki duruşmada tahliye edilen 3 kişinin sırf olayı gerçekleştirmek için polislerin yan dairesini kiraladıklarını ve cinayeti işledikleri üzerine kurulduğunu ancak tahliye edilmeleri ile birlikte iddianamenin çöktüğünü vurguladı. Akay, şöyle devam etti: "Diğer tutuklu olan şahıslarda, savcının iddianamesine göre bu kiralanan yer aracılığı ile Suriye’den gelen militanları getirmişler, yol göstermişler. Onların cinayeti işlemelerine yardımcı olmuşlar. Yani savcı bu dosyada tutuklu olan ya da olmayan hiçbir sanığı asıl fail olarak suçlamıyor. Hepsini yardımcı olarak suçluyor. Şöyle bir çelişkide var. Kimin hangi eylemiyle bu suça iştirak ettiğini, savcıda anlayamadığını itiraf etmiş oluyor. Aslında savcı da dosyadaki hiçbir sanığın gerçek anlamıyla bu suçu işleyenler olmadığını biliyor. Fakat 'Biz bunları yakaladık bunlar faildir' diyerek bir iddianame açıyor. Yani dosya baştan sona her hangi bir somut delile dayandırılmadan, savcının soyut iddialarından ibaret." 

'İddianame çöktü'

Ortaya çıkan son bilgiler ile iddianamenin çöktüğüne dikkat çeken Akay, şöyle devam etti: "Çünkü sözde Suriye’den gelip yan daireyi kiralayıp ve bu suçu işlemesine zemin hazırlayan kişileri tahliye ediliyor ise, tabiri caizse artık yeterli suç şüphesinin kalmadığına kanaat ediyor ise mahkeme, bunun anlamı bu dosyada tutuklu bulunan diğer kişilerinde demek ki bu suçu işlemediğini gösteriyor. Evde polisin parmak izinin çıkması araştırılması gereken bir başka konudur. Dava artık sonuçlanma aşamasında. Ancak bu aşamada bunları tartışmanın bir anlamı yok. Çünkü savcı önümüzdeki duruşmada mütalaa verecek. Mevcut deliller doğrultusunda fikir beyan edecek. Mahkemede bu mütalaa doğrultusunda bir karar verecek. Aslında bir önceki duruşmada mütalaa verilecekti. Ancak savcı değiştiğinden kaynaklı yeni savcı süre talep etti. Dosyada hiçbir suçlayıcı delil yok. Bu nedenle sadece savcının soyut iddiaları var. Kanaatimiz kimse için ceza verilmeyecek. Tutuklular için mahkumiyet verilmeyeceğini düşünüyorum."