Usta Gazeteci Gençel'den Çarpıcı Referandum Yorumu

TAKİP ET

İzmir'in Usta Gazetecilerinden Süleyman Gençel Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi için yapılacak referanduma yönelik çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Soner Aslan/Gerçek Haberci- İzmir'in Usta Gazetecilerinden Süleyman Gençel Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi için yapılacak referanduma yönelik çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Sosyal medya hesabı üzerinden yayınladığı mesajda konuyla ilgili analizlerini paylaşan Gençel, "hayır" cephesi için "Tek şey yapmaları gerekli. Kapsayıcı kavrayıcı ötekileştirmeden topluma mesaj vermek. Evetçiler tek ses, hayırcılar ise gerçekten bir gökkuşağı. Bunun iyi işlenmesi gerekiyor" görüşünde bulundu.

Yazının Tamamı:

Evetçiler ve hayırcılar...

Bırakalım son yapılan anketleri, gerçek rakamlardan gidelim. 2015 haziran ve kasım seçimleri. 

Haziranda AKP'nin oy oranı yüzde 42. Kasım'da yüzde 48'e yükseliyor. Nereden geliyor bu artış? Büyük bölümü MHP'den kısmi bölümü Kürtlerden. Cüzi bir kesim de diğer İslamcı partilerden. 

Haziran kasım seçimlerinde ana eksen istikrardı. Bir grup, "Ekonomi fena değil. Bu süreci sekteye uğratmayalım şimdilik" diyerek kasımda oy vermeye gitmişti. Üstelik haziran sonrası patlayan bombalar güvenlik sorununu da gündeme getirmiş, insanları korkuya sevketmişti. Sonuçta bir dönem daha AKP'ye oy vermek hem güvenlik endişesini ortadan kaldıracak hem de ekonominin tökezlenmesi engellenecekti. AKP bu dönemde başarısız olursa yeni alternatifler denenebilirdi.

Ancak bu referandumun geriye dönüşü yok. Şimdilik böyle gitsin sonra geri alırız deme hakkı da yok. O nedenle daha net duruşlar göreceğiz.

Burada MHP'nin rolü önemli. Haziran Kasım seçimlerinde zaten AKP'ye geçen oy kendi rengini belli etmişti. Yüzde 4... Buna Bahçeli'nin yüzde 11'den alacağı en çok yüzde 5'i katalım. Yüzde 42 üzerine eklediğimizde yüzde 51 yapıyor. Kürtlerden gelecek Haziran Kasım seçimlerinde olduğu gibi yüzde 2 de üzerine koyalım. Yüzde 53. Diğer islamcı partilerden hazirandan kasıma giden yüzde 2.5'un yüzde 1'ini ekleyelim. Yüzde 54...

AKP'nin en üst seviyesi bu haziran kasım seçimleri üzerinden yola çıktığımızda.

Şimdi gelelim bu yüzde 42'ye...

AKP'nin yüzde 18 gibi net bir oyu var. Erdoğancı dediğimiz. Kendisini TC içinde Erdoğan siyaseti ile ifade edenler. Siz onlara genelde koyun diyorsunuz. Bir yüzde 10 var AKP'nin ekonomik ilişkileri doğrultusunda para kazanan. Onların tanrısı Erdoğan değil sistemin neması.

Geriye kalan yüzde 14 ise AKP dışında ülkeyi yönetecek daha iyi alternatif olmadığı için partiye oy verenler. Bunlar daha önce de birçok partiye oy vermiş kitle. ANAP DYP DSP ve MHP'ye... Yanardöner grup yani.

İşte bu kitlenin ne düşüneceği önemli biz onlara şimdilik kararsızlar diyoruz.

Yüzde 54'ten yüzde 14 düşüldüğünde AKP'nin referanduma başlama oranı yüzde 40 olarak ortaya çıkıyor.

Peki Erdoğan ve Yıldırım bu oranı 50 üzerine taşıyabilir mi? O zaman dönüp Kasım seçimlerinden günümüze kadar yaşananlara bakalım.

1 - Kasım seçimlerinde Musul'a Kerkük'e Şam'a gidilecek petrolden nema gelecek hayali suya düştü. Tam tersi Ortadoğu'dan dışlanma sürecindeyiz.

2 - Ekonominin hali ortada. İstediğiniz kadar önlem alın bu meftayı yeniden canlandırmak zor. Büyüme yok, kur aldı başını gitti. Bundan sonra nereye kadar gideceği de belli değil. Faiz yükseltildi bu da büyümeyi olumsuz etkiliyor. İşsizlik artıyor.

3 - Dünyada kredimiz bitti. Ne ABD ne AB ne de diğer gelişmiş ülkelerle ilişki 2015 gibi değil. Kala kala elimizde bir kaç Afrika ülkesi kaldı. Rusya demeyin. O konu hala çok net değil. Rusya'daki işadamları bile ilişkilerin çok yavaş düzeldiğini kabul ediyorlar.

4 - Bir bakış açısına göre Kürtler sandığa gitmeyecek. Bu da AKP'nin işine yarar. Ben böyle bir olasılığı düşünmüyorum. Son 15 ayda yaşanılanları dikkate aldığımızda başkanlık sisteminin Kürtler için intihar olacağı açık ve net. Üstelik Suriye Kürtlerinin gösterdiği başarı kürtleri harekete geçirmiş durumda. Sadece oy kullanma günü kitleleri nasıl mobilize edecekler soru işareti var bende. Ellerinde kayyum dolayısıyla yerel yönetim güçleri kalmadı. Üstelik AKP'nin MHP ile ortaklığı partiye oy veren geleneksel islamcı kürtleri de rahatsız ediyor. Tek sorun özellikle güneydoğuda sandıklarda insanların oy kullanmalarını engelleyecek gelişmeler. 

5 - Başkanlık sisteminin ne getirip ne götüreceği de bilinmiyor. Her ne kadar Yıldırım, "Hayır kullananlara bakın evet verin" şeklinde garip bir bakış açısı geliştirse de sistemi isteyen AKP olduğu için daha doyurucu açıklama vermesi gerekiyor. 

6 - Ve cemaat sorunu. Kasım seçimlerinde cemaatin üst düzeyi AKP'ye oy kullanmadı. Ancak sempatizan boyutundaki herkes AKP'yi oyladı. Temmuz'da yaşanan olaylardan sonra kamudan çıkarılan sayısı 150 bin. Bunların aileleri ve etkilenen diğer yapıları düşündüğümüzde 1 milyon oydan sözedebiliriz. Yani AKP'nin üzde 2.5 kadarı.

7 - Sandığa gitmeyen kitlenin genelde AKP karşıtı olduğu biliniyor. Referandumda sistem rejim oylanacağı için bu kitlenin en azından bir bölümünün seçime katılacağı kesin. Üstelik nisan ayı insanların oy kullandığı yerlerde olması nedeniyle katılımın artmasına neden olacak.

Kısacası her bir gelişmeyi ortaya koyduğumuzda evet cephesinde oy oranının yüzde 43'ün üzerine çıkması zor görünüyor. Şehir efsanesi Seçsis de bu oranı çok yukarı çekemez. 

Ya hayır cephesi. 

Tek şey yapmaları gerekli. Kapsayıcı kavrayıcı ötekileştirmeden topluma mesaj vermek. Evetçiler tek ses, hayırcılar ise gerçekten bir gökkuşağı. Bunun iyi işlenmesi gerekiyor.