Varlık Fonu'na Devredilen PTT Satışa Hazırlanıyor

TAKİP ET

Ağustos ayında kurulup olağanüstü hal kararnameleri ve başbakanlık kararlarıyla birer birer dev kamu şirketlerini bünyesine katan Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) devredilen PTT'nin satışına hazırlanıldığı öne sürüldü.

Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, bugünkü ‘Varlık Fonu, PTT’yi satış hazırlığında’ başlıklı yazısında, PTT yönetiminin ay başında bütün başmüdürlüklere gönderdiği genelgeyle kuruma ait gayrimenkul ve diğer malların envanterinin güncellenmesini istediğini paylaştı.

‘Hobi olsun diye değil’

Bu talebin PTT’ye Türkiye Varlık Fonu’ndan geldiğinin bilindiğini kaydeden Toker, “Herhalde TVF de bu envanter güncellemesini hobi olsun diye istemedi. Birkaç ay önce PTT ile Türk Telekom’un sahip oldukları gayrimenkulleri ortak değerlendirmek üzere bir protokol imzaladığını anımsatalım. (20 yıl önce iki kurum zaten birleşikti ve gayrimenkuller de zaten ortaktı!) Verilen talimatın bu protokolle bağı olduğunu düşünebiliriz” notunu düştü.

Toker, TVF’nin PTT’yle ilgili ‘sıcak planları’ olduğunu kaydederken, ikisi büyük 14 şirketin kurulacağına dair söylentileri dile getirdi.

İlki Emlak Bankası, diğeri lojistik şirketi

Cumhuriyet yazarı, şu bilgileri paylaştı: “İki büyük şirketten birinin ‘Emlak Bankası’, diğerinin de ‘lojistik şirketi’ olacağı. PTT taşınmazlarının envanterinin çıkarılması talimatı, ‘Emlak Bankası’ şirketi ile bağlantılı olması muhtemel. ‘Emlak Bank’ dışındaki ikinci büyük şirket ise ‘lojistik’ alanındaymış. PTT Kargo ölçeğinin çok üzerinde ama. Devasa ‘parçaları’ taşıyacak iddialı bir şirket için ciddi hazırlıklar yürüyormuş. Hatta bu amaçla uçak ve Ro-Ro gemisi alındığı konuşuluyor. (Malum TVF yasası çıkarılırken, 20’nin üzerinde kanundan muaf tutuldu. Bunlardan biri de Taşıt Kanunu.)”

‘OHAL’in hukuksal istismarı’

PTT’nin yapılandırılarak farklı şirketleri bölünmesinin kurumun satılacağını düşündürttüğünü belirten Toker, “Kime, nasıl, ne zaman gibi soruların cevaplarını bilmiyoruz. Şimdilik bilinen, kamu sermayeli ve vergilerimizle bu noktaya gelmiş büyük şirketlerin kaderinin, OHAL’in hukuksal istismarıyla keyfi biçimde tayin edildiğidir” dedi.