Gazeteciler Ahmet Nesin ve Serdar Öztürk, yenidoğan çetesinin 12 bebeğin ölümüne neden olduğu skandallarla ilgili gündemi değerlendirdi. Gazeteci Ahmet Nesin, "'Filistin'de savaşta insanlar öldürülüyor' çağrılarını hatırlatırken Öztürk de "Bizim çocuklarımız savaş yokken öldürülüyor" dedi.Youtube'de Ahmet Nesin'in kanalında gündemi değerlendiren Serdar Öztürk, yenidoğan çetesini konuştu. Nesin, "Bilinen 12 tane çocuğun öldürülmesi daha fazlası belki de sakat kalması var. Bu insanlar hala evlerinde" dedi.Türkiye'de henüz Narin olayının tüm gerçeklerinin ortaya çıkmadan çok sayıda bebeğin göz göre göre öldürülmesine tepki gösteren Serdar Öztürk, "Çok uzun zamandır bu tür şeyler artık mide bulandırıcı olmaktan öte gidiyor. Narin'i hatırlarız daha üzerinden 50-60 gün geçti. Yıllar önce Giresun'nu Eynesil ilçesinde benzeri bir olay meydana gelmişti. Rabia Naz olayından bahsediyorum. Belki ondan önce de şu anda hafızamızda olmayan unuttuğumuz, unutturdukları bu tür pek çok olay var. Daha bu olayları failleri, yada gerçekleri ortaya çıkmadan her geçen gün bir başka korkutucu, insanı tiksindirici olaylar ortaya çıkıyor. Aslında bunu devlet bir sene önceden biliyormuş. 27 Mart 2023 yılında CİMER'e yapılan bir şikayet üzerine bu soruşturma başlatılmış. Sonra Sağlık Müdürlüğü emniyet hazırladığı dosyayla savcılığa, savcılığın açtığı geçtiğimiz hafta da çok dikkat çeken savcının odasında kendisini eski bir müsteşar diye tanıtan kişinin videosuyla ortaya çıkan, iyice ortaya saçılan sonra savcılığın talimatıyla operasyon yapılan, iğrenç olay var ortada" diye konuştu.Soruşturma sürecine değinen Nesin, "Bir buçuk yıl bu hastanelere hiç dokunulmamış. Siz çocuk öldürmeye devam edin biz inceliyoruz demişler" diye tepkisini yineledi.Sağlık sisteminin ardından benzer olayların eğitimde de yaşanabileceğine dikkat çeken Serdar Öztürk, "Maalesef işin korkunç tarafı bu. Piyasa ekonomisi dedikleri, sağlığı da bunun içine soktukları ki yavaş yavaş bence eğitim sistemi ona doğru gidiyor. Sağlıkta gördüklerimizi birkaç yıl içinde eğitimde de göreceğiz. Dudak uçuklatan, şaşırtan sonra da ne oluyor diye soru sorduran olayları eğitimde de göreceğiz. Aslında CİMER üzerinden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne ihbarla başlayan iş neredeyse 1,5 sene sonra bir operasyonla, 1,5 yıldır 'siz işinize devam edin, yapın' denilen ki aslında her günün çok önemli olduğu bunu neden söylüyorum. Dün belki şikayetçiler arasındadır bir babanın bu olayla ilgili anlattıklarını okudum. Yenidoğan bebeğini doğru dürüst kucağına bile alamadan iki ayın sonunda cenazesini vermişler. İnsanın yüreği parçalanıyor elbette. Üzülmek yeterli değil. Bir şey yapmak lazım aslında. Önce bu iş başına gelenlerin sahiplenilmesi lazım. Siyasi partiler tarafından, STK'lar, tabip odaları tarafından öncülüğün bunların yaptığı bu işin altında aslında iktidarın sağlık politikalarındaki bu kötücül anlayışın neden olduğunu iyice anlatmak gerekiyor" ifadelerine yer verdi."Bunlar politika değil, başka bir şey"Yaşanan sürecin politika olamayacağını söyleyen Ahmet Nesin, "iktidar ile ilgili birtakım saçmalıklar konuşuyoruz. Onu eleştiriyoruz. Bunlara sağlık, ekonomi politikaları diyoruz. Bunlar politika falan değil bence. Başka bir şey. Kötü sağlık politikası olabilir. Eleştirirsin düzeltir düzeltmez. Ama bu politika değil. Başka bir şey bu" dedi.Düzenin sunduğu olaylarla nasıl baş edileceği konusunda bir fikrinin olmadığını söylyeen Serdar Öztürk, "Buna bir isim vermek çok kolay değil. Gerçekten çok korkunç bir olay, Narin cinayetini biz 15 gün magazin programı gibi nerden baksan her detayı ile konuştuk. Ne oldu sonuçta birkaç tutuklu var. Ama biz cinayetin nasıl ve hangi nedenle işlendiğini bilmiyoruz. Bir şüpheli olarak amcayı aldılar ama amcanın üzerine atıldı bütün herşey ama onu da bilmiyoruz. Ortada iddianamede yok. Adli tıptan bir şeyler bekliyorlar. Geçenlerde üniversite öğrencisi kız akşam yurttan çıktı. Birkaç gün sonra onun da cansız bedenine ulaşıldı. Bu düzenin getirip bize sunduğu bu şeyin nasıl baş edeceğimiz konusunda gerçekten çok net bir fikrim yok." diye ifade etti.Ahmet Nesin de "Hani televizyonda çıkıp söylüyorlar ya. Erdoğan da çıkıp BM'de söylüyor ya 'Çocukları öldürüyorlar İsrail'de' diyor ya. İsrail, Ukrayna-Rusya savaşında kadınlar çocuklar ölüyor diyorlar. Savaştaki kadar savaş olmadan kadın ve çocuk cesediyle karşı karşıya kalıyoruz. Burada okullarda, Kur'an kurslarında çocuklara tecavüz ediliyor. Ne kadar içine atıyor. Ne kadar ömrü billah o travmayı yaşayacak" şeklinde konuştu.Türkiye'de kadınların ve çocukların savaş olmadan öldürüldüğünü söyleyen Serdar Öztürk, "O da doğru. Ama bu da doğru. Ama bizim çocuklarımızı savaş yokken öldürüyorlar. Bir mahkum genç kıza cinsel saldırıdan mahkum uzman çavuş vardı. 10 yıl yada onun üzerinde bir ceza vermişlerdi. Cezayı almış ama sosyal medyadan onu eleştirenleri avukatı aracılığıyla sürekli mahkemeye veriyormuş. Bunu geçim kaynağı haline getiriyormuş. Mahkemeler de onun lehine karar verdiği için aralarında kamuoyunun da tanıdığı ünlü kişiler bayağı tazminat ödemişler. Bu iş bir de sektör haline geldi. Arabuluculuk müessesesi var. Devlet sanki kendi suçunu yada bu kişilerin işlediği suçu devletin suçuymuş gibi kabul edip bir koruma kalkanı geliştiriyor. Bu koruma kalkanı ile onları bir biçimde aleyhlerinde ne kadar delil olursa olsun bir biçimde sistemin içinde eritiyor. Evet bir kenara alıyor belki ama belki onların geçmişte devletin içindeki öbeklerle ilişkileri ve karşılıklı borçlanmaları nedeniyle belki de onları bir nevi koruyor ve kolluyor. Ahmet Kurtuluş cinayetiyle ilgili bir sürü insan mahkum oldu. Hiç kimse şu soruyu sormuyor, 'Ahmet Kurtuluş'u itirafçı olmaya kim ikna etti?' Cezaevinde onu kim ziyaret etti. Son dönemiyle ilgili cezaevinden çıkmadan önce kim ikna etti? Neler vadettiler? Bunlar hiç araştırma konusu olmuyor. Ama adam evinde çocuğunun gözü önünde öldürülüyor" diye konuştu.
İZMİR
Yayınlanma: 21 Ekim 2024 - 17:53
Gazeteci Öztürk'ten yenidoğan çetesi yorumu, "Bizim çocuklarımızı savaş yokken öldürüyorlar"
İZMİR
21 Ekim 2024 - 17:53