Birgün'de yer alan habere göre İngiltere Kraliyet Donanması’na ait HMS Bristol adlı savaş gemisi, İzmir’de. 11 Haziran’da İngiltere’nin Portsmouth limanından yola çıkan gemi, sökülmek üzere LEYAL Gemi Söküm şirketine teslim edilecek. Gemi bugün İzmir Aliağa’ya gelmesi bekleniyor.Asbest, petrol türevleri, ağır metaller ve diğer toksik maddeleri taşıdığı belirtilen geminin gelişi, bölge halkı ve yaşam savunucularının tepkisini çekti. İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu adına açıklama yapan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, HMS Bristol’ün gelişini BirGün’e değerlendirdi. HMS Bristol isimli, İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ve 2020’de hizmet dışı bırakılan savaş gemisinin, Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’ne yönlendirildiğine dikkat çeken Akdemir, “Dünya denizlerinde İngiliz çıkarlarını kollayan, Falkland Savaşı’nda amiral gemisi olan bu savaş aygıtı şimdi Türkiye ekolojisine savaş açmıştır” dedi.Akdemir, geminin tehlikeli kimyasallarla yüklü olduğunu vurguladı. Bunlar arasında PCB (poliklorlu bifeniller), PAH (polisiklik aromatik hidrokarbonlar), ağır metaller, asbest, petrol türevleri ve soğutucu gazlar gibi çok sayıda çevreye ve insan sağlığına zararlı madde bulunuyor.
• Radyasyon ölçüm sonuçları,
• Asbest ve kontamine atık miktarı,
• Geri dönüşüm ve bertaraf planları,
• İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri,
• Gemiye ait tüm uluslararası denetim ve liman kayıtları.
SİSTEMATİK KİRLİLİK POLİTİKASI
TMMOB, HMS Bristol’ün gelişini münferit bir olay olarak değil, süregiden bir politikanın parçası olarak değerlendirdi. Akdemir’in aktardığına göre, İngiliz Savunma Bakanlığı’nın raporları, son 20 yılda hizmet dışı bırakılan 31 Kraliyet Donanması gemisinin 25’inin Aliağa’da söküldüğünü gösteriyor.“İngiltere ve Avrupa ülkeleri, kendi toksik atıklarını neden Türkiye’ye gönderiyor” ifadeleriyle açıklamasını sürdüren Akdemir, “Çünkü Türkiye’de işgücü ucuz, çevre düzenlemelerine uyum maliyeti düşük. Bu da ihalelerde Türkiye’deki firmaları ‘cazip’ hale getiriyor. Ama bu maddi avantaj, Türkiye için ekolojik ve toplumsal bir felakete dönüşüyor” diye konuştu.BAŞTANKARA UYARISI
Avrupa’da yasaklanmış olan “baştankara” yöntemiyle doğrudan deniz içinde söküm yapıldığını hatırlatan Akdemir, bu yöntemin tüm tehlikeli atıkların denize, kumsala ve havaya denetimsiz salınması anlamına geldiğini belirtti. Söküm süreciyle ilgili şeffaflık bulunmadığını vurgulayan Akdemir, “Yurtdışından alınan ‘gas free’ ya da asbest raporları gerçeği yansıtmıyor. 7 işçinin gaz patlamasında hayatını kaybetmesi ve Otopan gemisi vakası bunun kanıtıdır” şeklinde konuştu.EKOLOJİK YIKIM BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ
Aliağa’nın ağır sanayi, petrokimya ve gemi söküm faaliyetlerinin yarattığı kümülatif kirlilik nedeniyle artık bir “ekolojik yıkım bölgesi” olduğunu belirten Akdemir, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün gemi sökümünü en tehlikeli iş kollarından biri olarak tanıdığına dikkat çekti.Açıklamada, Türkiye’nin taraf olduğu Basel Sözleşmesi ve Çevre Kanunu gereği tehlikeli atıkların ithalatının yasak olduğu hatırlatıldı. HMS Bristol gibi gemilerin yapısındaki tehlikeli maddelere dair envanter çıkarılmadan ve kamuoyuyla paylaşılmadan işlem yapılmasının hukuksuz olduğuna vurgu yapan Akdemir, Koordinasyonun yetkili kurumlardan taleplerini şöyle sıraladı:• Tehlikeli madde envanteri,• Radyasyon ölçüm sonuçları,
• Asbest ve kontamine atık miktarı,
• Geri dönüşüm ve bertaraf planları,
• İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri,
• Gemiye ait tüm uluslararası denetim ve liman kayıtları.