Silivri’de tutuklu bulunan İBB'ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökce, 19 Mart’tan bu yana geçen 61 gün içinde medyada yer alan 112 farklı iddiaya cezaevinden yayımladığı mektup ile yanıt verdi. Gökce, tüm suçlamaları reddetti.
“Her gün iki yeni iftira” ifadesini kullanan Gökce, bu süreçte hedefinin “mimarlık ve şehir planlama ilkelerini savunmak” olduğunu dile getirdi .
Resmi prosedürlerin doğru uygulanmadığını vurgulayan Gökce, mesajında asli mesleğine bağlılığını koruduğunu, “haksızca” suçlandığını ve karamsar olmayan bir ruh hali içinde bulunduğunu belirtti. 19 Mart'tan bu yana ekonomide yaşanan gelişmeleri hatırlatan Gökce, "Tüm bu yapılanların bedelini halkımız ödüyor" dedi.
Gökce avukatları aracılığıyla sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda şu ifadeleri kullandı:
"80 günde;
262 kişi gözaltına alındı 154 kişi tutuklandı. Yüzlerce masum insan bir bayramı daha ailelerinden, sevdiklerinden, evlatlarından uzak kutluyor.
Bu dönemde 129 yalan ve iftira üretildi. Adeta bir 'iftira endüstrisi'nin halkımıza servis ettiği tüm yalanlar ve iftiraların aksi ispat edilip çökertildi. (Bkz: @ibbtekzip)
Yandaş basın organları bu dönemde soruşturmanın gizliliği, masumiyet karinesi ve kirlenmeme hakkını sayısız defa saatler süren programlarda ihlal etti. Sadece toplum değil, yargı da bu yayınlarla yönlendirilmeye çalışıldı. Adil yargılanma hakkı temelden yok sayıldı. Ne yazık ki bizler tutuklu olduğumuz için cevap hakkımızı da etkin bir şekilde kullanamadık. Basın kuralları da katledilen veya yok sayılan ilkeler arasında yerini aldı.
Tarihte eşi benzeri olmayan uygulamaları yaşadık. İsim, fotoğraf, pankart, sosyal medya hesabı yasaklandı. İstanbul'un seçilmiş ve halen Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu'nun afişleri bile engellendi. İnsanların mallarına, şirketlerine, tapularına ve diplomalarına el konuldu.
19 - 25 Mart arasında süren protestolarda 1418 vatandaşımız toplantı ve gösteri hakkını kullandığı için gözaltına alındı, 278 gencimiz tutuklandı. En son 30 Mayıs tarihinde 14 gencimiz 70 gün süren tutukluluktan sonra tahliye oldu.
Onlarca çocuk annesi, babası tutuklandığı için 80 gündür annesiz, babasız uyuyor, onlarca anne, baba evlat hasretiyle, çocuklarına sarılamadan, öpemeden hapishanede yatıyor...
Yüzlerce eş birbirlerinden ayrı, birbirinden uzak, birbirine hasret günlerini geçiriyor.
Biri de ben olmak üzere onlarca insan doğum gününü cezaevinde kutladı, bayramı ailelerine hasret geçirdi, hasta yakınlarını ziyaret edemedi, mutlu anlarına şahit olamadı..
Tüm bunlar olurken;
60 milyar dolar rezerv yakıldı. Faizler 9 puan artış gösterip yüzde 49'a çıktı. Borsa İstanbul 19 Mart'a göre 1,47 trilyon lira geriledi.
19 Mart'tan bugüne kadar ekstra faiz yükü 550 milyar TL oldu. Dış borç yüküne 500 milyar TL eklendi. Reel büyüme 600 milyar liralık kayıp yaşadı. Dolardaki artış nedeniyle KÖİ projelerine de ekstra 150 milyar lira ödenecek.
Tüm bu yapılanların bedelini halkımız ödedi. Yılın ilk 5 ayında en düşük emekli maaşı 2.183 lira, asgari ücret 3.335 lira eridi. İstanbul'da yaşam maliyeti 91.722 liraya çıktı.
Ancak milletimizin hakkını yedirmeyeceğiz!
Milletimize bu kötülüğü reva görenlere karşı başta Silivri’de bir büyük yiğit olmak üzere, direnen milyonlar Türkiye'ye umut veriyor!
Doğan Tılıç'ın deyimiyle 'Kimse hayatı bizden çalamaz.'
Masum insanları şeytanlaştırmaya yeltenen, anayasa, hukuk hatta kul hakkı dinlemeyen, kamu gücünü kendi siyasi çıkarları için acımasızca kullanan zalim anlayışa karşı halkımız gerçekleri görüyor, kahir ekseriyeti yapılanların hukuksuz olduğunu ifade ediyor, adaletsizliğe karşı Ekrem İmamoğlu ve yol arkadaşlarının yanında dimdik duruyor.
80 gün sonunda daha güçlü, daha büyük inançla söylüyoruz. İyilik kazanacak. Her şey çok güzel olacak!"
