Bu eleştiriye mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay önce bir internet sitesi üzerinden yanıt verdi, ardından belediyenin resmi sitesinden İZTARIM hakkında bir açıklama yayınladı. Tartışma, İZTARIM'ın geçmişteki uygulamalarını da yeniden gündeme taşıdı.Tunç Soyer, İZTARIM yatırımlarının belediye bütçesiyle finanse edildiğini ve bu yatırımların ticari bir işletme gibi kapatılmasının kabul edilemez olduğunu savundu. Ayrıca, fabrikanın halk tarafından memnuniyetle karşılandığını ve ürünlerin bir kısmının “İzmirli” markasıyla ihraç edildiğini iddia etti. Ancak, bu iddialar beraberinde birçok soru işareti getirdi.Soyer’in övgüyle bahsettiği “ihracat” konusu İzmir BŞB’nin açıklamasıyla çarpıcı bir boyut kazandı. Açıklamaya göre, Bayındır Süt İşleme Fabrikası’ndan yurtdışına yapılan toplam ihracat miktarı sadece 469,36 dolar (güncel kurla yaklaşık 16.723 TL). Bu ihracatın, ürünlerin bir fuarda tanıtılması amacıyla gerçekleştirildiği belirtildi. Öte yandan, bu düşük rakama rağmen fuar masraflarının ne kadar olduğu, ekibin harcamaları ve bu ihracatın gerçek bir ekonomik getirisi olup olmadığı sorgulanıyor.Öztürk'e göre bir diğer dikkat çeken nokta, fabrikanın kapasite kullanımı. İzmir BŞB’nin açıklamasına göre, günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip olması planlanan fabrikanın, fiziki ve teknik yetersizlikler nedeniyle yalnızca günlük 10 ton civarında süt işleyebildiği belirtildi. Fabrikanın, gerekli izinleri ve altyapı çalışmalarını tamamlamasının ise 2024 yılına kadar sürdüğü anlaşıldı. Soyer döneminde fabrikanın ruhsatsız bir şekilde faaliyet gösterdiği ortaya çıktı. Fabrikanın “İşletme Şartlı Onay Belgesi” alarak faaliyete başladığı ancak bu belgenin “ruhsat” olmadığı belirtildi. İzmir BŞB açıklamasında, fabrikanın eksikliklerini tamamladıktan sonra 2024 yılı itibarıyla yasal prosedürleri tamamladığı vurgulandı.Tunç Soyer döneminde başlatılan Karakılçık buğdayı projesi de eleştirilerin odağında. İddiaya göre, depolanan buğdayların bir kısmı bozulmuş ve zararına satış yapılmak zorunda kalınmış. Bu durumun halkın bütçesine en az 12 milyon TL’lik bir zarar getirdiği ileri sürülüyor. Öztürk makalesini şöyle sonlandırdı:
"Ama bu İZTARIM konusu daha çok su kaldıracak gibi. Hadi bir son dakika sorusu daha sorayım. Karakılçık buğdayı dediniz durdunuz. Millet tarlasını ekti kapınızı çaldı, halkın parasıyla halkın depolarını doldurdunuz.En son bin tondan fazla buğday bitlendi (kurtlandı) ve sembolik bir paraya satıldı mı? Buradaki zarar depolama, işçilik, finans gideri vs hariç en az 12 milyon TL’yi geçti mi? Sadece bu soruya yanıt verin “her fabrika bir kale mi yoksa sayenizde İzmir halkının her kuruşu çöpe mi atıldı” öğrenelim. Soru çok, yalan çok, kandırmaca çok.Hele hele Sayıştay ve iç denetim raporları bir çıksın, bakalım kimler adliyenin yolunu tutacak?"
"Ama bu İZTARIM konusu daha çok su kaldıracak gibi. Hadi bir son dakika sorusu daha sorayım. Karakılçık buğdayı dediniz durdunuz. Millet tarlasını ekti kapınızı çaldı, halkın parasıyla halkın depolarını doldurdunuz.En son bin tondan fazla buğday bitlendi (kurtlandı) ve sembolik bir paraya satıldı mı? Buradaki zarar depolama, işçilik, finans gideri vs hariç en az 12 milyon TL’yi geçti mi? Sadece bu soruya yanıt verin “her fabrika bir kale mi yoksa sayenizde İzmir halkının her kuruşu çöpe mi atıldı” öğrenelim. Soru çok, yalan çok, kandırmaca çok.Hele hele Sayıştay ve iç denetim raporları bir çıksın, bakalım kimler adliyenin yolunu tutacak?"