CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla, her hafta bir şehirde düzenlenmesi planlanan “demokrasi mitingleri” kapsamında bugün İzmir-Gündoğdu Meydanı’nda“Millet İradesine Sahip Çıkıyor” sloganıyla miting düzenledi.Mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir konuşma gerçekleştirdi.GÜNDOĞDU'DAN BAYRAK AÇIYORUZ
CHP lideri Özgür Özel, Nazım Hikmet'in 'Davet' şiirini okuyarak kürsüye çıktı. "Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim" dizeleri ile sözlerine başlayan Özel'in konuşması şöyle:Bugün çocuk yaşta geldiğim, büyüdüğüm, okuduğum kentteyiz. Burası Gündoğdu Meydanı. Az ilerisi Gazi Bulvarı. Onun bir yanı Fevzi Paşa Bulvarı. Fuarın 5 kapısı var. Birinin adı Lozan, biri Montrö, 26 Temmuz, 9 Eylül, Cumhuriyet... İşte İzmir.106 yıl önce bugün, Anadolu'nun en karar günlerinde Mustafa Kemal İstiklal Mücadelesi'ni Samsun'dan başlattı. Biz de 19 Mart darbe girişiminden sonra demokrasi ve özgürlük mücadelemizi Samsun'dan başlatmıştık. O gün de Türk Milleti'nin özgürlüğü tehdit altındaydı, bugün de öyle. O gün de iktidarda olanlar şahsi menfaat peşindeydi, bugün de öyle. O gün de küresel güçlerin himayesinde milleti perişan etmekte bir sakınca görmüyorlardı, bugün de öyle.Mustafa Kemal İngiliz esiri saray ahalisine nasıl bayrak açtıysa biz de bugün emperyalizme memur olmuş bir azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağını Gündoğdu'dan açıyoruz.2 MİLYON İZMİRLİNİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA SÖYLÜYORUM...
19 Mart, Erdoğan'ın seçimi çoktan kaybettiğinin kendince itirafıdır. Sayın Erdoğan karşısına mertçe çıkan, daha önce onun adaylarını 4 kez yenen, 'Ben bu ülkeyi senden daha iyi yönetirim, biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz' diyen rakibiyle baş edemeyince onu hapse atmıştır. Demokrasiyi istediği yerde inilecek istediği yerde binilecek bir tramvay olarak görenler yenilgiyi ilk kez tattıklarında o tramvaydan apar topar inmeyi tercih etmişlerdir. İki tür darbe var. Ya askeri darbe ya sivil darbe. İkisinin de bir darbe planı elbette başında bir cuntası ve elbette bir karargahı var. Türkiye'de yaşanan 19 Mart darbesinin karargahı Saray'dır, Beştepe'dir. Silahı yargıdır. Ve bu silahın mühimmatı yalandır, iftiradır. Darbeciler bu kez kamuflajla değil cübbeyle gelmiştir. Çünkü Erdoğan, İmamoğlu ile sandıkta yarışmaktan korkmuştur. Ekrem Başkanımız aday olacağını açıkladıktan sonra önce 18 Mart'ta 31 yıllık diplomasını iptal ettiler. Yetmedi yüzlerce polisle evini bastılar. Ama 60 gün geçti, hala hiçbir iddialarını ispat edemediler. 19 Mart darbesinden 60 gün sonra 1 aya kalmaz ortalığa belgeler dökülünce birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar diyen Erdoğan'a sesleniyorum. Burada 2 milyonun üzerinde İzmirlinin gözünün içine baka baka söylüyorum, Ekrem Başkan suçsuzdur. Kaybedeceğin için yarışmaktan korkuyorsun. Ey Erdoğan ahtapot diyorsun suç örgütü diyorsun, kul hakkına girmekten çekinmiyorsun.ERDOĞAN'A TRT ÇAĞRISI
O zaman sana meydan okuyorum gel bu yargılamayı TRT'den canlı yayınlayalım. Kim masum bu aziz millet görsün. TRT bu meydanı görmez, TRT bu meydandan vergiyi toplar, bu meydanı görmez. Burada TRT'nin emekçilerini selamlıyorum ama TRT'yi Erdoğan'a kul eden yöneticilere söylüyorum; Gün gelecek devran dönecek, bunu yapanlar millete hesap verecek. Erdoğan bir savcıya çok güveniyordu ama boşa düştü. Oysa biz birbirimize güveniyoruz. Bak Erdoğan burada milyonlar kefalet koyuyor, oysa senin güvenebileceğin 2 kişi olmadığını, herkesin senden sonrasını konuştuğunu, AKP'de hesapların başka türlü yapıldığını biliyoruz. Buradan sana sesleniyorum darbeden dön, çok güveniyorsan yargılamaları TRT'den yap artık köşene çekil. Artık kumpasçılar gidiyor, vatanın namuslu evlatları iktidara yürüyor. İktidar Silivri'yi toplama kampına dönüştürmüştür. O hapishaneleri rakiplerin atıldığı kuyular olarak görenler bilsin ki biz o kuyulardan Yusuf'lar gibi çıkacağız. O kuyuları demir duvarı nasıl erittiysek öyle çıkacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatanı nasıl savunduysa öyle çıkacağız."GERÇEK BEKA SORUNUNU GÖRMEK DURUMUNDAYIZ"
Herkes kendine göre bir 'beka' tarifi yapıyor. 'O beka sorunu, bu beka sorunu' diyor. Buradan açıkça ifade etmek isterim ki; dünyanın gelişmiş ülkelerinin Türkiye üzerinden hesap yapması, hayal kurması beka sorunu değildir. Onu bir kez denediler, burada denize döküldüler. Sonları değişmez. Ancak dünyanın gelişmiş ülkelerinin gelip burada hayal kurması beka sorunu değildir ama Türkiye'nin gençlerinin dünyanın gelişmiş ülkelerinde hayal kurmaları beka sorunudur. İşte biz bununla mücadele etmek, gerçek beka sorununu görmek ve gençlerimize yeniden bu güzel memlekette hayal kurdurmak durumundayız.19 Mart darbesiyle bu milletin ekonomisine neler yaptılar. Dün akşam yeni doğan, ölüm döşeğindeki hastanın cebinden 27'şer bini çaldılar. O parayla bütün emeklilerimize en düşük emekli maaşını 30 bin yapabilirdik. Ekrem Başkan korkusuna yaktıkları rezervle 1 milyon öğretmeni atardık. Sosyal yardıma ihtiyacı olan 5 milyon haneye ayda 40 bin lira destek verebilirdik."YEREL BİR DİKTATÖRSÜN"
Erdoğan'dan bir dünya lideri, küresel lider çıkarmak mümkün değildir. Zaten yerelde demokrat değilsen küresel bir lider olamazsın ve buradan gözünün içine baka baka söylüyorum. Sen küresel bir lider değil, yerel bir diktatörsün; otokratsın. Tek adamsın. Yerel diktatörler, bu milletten korksun. Rakibini hapse atan korkaklar bu milletten korksun ve emin olun ki yenileceksiniz. Tarihte nice kaleler, bir çocuğun attığı çakıl taşıyla yıkılmıştır. Nice iktidarlar bir annenin bedduasıyla sarsılmış, yıkılmıştır. 23 Mart ruhuna yenileceksiniz.TERÖRSÜZ VE DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE KOMİSYONU KURULMALIDIR
Biz 86 milyonun barışını kardeşliğini savunan bir partiyiz. Birileri son dönemde ‘terörsüz Türkiye'ye ne diyorsunuz?’ diyorlar. CHP her zaman teröre karşı olmuştur. Ama aynı zamanda eşit yurttaşlığı savunmuştur. Bunun için de eksik yolan yasaların çıkarılmasını savunmuştur. 22 Ekim 2024'te bu mesele için Meclis'te grup kurulmasını önermiştik. O gün demokrasi demeyeceksin Kürt sorunu demeyeceksin diyorlardı. Biz terörün bitmesini savunurken, illa ki Meclis dedik, şeffaflık dedik. Şehit ailelerinin gözünün içine bakamayacağız bir formülün içinde olmayız dedik. Bize saldıranlar nihayet dün komisyon teklifi açıklıyorlar. Bir siyasi lider koskoca Meclis'e istikamet dayatmayacak. Ancak şeffaf bir zemine oturmaları olumludur. Elbette terörsüz Türkiye. Türkiye'de Türk'ün de Kürt'ün de Pomak'ın da yüzünü güldürür. Bunu için tam bir demokrasi için mücadele etmeliyiz.Bunun için terörsüz ve demokratik bir Türkiye komisyonu kurulmalıdır. Artık antidemokratik uygulamalardan dönülmelidir. Artık Ekrem Başkan ve arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmalı. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Ümit Özdağ serbest bırakılmalı. Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Buğra Gökce serbest bırakılmalıdır. Kayyum atamalarına son verin, yargılamaları tutuksuz yapın, demokratik zemine dönün. Gelir adaleti, mahkeme adaleti ancak böyle sağlanır.
CHP lideri Özgür Özel, Nazım Hikmet'in 'Davet' şiirini okuyarak kürsüye çıktı. "Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim" dizeleri ile sözlerine başlayan Özel'in konuşması şöyle:Bugün çocuk yaşta geldiğim, büyüdüğüm, okuduğum kentteyiz. Burası Gündoğdu Meydanı. Az ilerisi Gazi Bulvarı. Onun bir yanı Fevzi Paşa Bulvarı. Fuarın 5 kapısı var. Birinin adı Lozan, biri Montrö, 26 Temmuz, 9 Eylül, Cumhuriyet... İşte İzmir.106 yıl önce bugün, Anadolu'nun en karar günlerinde Mustafa Kemal İstiklal Mücadelesi'ni Samsun'dan başlattı. Biz de 19 Mart darbe girişiminden sonra demokrasi ve özgürlük mücadelemizi Samsun'dan başlatmıştık. O gün de Türk Milleti'nin özgürlüğü tehdit altındaydı, bugün de öyle. O gün de iktidarda olanlar şahsi menfaat peşindeydi, bugün de öyle. O gün de küresel güçlerin himayesinde milleti perişan etmekte bir sakınca görmüyorlardı, bugün de öyle.Mustafa Kemal İngiliz esiri saray ahalisine nasıl bayrak açtıysa biz de bugün emperyalizme memur olmuş bir azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağını Gündoğdu'dan açıyoruz.2 MİLYON İZMİRLİNİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA SÖYLÜYORUM...
19 Mart, Erdoğan'ın seçimi çoktan kaybettiğinin kendince itirafıdır. Sayın Erdoğan karşısına mertçe çıkan, daha önce onun adaylarını 4 kez yenen, 'Ben bu ülkeyi senden daha iyi yönetirim, biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz' diyen rakibiyle baş edemeyince onu hapse atmıştır. Demokrasiyi istediği yerde inilecek istediği yerde binilecek bir tramvay olarak görenler yenilgiyi ilk kez tattıklarında o tramvaydan apar topar inmeyi tercih etmişlerdir. İki tür darbe var. Ya askeri darbe ya sivil darbe. İkisinin de bir darbe planı elbette başında bir cuntası ve elbette bir karargahı var. Türkiye'de yaşanan 19 Mart darbesinin karargahı Saray'dır, Beştepe'dir. Silahı yargıdır. Ve bu silahın mühimmatı yalandır, iftiradır. Darbeciler bu kez kamuflajla değil cübbeyle gelmiştir. Çünkü Erdoğan, İmamoğlu ile sandıkta yarışmaktan korkmuştur. Ekrem Başkanımız aday olacağını açıkladıktan sonra önce 18 Mart'ta 31 yıllık diplomasını iptal ettiler. Yetmedi yüzlerce polisle evini bastılar. Ama 60 gün geçti, hala hiçbir iddialarını ispat edemediler. 19 Mart darbesinden 60 gün sonra 1 aya kalmaz ortalığa belgeler dökülünce birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar diyen Erdoğan'a sesleniyorum. Burada 2 milyonun üzerinde İzmirlinin gözünün içine baka baka söylüyorum, Ekrem Başkan suçsuzdur. Kaybedeceğin için yarışmaktan korkuyorsun. Ey Erdoğan ahtapot diyorsun suç örgütü diyorsun, kul hakkına girmekten çekinmiyorsun.ERDOĞAN'A TRT ÇAĞRISI
O zaman sana meydan okuyorum gel bu yargılamayı TRT'den canlı yayınlayalım. Kim masum bu aziz millet görsün. TRT bu meydanı görmez, TRT bu meydandan vergiyi toplar, bu meydanı görmez. Burada TRT'nin emekçilerini selamlıyorum ama TRT'yi Erdoğan'a kul eden yöneticilere söylüyorum; Gün gelecek devran dönecek, bunu yapanlar millete hesap verecek. Erdoğan bir savcıya çok güveniyordu ama boşa düştü. Oysa biz birbirimize güveniyoruz. Bak Erdoğan burada milyonlar kefalet koyuyor, oysa senin güvenebileceğin 2 kişi olmadığını, herkesin senden sonrasını konuştuğunu, AKP'de hesapların başka türlü yapıldığını biliyoruz. Buradan sana sesleniyorum darbeden dön, çok güveniyorsan yargılamaları TRT'den yap artık köşene çekil. Artık kumpasçılar gidiyor, vatanın namuslu evlatları iktidara yürüyor. İktidar Silivri'yi toplama kampına dönüştürmüştür. O hapishaneleri rakiplerin atıldığı kuyular olarak görenler bilsin ki biz o kuyulardan Yusuf'lar gibi çıkacağız. O kuyuları demir duvarı nasıl erittiysek öyle çıkacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatanı nasıl savunduysa öyle çıkacağız."GERÇEK BEKA SORUNUNU GÖRMEK DURUMUNDAYIZ"
Herkes kendine göre bir 'beka' tarifi yapıyor. 'O beka sorunu, bu beka sorunu' diyor. Buradan açıkça ifade etmek isterim ki; dünyanın gelişmiş ülkelerinin Türkiye üzerinden hesap yapması, hayal kurması beka sorunu değildir. Onu bir kez denediler, burada denize döküldüler. Sonları değişmez. Ancak dünyanın gelişmiş ülkelerinin gelip burada hayal kurması beka sorunu değildir ama Türkiye'nin gençlerinin dünyanın gelişmiş ülkelerinde hayal kurmaları beka sorunudur. İşte biz bununla mücadele etmek, gerçek beka sorununu görmek ve gençlerimize yeniden bu güzel memlekette hayal kurdurmak durumundayız.19 Mart darbesiyle bu milletin ekonomisine neler yaptılar. Dün akşam yeni doğan, ölüm döşeğindeki hastanın cebinden 27'şer bini çaldılar. O parayla bütün emeklilerimize en düşük emekli maaşını 30 bin yapabilirdik. Ekrem Başkan korkusuna yaktıkları rezervle 1 milyon öğretmeni atardık. Sosyal yardıma ihtiyacı olan 5 milyon haneye ayda 40 bin lira destek verebilirdik."YEREL BİR DİKTATÖRSÜN"
Erdoğan'dan bir dünya lideri, küresel lider çıkarmak mümkün değildir. Zaten yerelde demokrat değilsen küresel bir lider olamazsın ve buradan gözünün içine baka baka söylüyorum. Sen küresel bir lider değil, yerel bir diktatörsün; otokratsın. Tek adamsın. Yerel diktatörler, bu milletten korksun. Rakibini hapse atan korkaklar bu milletten korksun ve emin olun ki yenileceksiniz. Tarihte nice kaleler, bir çocuğun attığı çakıl taşıyla yıkılmıştır. Nice iktidarlar bir annenin bedduasıyla sarsılmış, yıkılmıştır. 23 Mart ruhuna yenileceksiniz.TERÖRSÜZ VE DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE KOMİSYONU KURULMALIDIR
Biz 86 milyonun barışını kardeşliğini savunan bir partiyiz. Birileri son dönemde ‘terörsüz Türkiye'ye ne diyorsunuz?’ diyorlar. CHP her zaman teröre karşı olmuştur. Ama aynı zamanda eşit yurttaşlığı savunmuştur. Bunun için de eksik yolan yasaların çıkarılmasını savunmuştur. 22 Ekim 2024'te bu mesele için Meclis'te grup kurulmasını önermiştik. O gün demokrasi demeyeceksin Kürt sorunu demeyeceksin diyorlardı. Biz terörün bitmesini savunurken, illa ki Meclis dedik, şeffaflık dedik. Şehit ailelerinin gözünün içine bakamayacağız bir formülün içinde olmayız dedik. Bize saldıranlar nihayet dün komisyon teklifi açıklıyorlar. Bir siyasi lider koskoca Meclis'e istikamet dayatmayacak. Ancak şeffaf bir zemine oturmaları olumludur. Elbette terörsüz Türkiye. Türkiye'de Türk'ün de Kürt'ün de Pomak'ın da yüzünü güldürür. Bunu için tam bir demokrasi için mücadele etmeliyiz.Bunun için terörsüz ve demokratik bir Türkiye komisyonu kurulmalıdır. Artık antidemokratik uygulamalardan dönülmelidir. Artık Ekrem Başkan ve arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmalı. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Ümit Özdağ serbest bırakılmalı. Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Buğra Gökce serbest bırakılmalıdır. Kayyum atamalarına son verin, yargılamaları tutuksuz yapın, demokratik zemine dönün. Gelir adaleti, mahkeme adaleti ancak böyle sağlanır.