Gazeteciler Ahmet Nesin ve Serdar Öztürk,CHP'deki üçlü görüşmeyi konuştu. Gündemin söz konusu görüşmenin perde arkası ve olasılıkları olduğunu ifade eden Öztürk, "CHP'nin genel başkanı ile Ankara ve İstanbul belediye başkanları bir yaptı. Gündem bu oldu. Hangi kanalı açarsak açalım bu görüşmenin perde arkası, olasılıkları bundan sonra ne olurları tartışılacak. Vakit de böyle geçiyor" dedi.Sabah Gazetesi'nin yaptığı haber; haber olarak geçerken aynı haberi Birgün Gazetesi'nin yayınlaması nedeniyle çalışanlarının gözaltına alınmasını hatırlatan Ahmet Nesin ise "Arkadaşlar yapınca gözaltına alınıyor. RTÜK'ün söylediği belli gazeteler, gazeteciler ve kişiler için geçerli. Herkes için geçerli değil. Mesela Hayko Bağdat'a da erişim engeli gelmiş. Metin Cihan'a da gelmiş. Sırayla gelecek. Eskiden zaten Avrupa'da yaşayan bir sürü gazeteci için vardı. Şimdi bunlar çoğalacak" dedi.Sürecin Özal ile başladığını ifade eden Öztürk, "Anchorman diye bir şey çıkardılar. Daha çok erkek sunucu vardı. Haberin üzerine yorum yaptıkları için ancorman denmeye başlamıştı. Şimdi bu anchorwomanlığa kadar uzadı. Bu bizim mesleğin içerisinde uzun zamandır tartışılan bir şeydir Zaman zaman bende bu tartışmaların içerisinde taraf olduğum zamanlar oldu. Gazeteci tarafsız mıdır sorusunda biz kendi içimizde yıllardır tartışırız. Biz gazeteci tarafsız değildir diyenlerin içindenim. Gazeteci taraftır. Barıştan yana taraftır, insandan, çocuktan taraftır. Ama objektiftir. Her iki yada ikiden fazla olayın objesi varsa görüşere açık şekilde yer verir. O zaman ot gibi bir şey oluyorsun. Yaşamanın anlamı kalmıyor. Sadece elindeki metni okuyan birine dönüşüyorsun. Olayın ne kadarından bakacağınız siyasi iktidarı ilgilendiriyor. Bu ne zaman sürer gider, Türkiye yarı açık cezaevine dönüşür mü? Herhalde insanları endişelendiriyordur. Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinde bir astroloğun 'yarın biri ölecek ama kim olduğunu söyleyemem. Siz bilirsiniz' demesi nasıl bir suç oluşturuyor" diye konuştu.Nesinin; Özgür Özel'in erken seçim istiyorsanız erken aday açıklamanın mahsuru olmadığı yönündeki açıklamalarına katıldığını söylerken Öztürk de "Aynı şeyi yeniden geçmiş programlarda çok tartıştık. Kaldığımız yerden yeniden tartışıyoruz. Bir biz de belki dilimizi düzeltmeliyiz o anlamda. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre artık erken seçim diye bir şey yok. Seçimlerin yenilenmesi diye bir kavram var. Seçimlerin yenilenmesi için koşullar belli. İki kuruma yetki vermiş. Birisi Cumhurbaşkanlığı birisi TBMM. Seçimlerin yenilenmesi kararını alabilecek kurum yada kişi yok. Mevcut anayasamıza göre. Daha önce de bunu tartıştık. Mecliste çoğunluk bulmaları gerekiyor. Şu anda o çoğunluk MHP ile birlikte sağlanamıyor. İktidarın güvendiği seçimlerin yenilenmesi kararı alırsa muhalefetin kaçamayacağı diye düşünüyor. Ama muhalefetin seçimlerin erkene alınması için hiçbir sayısal çoğunluğu yok. Seçimleri erkene aldırmak için zorlayıcı gücünüz olması lazım. Türkçesi şu. Türkiye'de seçimler öne alınacaksa bunu ancak iktidarın istemesi gerekiyor. Muhalefetin de ona destek vermesi gerekiyor. Sayısal olarak muhalefet çoğunlukta olmadığı için seçimleri öne almak gibi bir gücü yok" diye ifade etti.CHP lideri Özgür Özel'in sıklıkla seçimlerin öne alınması yönündeki talebinin Cumhur İttifakı'nda karşılığı olmadığını düşünen Öztürk,"Türkiye'nin bugünkü ekonomik tablosunda hiçbir iktidar Erdoğan da dahil seçimleri öne almaz. Merkez Bankası 202 yılı enflasyon oranını 3 puan yükseltti.Yüzde 24'e yükseltti. Bu bile daha Aralık ayında 2025 ile ilgili program açıklıyorsunuz. Bunu yüzde 21 olarak öngörüyorsunuz. Bir ay sonra bunu revize ediyorsunuz. Bundan sonraki aylar ne olacak" şeklinde konuştu.
İZMİR
Yayınlanma: 10 Şubat 2025 - 17:55
Öztürk, "Türkiye'de seçimler öne alınacaksa bunu ancak iktidarın istemesi gerekiyor. Muhalefetin de ona destek vermesi gerekiyor"
İZMİR
10 Şubat 2025 - 17:55