Ekim ayında Ak Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile direnme belirtileri gösterseler de Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifalarının ardından gözler Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur'a çevrilirken CHP'nin içinde olduğu tavırı anlamış değilim. Çok cılız çıkan "Seçilmişlerin istifasının istenmesi milli iradeye aykırıdır" söylemi dışınnda yapılan bir muhalefet yok.
Hoş bu da çok geç kalmnış bir muhalefet. DBP'li 80 küsur belediye de eş başkanlar ile beraber çifter çifter görevden alınan hatta hapse atılan belediye başkanları için sesinizi çıkarmazsanız bu yapacağınız cılız söylemi kimse ciddiye almaz. Sesinizi yükseltmeye kalktığınızda da kimse sizi ciddiye almaz.
Geçtiğimiz hafta hem mesleki hemde gerçek anlamda abim olan 9 Eylül Gazetesi'nin Sorumlu Yazıişleri Müdürü Serdar Öztürk'ün köşesinde yazdığı "Kararsızlar" yazısından dile getirdiği Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile ilgiliaçılan soruşturma açılmasının kaleme alındığı yazıda dile getirdiği; "Geçtiğimiz haftalarda Ankara’dan bir kaynağım, Aydın kökenli, bir dönem Ankara, bir dönem de İzmir’de çalıştıktan sonra yeniden Ankara’nın yolunu tutmak zorunda kalan gazetecinin ortalığı karıştırmak amaçlı girişimlerinden söz etmişti" iddiası sonrası bende konuyu bazı Ak Partili vekillere sordum. Onlar tamamen reddederken "olur mu böyle şey" derken bende Ankara ve İzmir'de kaynaklarımı yokladım.
Özellikle Ankara'daki ve Ak Parti'ye yakın kaynaklarım ise tam tersi durum dile getirerek; "Sadece Aydın değil İzmir'de başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere bazı ilçe belediyeleri içinde aynı senaryo uygulamaya sokulabilir. Özellikle sosyal medyayı takip et. İlk atışlar orda başladı" ifadelerini kullandı.
Sosyal medyaya şöyle göz atarsanız İzmir'de bazı ortamlarda "Çakma Sarışın" olarak bilinen ve bir dönem Aydın'dan vekil ya da belediye başkanı olmak için çok kulis yapan gazetecinin yazılarını paylaştıklarını ve belediyelere yönelik gayri ciddi ve gerçek olmayan haberlerin paylaşımı başladığını görürsünüz.
Bu konu da kimse "cesaret edemezler" demesin. Doğu ve Güneydoğu'da çok rahat yapılan şey Ege Bölgesi'nde çok daha rahat hayata geçirilir. Dokunulmazlıklar kaldırıldığında da aynı söylemi ifade edenlerin, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun alınmasındaki sessizlikleri bunun en net örneğidir.
GönderMe1: Belediye Başkanlarına naçizane önerim; geçmiş müfettiş lahiyalarına bir bakın varsa ksik gedik uyarılar çerçevesinde kapatın. "Taş uzaktan gelmez" atasözü çerçevesinde başta meclis üyeleri olmak üzere etrafınızda çok konuşanların dikkatini çekin. Sosyal medya paylaşımlarınızı yapan kadroların paylaşım yapacakları sınırları belirleyin ya da gözden geçirin.
GönderMe2: Ak Parti Genel Merkezi'nden milletvekillerine sosyal medya uyarısı geldiği bilgisi Ankara Kulisleri'nde bu ara en çok konuşulan konu. Kulislerde kararın özellikle Ak Parti'nin AR-GE'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan İzmir Milletvekili Hamza Dağ'ın ABD'nin Ankara BüyükelçisiJohn Bass'ın açıklamaları sonrası attığı "Bass git" tweeti sonrası gelen çokça hakaret ve küfürün etkili olduğu konuşuluyor. Anlaşılan sosyal medyada bolca görünen bazı vekiller artık hesaplarını kullanamayacaklar.
GönderMe3: Ankara kulislerinde konuşulan bir diğer konu ise son dönemde Ak Parti'ye yanaşan isim ve dernekler geniş incelemeye alınacakları. Bu incelemenin özellikle derinleştirilen FETÖ Operasyonları kapsamında yapılması ise işin en dikkat çeken yanı. Bülent Arınç'ın siyasi literatüre soktuğu "koltuktan kalkamıyorsa altını pislemiştir" sözü bu incelemelerin mihenk taşı olacak.