İstikşafi kelimesi siyaset literatürüne 7 Haziran seçimleri sonrasında giren bir kelime. Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde "istikişaf" olarak karşımıza çıkıyor. Sözlüğe göre Arapça kökenli olan kelimenin anlamı, "keşfe, araştırmaya ait, keşif amaçlı" olarak açıklanıyor. Siyasette ise 7 Haziran seçimleri sonrası Ak Parti ve CHP arasında yapılan ve CHPliler tarafından dahi kendilerinin oyalanması ve kandırılması olarak kabul edilen "İstikşafi Görüşmeler"den bir partinin konudan yada siyasetten bihaber olması olarak değerlendiriliyor.
Yazının başlığı da bu "bihaber olma" durumu kaynaklı. 7 Haziran seçimleri sonrası nasıl uyutulmuş ve Kasım ayındaki erken seçim öncesi geçici hükümet ile Ak Parti kendine avantaj sağlamışsa OHAL ilanının ardından yaşanan olaylar karşısında CHP aynı "uyurgezer" hali sürdürüyor.
Düşünün MHP'nin kendi üyeleri ve Ülkücü tabanı isyan ettirecek kadar Ak Parti'nin dümen suyuna girdiği, HDP'nin ardı ardına patlayan bombalar ve terör saldırıları karşısında çok fazla tepki çektiği üstüne üstelik eşbaşkanları ve TBMM Grup Başkanvekillerinin tamamı dahil 12 vekili hapse atıldığı için sessiz kaldığı süreçte Anamuhalefet Partisi'nin o meşhur söz gibi "Çakmasa da gürlemesi" gerekmez mi? Ama maalesef ne ses var ne de görüntü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çok ama çok cılız muhalefetinin dışında ses yok. Hele de sol partilerde güçlü koltuk sayılan Genel Sekreterlik makamı bence çok zayıf. Hele ki son dönemde Türk siyasetine damga vuran Bülent Ecevit, Ertuğrul Günay, Önder Sav, Gürsel Tekin gibi isimleri düşünürsek çok zayıf kalıyor.
CHP Genel Merkez'de nasıl zayıf kalıyorsa İzmir'de durum pek farklı değil. Eğitim Sekreteri Yücel Özen dışında konuşan tepki veren yok. Pardon İl Başkanı Asuman Ali Güven'in resmi günlerle ilgili yaptığı yazılı açıklamaları var. O kadar siyaset üretiminden uzaklar ki Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürü'nün CHP'ye yönelik yenilir yutulur olmayan hakaretlerine bile tepkileri 2 gün gecikme ile oldu. Allahtan Yücel Özen bir gün önceden sosyal medya üzerinden açıklama yapıp bunu basın mensuplarına geçti de olay haber oldu. Zaten haber olduğunu görünce diğer yöneticiler amiyane tabir ile "Mal görmüş mağribi" misali konuya atladılar.
İzmir'deki ilçelere de benzer durum var. Allahtan Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak, Bayraklı İlçe Başkanı Cemalettin Alper ve Foça İlçe Başkanı Günal Biçer var. Yoksa ilçe başkanlıklarının lagvedildiğini düşünecek insanlar. CHP'nin tez elden silkelenip kendine gelmesi gerekiyor.
GönderMe1: CHP'deki bu ölü toprağı ana kademelerle sınırlı değil. Kadın ve gençlik kolları da onlardan geri kalır halde değil. Kadınlar da ses seda çıkmazken gençlik kolları ise kendi içinde kavga ederek adeta kendini tüketiyor. Siyaset yapma yerine birilerine adam olma durumu devam ediyor.
GönderMe2: Daha önce defalarca yazdım. Karabağlar üzerinden yazdığımız gençlik koluna sahip çıkılmaması, partiye emek verenlere değer verilmemesi daha dün üye olanları kendi adamları diye işe almaları durumu diğer ilçelerde de en çok şikayet edilen konu. Görünen o ki referandum ve seçim sürecinde CHP sahaya sürecek genç bulamayacak.
GönderMe3: Ak Parti'de 3 ilçe başkanı daha belli oldu. Şimdi Buca, Kiraz ve Güzelbahçe ilçelerinde yönetime girecekler yarışmaya başladı. Aman dikkat sizden önce atanan ilçe başkanlarının yaşadığını yaşamayın. Başkanların yanında başkanm çok yaşa deyip sokakta ise "yönetimi ben yaptım. Ben olmasam çalışmaları zor" söylemlerini ifade edenlere dikkat diyorum.
GönderMe4: Geçtiğimiz Hafta terör yine onlarca can aldı. Önce İstanbul ardından Kayseri'de yapılan saldırılarda 58 canımız gitti. Öncelikle halkımızın başsağolsun. Yaşananları insan olarak kabul etmek mümkün değil. Terörü yaratanlara, destek olanlara, bundan medet umup siyasi ranta devşirmeye kalkanlara binlerce kez lanet olsun. Siyasiler birbirini suçlaya dursun halk nedeyse ikiye hatta üçe bölünmüş durumda. Hani hep deriz ya dış devetler bizi Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Sağcı-Solcu diye bölmeye çalışıyor diye bu gün onların ekmeğine yağ sürecek hale geldik. Hiç bir ötekileştirmeye sebep olmadan bir an önce birlik beraberlik içinde hareket etme zamanı. Yeter artık! sen, ben, o. Şucu, bucu, ocu demeyi bırakalım tek vücud olalım.