Kasım içerisinde önce İzmir’de partili belediye başkanlarına ardından Trabzon’da İl başkanlarına seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iktidar olmak için yol haritası veriyor. Israrla dediği bir şey var sokakta çalışmak ve partinin kendi içinde tartışmaya kapatılması.
İkisi de bugünkü CHP için neredeyse imkansız boyutta zor. Zira partide siyaset yapmak isteyenler delege sistemini manipüle etmek için kendi tabanını kurma derdinde. Hele de İzmir gibi bir yerde bunu yapmak en kolay şey. Sokakta neden dolaşılsın ki. Nasılsa halkın önemli bir kısmı gözü kapalı sandığa gidip oy veriyor. Özellikle milletvekili ön seçimleri sırasında yaşananların herkes biliyor. Parti kulislerinde bu yönde dolaşan dedikodunun haddi var hesabı yok. Hatta kulislerde konuşulanlara göre ön seçime giren bazı milletvekilleri ve aday adaylarının oy almak adına bazı dernek, vakıf ve oluşumlara verdiği sözü halen yerine getirmemesi söz konusu.
İkinci durum CHP içinde daha vahim halde. Hani neredeyse parti içinde tartışma yaşanmazsa kıyamet kopacak inanışı var. Oysaki; Anadolu’da yaygın bir atasözü vardır; “Kavgalı eve kız verilmez” diye. Ama gelin görün ki ya CHP’liler bu sözün anlamını bilmiyor ya da bilmek işlerine gelmiyor.
Kılıçdaroğlu açıkça partililerini “Siyasi Eylem’’lerde bulunmaya davet ediyor. Demek istediğini kısa ve öz ifadeyle; “İktidara inanın, sokağa inin ve vatandaşı ikna etmek için çabalayın” olarak değerlendirebiliriz.
Neler Siyasi Eylem Değildir?
Gerçi bir çok CHP seçmeni ve üyesi siyasal eylemlilik kavramını masa başında yada sosyal medya üzerinden yazıp çizme olarak algılar hale geldiğinden neler siyasi eylem değildir? açıklaması elzem olmuştur;
-Facebook başta olmak üzere diğer sosyal medya uygulamalarında paylaşımda bulunmak yapılan paylaşımlara yorum yazmak ve eleştirilerde bulunmak siyasi eylem değildir!
-Kampanya kağıtları ya da sosyal medya üzerinden yapılan imza çağrılarına imza atmak siyasi eylem değildir!
-Sosyal medya kullanıcı isminin başına ifadeler ya da harf dizini koymak siyasi eylem değildir!
-Rakip parti ya da grup yandaşlarının sosyal medya paylaşımlarına hakaret edip onları aşağılayan yorumlar yazmak veya buna benzer paylaşımlarda bulunmak siyasi eylem değildir!
-Sadece eleştirmek ve suçlamak siyasi eylem değildir. Sol ve sosyal demokrasinin temelinde eleştirmekten önce özeleştiri vermek vardır.
Ders Almak İçin Kaç Mağlubiyet Lazım?
Rakip partiye oy verenleri sadece eleştirmek ve hakaret ederek laf atmakla muhalefet yapılmayacağını öğrenmek için daha kaç kez seçim kaybetmek gerekiyor? Hani hep şikayet edilir ya; “Her iki kişiden biri bu adamlara oy vermiş bizler vermedik kim vermiş?” denilerek işte oy verenler sizin hakaretleriniz ve aşağılamalarınız nedeniyle sesini edemeyip tabiri caizse “Sadece Allah ile baş başa kalınan” seçim kabininde bunun hesabını kesiyorlar.
CHP Maalesef fikir üretme yetisini kaybetmiş durumda. 1970’lerin ortasından itibaren “Orta’nın Solu” kavramı ile iktidar alternatifi olan parti bugün kısır iç çekişmelerin esiri olmuş durumda. En sık yapılan icraatlar ise rakibi aşağılamak ve hakaret etmek, parti içinden de kendinden olmayanı ayrılıkçı ve bölücü ilan etmek olarak karşımıza çıkıyor. Oysa ki CHP’nin geçmişine bakılırsa fikir üreten bir parti var. Son olarak üretilen, Aile Sağlık Sigortası, Asgari Ücret, Tarım Politikaları maalesef halka yeterince anlatılamamıştır. Bu projeler iktidar partisi tarafından bir iki ufak rötuş ile kendi projesi gibi hayata geçirilirken bile savunulamamıştır. Maalesef parti programları yerine ağzı laf yapan bir iki vekilin konuşma videolarını paylaşarak siyaset yapar hale gelinmiştir. CHP'de artık şapkanın öne konulup düşünme vakti gelmiştir.
GönderMe1: CHP'de revizyon yapılacak ise sokakları mesken edinen parti için emek sarfeden gençlerden başlanmalıdır. Sokaları parti adına arşınlayan gençlere "adamcılık" rolü biçmek yerine sol-sosyal demokrasi değerlerini aşılayın. Partiye nefer olan gençleri kendinize adam olarak devşirdiklerine değiştiğiniz müddetçe CHP bırakın iktidar olmayı elindeki oyu da kaybedecektir.
GönderMe2: Toplumsal tepkinin nelere kadir olduğu Belediyelerin kapatılan dershanelerinin ve Küçük Yaşta Çocuklara Yönelik Cinsel İstismar Yasa Tasarısı mücadelelerinden çok net ortaya çıkmıştır. Bölünüp parçalanıp kendi içinde muhalefet olma yerine ortak paydada buluşmanın nelere kadir olduğu umarım anlaşılmıştır.
GönderMe3: Belediye dershanelerinin kapatılma mücadelesi ortak tepki sonucu zafere ulaştı. Bu konuda oluşturulan kamuoyu sonrası geri adım zaferini bazıları sahiplenmeye çalıştı. Bu işte bence aslan payı Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla ve CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel'indir. Hele ki dersanelerden kurtulmak adına dersteki öğretmenlerin "işten çıkış yazıları"nı ellerine tutuşturanlar ve dersanelerini Halk Eğitim Merkezi'ne devreden ya da bunun için çabalayanların bu zaferin kahramanları olarak gezmesi ayıptır. O dersanelerde okuyan binlerce öğrenci ve velisi başta olmak üzere söz konusu ilçedekiler bu konuda kimin ne yapıp yapmadığını iyi biliyorlar. Emin olun ki gösterdiğiniz tavır aday belirleme ve seçim sürecinde önünüze çıkacaktır.
GönderMe4: Ak Parti'de zorla alınan istifalar sonrası parti çinde dedikodular tavan yapmış durumda. Kimis bu görevlere yeni "Karadenizli" isimlerin atanacağını iddia ederken kimileri de Bergama İlçe eski Başkanı Mustafa Durmaz'ın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınması sonrası görevden alınmaları bu yönde temizlik olarak nitelendiriyor. Bakalım süreç bize ne gösterecek.