CHP'de delege seçimleri tamamlandı.
Görünüşe göre beyaz, kırmızı ve mavi listeler yarıştı.
Kırmızıya pek anlam verememekle birlikte, çıkan sonucun ezici bir çoğunlukla beyaz listelerden yana olduğu görülebiliyor.
Mavi listecilerin toplam ağırlığı ise yüzde 15 civarında.
***
Siyasette kesin sonuç yoktur.
Bir bakarsınız karşınızda yer alan, bir başka seçimde yanınızdadır.
Ya da yanınızda sandığınız, gider karşı tarafa oy verir.
Bu süreçte “adam adama” markaj taktiği uygulanır ki sürpriz olmasın.
***
Açık söylemek gerekirse, mavi listeyi destekleyenler, CHP içinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve taraftarları olarak bilinmekte.
Hal böyle olunca da Soyer ve taraftarlarının delege seçimindeki başarıları çok etkili değil.
Peki çiçeği burnunda bir büyükşehir belediye başkanı bunu düşünmedi mi?
***
Doğruyu söylemek gerekirse bu konude net bir bilgim yok.
Ancak Rıfat Nalbantoğlu, Mustafa Özuslu ve bazı büyükşehir şirket yetkililerinin delege seçimleri boyunca takındığı tavıra bakacak olursak, Tunç Soyer'in olandan bitenden haberi olmaması düşünülemez.
En azından CHP içindeki siyasi aktörler bunu inandırıcı bulmaz.
***
Ortaya çıkan sonuç, Tunç Soyer'in desteğini alan mavi liste destekçilerinin aşağı yukarı İzmir'in bütün ilçelerinde ve sonrasında il seçiminde hiç etkileri olmayacağı yönünde.
Bu soncun baştan belli olduğunu söyleyenler de var, “şansımızı denemeliydik” diyenler de.
Eğer hesap yapmayıp sadece şans faktörüne güvendiler ise vay hallerine.
Bundan sonra yapacakları, Milli Piyango bileti alıp yılbaşı çekilşi sonuçlarını beklemek olacak.
Şans faktörü onda bile delege seçimlerinden fazladır.
***
Şu anda herkes bu sonuç üzerine Tunç Soyer'in ne yapacağını merak ediyor.
Daha başkanlıkta altı ayı doldurdurmuşken, gelinen noktada fazla da seçeneği yok.
Siyasi iktidarın 2023 yerine daha öncesinde (örneğin 2020'de) yapacağı bir erken seçimde bu haliyle Soyer ve ekibinin İzmir için belirleyici olma şansı sıfıra yakındır.
Doğal olarak mavi liste için çırpınan kimi vekiller ile vekil adayları içinde durum aynıdır.
***
Sorumuza dönelim.
Bu sonuçlardan sonra Tunç Soyer ne yapar.
Önünde üç seçenek görünüyor.
Birincisi, “Benim adıma delege seçimlerinde taraf olanlara herhangi bir yönlendirmem olmamıştır. Organik hiç bir bağım yoktur. Ben delege seçimlerinde hiç kimseyi ya da listeyi desteklemedim” der ve mavi listecileri kendi kaderleriyle başbaşa bırakır.
İkincisi, “Benim adıma hareket ettiklerini söyleyen arkadaşlara desteğim tamdır. Sonuçlar ne olursa olsun arkadaşlarımın yanındayım ve onlarla siyaset yapmaya devam edeceğim” der.
Üçüncüsü ise, sessiz kalmayı sürdürür ve kapalı kapılar arkasında kaybettiği belli olan mavi listecilerden kimleri kurtarmak istiyorsa onları ilçe ve il seçimimlerinde listelere sokabilmek için çabalar. Bu arada bu mavi listeler için çırpınan pek çok isim de siyasi kurbanlık haline gelir.
***
Mavinin kaderi Tunç Soyer'in elindedir artık.
Siyasetteki ilk büyükşehir sınavını nasıl verecek birlikte göreceğiz.