İnsanın hayatı; umutla, mücadeleyle, hayallerini gerçekleştirmek adına direnmeyle geçiyor sanırım. Elbette bu umutlar salt bireysel olmuyor. İnsan kendi kadar başkası, başkaları, ülkesi, toprakları için de ümitler besliyor, dilekler diliyor ama çoğu zaman da maalesef ümitlerinin/dileklerinin selâsının okunduğuna şahit oluyor üzüntüyle...
Malumunuz, Rusya Ukrayna’ya savaş açtı ve binbir acı yaşanır oldu Ukrayna topraklarında. Savaş 4.gününde olmasına rağmen, birçok masum insan katledildi bu süreçte. Olayı nedenlerine, siyasi boyutuna girmeyeceğim. Bunlar zaten açtığınız her kanalda, her gazetede tartışılıyor. Ben savaşın insani boyutunu konuşmak istiyorum sizlerle ve savaşın bizim topraklarımızdaki yankısını görelim diyorum beraberce.
Öncelikle şurada anlaşalım. Hiçbir savaşın kazananı yoktur. Her savaşta tüm taraflar kaybeder aslında, kazandıklarını sansalar da. Meşru müdafaa ve masumlara dokunmadan kendisini savunma ama savunurken de gözlerine kan bürünmeme dışında insanın eline aldığı silah, onu kahraman yapmaz. Katil, zalim, alçak yapar nezdimde. O yüzden savaşların da, silahların da, silahları tutanların da, silahları tutturanların da canı cehenneme! Savaş büyük bir felakettir, insanlık dışıdır, vahşettir, inan haklarına aykırıdır, acımasızlıktır, katliamdır, kötü olan her şeydir! Şimdi bunlar burada kalsın, biz dönelim savaşın ülkemizdeki yansımasına.
Ülkemizde 2 türlü yansıma oldu. Birinci kısım, savaşa lanet eden, savaş karşıtlığı yapan, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa karşı çıkıp durmasını isteyen kısım. Diğer kısım ise olayın mide bulandırıcı kısmı, Ukrayna kadınları hakkında iğrenç espriler yapıp ağzından salyalar akıtarak Ukrayna kadınlarını ağzına bulayan şerefsiz, puşt, ahlaksız, vicdansız kısım. İkinci kesime değişmeyeceğim pek. Bu kesimin zaten ne denli şerefsiz olduğu ortada. Daha fazla bahsedip burada iğrençliklerine fazlaca yer vermenin anlamı yok. İlk kısma gelelim şimdi.
Savaş kötü müdür? Evet. Savaş yıkım mıdır? Evet. Savaş felaket midir? Evet. Savaş nerede olursa olsun berbat ve insanlık dışı bir olgu mudur? Evet. Peki, savaş karşıtı birinci kısım insanlar madem bu kadar tarafsız, insancıl, savaş karşıtı idi, bu ülke birçok bölgeye (Kürtlere) operasyon yaparken, neredeydi bu sözde savaş karşıtı, insancıl tavırları? Hani şimdi savaşa hayır diyorlar ya, biz savaşa girseydik savaş naraları savurup “En büyük asker bizim asker” naraları savurmayacaklar mıydı bunlar alanlarda toplanıp kocaman Türk bayrakları açarak? Birçok teskereye evet diyen vekillere destek verenler bunlar değil miydi yoksa? Şimdi sözde tarafsız davranıp savaşa hayır diyorlar ya, mesela Ermenistan Azerbaycan savaşında tarafsız oldular mı? Savaşta ölen Ermenilere de üzüldüler mi ölen Azerilere üzüldükleri kadar? Kürt illerinde operasyonlar yapılırken, ölen onca Kürt için ah vah ettiler mi? Peki Suriye savaşında tavır neydi? Şimdi olduğu gibi miydi? Kürt illerinde askerler duvarlara Kürtler ve Kürt kadınları hakkında ahlak dışı şeyler yazarken, alkış tutanlar bunlar değil miydi? Nefret ettikleri bil ülkenin masum insanları ölünce ohhh, nefret etmedikleri bir ülkenin masum insanları öldüğünde vahhhh. Çok özür dileyerek yazacağım. HA S….N ORDAN İKİYÜZLÜ YAVŞAKLAR!
Savaş kötüyse, her yerde kötü! Savaş felaket ise, herkes için felaket! Aması fakatı olmadan! Eğer ki ırka ve ülkeye göre savaş karşıtlığı değişiyorsa, bu savaş karşıtlığı değildir. Bu bildiğimiz şerefsizliktir! Tabi ki halisane ve hakkıyla savaşa karşı olan ve bunu dile, eyleme dökenlere değil sözüm. Kelamım, yavşaklara! Midem almıyor bu riyakarlığı yahu!
Ha bir de hala “Bizim ülkemiz, insanlarımız, değerlerimiz kutsal” naraları savuranlar var. Örnekleyeyim. Bir haber programı yayınına katılan gazeteci Çetin Çetiner, Ukraynalı kadınların sevgililerini kocalarını bırakıp ülkeden kaçtıklarını, Ukraynalı erkeklerin sevgililerini karılarını sınıra bıraktıklarını, bizim ülkemizde olsa erkeklerimizin asla kadınlarını bırakmayacağını ama herkesin bizim gibi olamayacağını, bizim değerlerimizin onlar gibi olmadığını vs vs falan söyledi. Kan beynime sıçradı bunları duyunca. Bu nasıl bir ahlaksızlıktır yahu! İnsanlar orada savaşı yaşıyor, korku halindeler ve kimsenin can güvenliği yok ve çıkmış bir gazeteci bozuntusu ahlaksızca ve insanlığa, vicdana sığmayacak şekilde vikvik ediyor ve Türkiye güzellemesi yapıyor! Bizim erkeklerimizin çoğunun ağzından salyalar akıyor Ukraynalı kadınlar için, ne değerinden bahsediyorsunuz sen be! Hay lanet olsun yaa!
Şimdi yazının taaa en başına gelelim. Hani ümitler, dilekler, hayaller mevzusuna. Bizler hep özgürlük, koşulsuz sevgi, koşulsuz vicdan, koşulsuz adalet, koşulsuz merhamet gibi önemli ve bir ülkeyi, toplumu ayakta tutup var eden duyguların öne çıktığı bir toplumun, bir ülkenin hayalindeyiz ve bunun için mücadele ediyoruz ya, işte birkaç gündür ben yine bunların selâsının okunduğunu görüyorum. Tabiki mücadeleye devam ama keşke biraz da güzellik, insanlık, hakkaniyet, sevgi, barış, hoşgörü....kazansa!