Nesin, kimsin, adın ne, hangi milliyettensin bilmiyorum. Fark eder mi tüm bunlar ve araya girer mi ayrılıklar? İster adın Ayşe olsun, ister Can, ister Hans olsun, ister Rose...ne önemi var adının tüm isimler kabulümken? Peki cinsiyetin önemli mi? Ha kadın ol ha erkek, ha lgbti ol ha hetero, bunlar kıstas mı birini sevmek için? Cinsel kimliğin seni ilgilendirir. Beni ilgilendiren tek şey insanlığın. Trans olsan de severim seni, hetero olsa da kucaklarım yüreğini. Zalim olmaman kaidesiyle, hangi isimde ve hangi cinsiyette olursan ol, baştacısın yüreğimde. Hangi millette olduğunun da önemi yok bende. Tüm dillerde, tüm renklerde sarılabiliriz bence...
Dinini, inancını, inançsızlığını, doğrularını, ideolojini ben mi sorgulayacağım, ben mi yargılayacağım? Ne haddime! Farklı da olsak seninle, hayatı paylaşıp, aynı oksijeni soluyup, sevgi ve saygıyla kucaklaşıyorsak, neyin önemi kalır dünyada? Ne sen sorgula beni, ne ben sorgulayayım seni. Birbirimize saygı duyarak ve dayatma faşizminden uzak durarak kucaklayalım evreni. Dünya dediğin bir avuç toprak sadece ve ömür dediğin, göz açıp kapayıncaya kadar süren bir evre...
Hayatta savaşmak ve düşmanlık kadar kötü bir şey var mı sence? Barış içinde yaşamak varken, savaşmak hangi akılsızların işi? Sevmek/mutlu olmak varken, kin/nefret hangi arsızın hayatı benimseyişi? Oysa küçükken öğretilmeliydi her insana insanın/hayvanın/doğanın koşulsuz değerliliği. Bu üçünü tavaf etmek öğretilmeliydi benliklere. Ancak bu şekilde hakkıyla insan olunacağı ve bu dünyada huzur bulunacağı işlenmeliydi zihinlere. Savaş ve kin tanrıları hiç yaratılmamalıydı. Barış ve sevgi tanrıları dünyanın her karesini sarmalıydı. Doyumsuzluk, güç ve kapitalizm tanrıları asla var olmamalıydı. Sınırlar çizilmemeliydi milletler arasına. Faşizm ekilmemeliydi insanların kafasına...
Peki tüm bunlardan dolayı umutsuz mu olmalı yürek? Ayrılıklardan dolayı umutsuzluğu mu kuşanmak gerek? Şüphesiz ki her zorluğun ardında mutlaka bir kolaylık vardır ve şüphesiz ki ümit her daim insana yardır.
Hayatta sevmek ve sevgiyi paylaşmak kadar güzel bir duygu yok. Kim ve ne olduğun zerre kadar umurumda değil. Seviyorsan, sevgiyi paylaşıyorsan, mutluluk saçıyorsan, barışı özümsüyorsan, insansın nezdimde. Ben Türk, Kürt değilim ama bir Türk’e, bir Kürt’e veya başka bir milletten birisine sarılabilirim neşeyle. Ben Alevi değilim ama bir Aleviyi sevgiyle alabilirim yüreğime. Ben ateist değilim ama bir ateisti baştacı edebilirim gönlümde. Ben trans değilim ama bir transı sarabilirim sevgiyle...
Sen iyi olmazsan ben iyi olamam. Sen de iyi olamazsın ben iyi olmazsam. Birbirimizi sevmezsek, bu düşmanlık herkesi öldürecek. Doğaya ve hayvanlara sahip çıkmazsak, bu dünya bitip tükenecek. Doğa, hayvan ve insan, hepimiz birbirimize muhtacız. Birbirimizin hem düşmanı hem birbirimize ilacız. Bırak tabularını. Boşver ayrılıkları. Tek renk olsaydı hayatta, sıkıcı olmaz mıydı sence? Hayat renklerle güzel ve her canlı kendi rengiyle özel.
Zalim olmaman kaidesiyle;
Hangi milletten/dilden olursan ol, seni seviyorum.
Hangi inaçtan olursan veya inançsız olursan ol, seni seviyorum.
Hangi cinsel kimlikten olursan ol, seni seviyorum.
Peki sen beni, herkesi olduğu gibi kabul edip sevebilir misin???